21 Mart 2023 04:56

Çin, Ortadoğu’ya ısınıyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (solda) ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (solda) ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping | Fotoğraf: Kremlin.ru/CC BY 4.0

Paylaş

Çin, Ortadoğu’da ve giderek tüm küresel Güney’de sadece ekonomik ve kültürel bir dış aktör olmaktan çıkıp siyasi bir aktör olmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz hafta Ortadoğu’daki uzun süreli çatışmalardan biri, en azından resmi düzeyde, Çin’in ara buluculuğuyla son buldu. Suudi Arabistan ve İran diplomatik ilişkilere yeniden başlamaya karar verdiler. Ayrıca, imzalanmış ama hiç uygulanmamış ekonomik anlaşmaları yürürlüğe koyacaklar ve yine resmi düzeyde kalma ihtimali de olsa, birbirlerinin iç işlerine karışmayacaklar.

Bölgenin iki büyük ülkesinin arasındaki çatışmanın çözülmesinin bölgedeki diğer meselelere doğrudan etkisi olacak. Örneğin, sırada Yemen iç savaşının çözülmesinin olduğu söyleniyor çünkü İran, Suudi Arabistan’la anlaşmasından sonra Yemen’de de Husilere desteğini kesecek.

Bu anlaşmanın bölgesel etkileri kadar küresel etkileri de olacak çünkü anlaşmanın ara bulucusu Çin. Yakın zamana kadar Ortadoğu’da en etkin küresel güç olarak ABD kabul ediliyordu. Ancak, ABD bölge içinde müttefiklerinden bir ağ oluşturduğu için ara buluculuk vasfı zayıftı. Zaten, Obama döneminden beri Asya Pasifik’e yoğunlaşma stratejisi Afganistan’dan çekildikten sonra teyit edilmişti. Çin’in, Ortadoğu’ya ilgisi enerji güvenliği ve Kuşak ve Yol Girişiminin ilk zamanlarındaki yatırım hedefleriyle başladı ama zaman içerisinde siyasi bir aktör olma amacına evroldu.

2012 yılında başlayan Kuşak ve Yol Girişimi, Çin’in 2015 yılında dijital ve yeşil sanayileşme pazarlarına hakim olma programıyla birleşince Körfez ve Doğu Akdeniz Çin’in bu yüksek teknolojili yatırımlarının pilot alanı oldu. Bu esnada, Çin, Küresel Güvenlik Girişimi ve en yenilerde, Küresel Uygarlık Girişimi ile uluslararası alanda çatışmaları çözme sorumluluğunu alan ve normları değiştirme gücüne sahip bir lider ülke olmaya soyundu.

 2021’de, zamanın Dışişleri Bakanı Wang Yi, BM’de, İsrail ve Filistin arasında ara buluculuk yapmayı önerdi. Bu, Çin’in Ortadoğu’da siyasi bir aktör olmak için attığı önemli bir adımdı. Ama, 2022’de Ukrayna savaşının çıkmasıyla Çin, kendini yeniden tarafsız bölgeye çekti ve ara bulucu olmayı bile reddetti. Çünkü, bir yandan Rusya’yla beraber ABD hegemonyasına karşı çıkmak isterken, bir yandan da Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmiş olması Çin’in devlet egemenliğine saygı dış politika ilkesine ters düşüyordu. Bu hafta ise, geçtiğimiz haftalarda üçüncü dönem hükümetini kuran Xi Jinping ilk yurt dışı ziyaretini Rusya’ya yapıyor.

Batı basını bu ziyareti Çin-Rusya otokrasi ekseninin doğrulanması olarak yorumlasa da bölge içinden bakanlar bunu Çin’in bölgedeki yeni kimliğini güçlendirme hamlesi olarak okuyor. Yani, Putin meşruiyetini arttırmak için Xi’nin ziyaretini eşitler arası bir buluşma olarak sunmak istese de Xi yüksek ihtimalle bu ziyareti Rusya ve Ukrayna arasında ara buluculuk sürecini başlatmak için kullanacak ve gelecek hafta da Zelensky’yi arayacak. Hatta, Gazeteci Hediye Levent’in dikkat çektiği üzere, geçen haftaki İran-Suudi Arabistan anlaşmasının bir sonucu olarak Suudi Arabistan da Çin’in ara buluculuk sürecine dahil olarak bölgesel gücünü arttırmak isteyecek. Böylece, Çin, bir zamandır bölgeye olan ilgisini pekiştirmiş olacak.

Çin, Ortadoğu’ya dair ilgisinin yanında bilgisini de geliştirmek için tarihsel olarak bölgede okumuş, dilini bilen, meslek hayatını bölgede geçirmiş geleneksel diplomatların yanı sıra yeni kuşak akademisyen, diplomat ve gazetecileri de bölgeye göndererek yetiştiriyor. Çin’deki bölge uzmanı akademisyenler de hem İran-Suudi Arabistan anlaşması hem de Rusya ziyareti hakkında görüşlerini açıkladılar. Bu görüşler, şaşırtıcı bir açıklıkla Xi’yi Rusya hamlesine karşı uyarıyordu. Örneğin, Şanghay Uluslararası Çalışmalar Üniversitesi Profesörü Liu Zhongmin, Çin’in İran-Suudi Arabistan anlaşmasında ara buluculuk yapmasını desteklerken Çin’in gücünün Rusya-Ukrayna savaşını bitirmeye yetmeyebileceğini söylüyor. Liu’ya göre, İran ve Suudi Arabistan’ın diplomatik ilişkileri yeniden başlatmak için Çin’le ilişkileri iyi tutmak dışında başka yerel ve bölgesel motivasyonları da var. Ama, Rusya-Ukrayna durumunda Çin’in kontrol edemeyeceği faktörler edebileceklerinden daha fazla.

Yine Şanghay’dan bir başka akademisyen, Fudan Üniversitesi Profesörü Feng Yujun da Xi’nin Rusya ve Ukrayna arasında ara buluculuk için acele etmemesi gerektiğini çünkü Putin’e güvenemeyeceğini söyledi. Feng’a göre Putin’in anti-emperyalist, Batı karşıtı söylemi içinde alternatif bir dünya düzeni amacını barındırmıyor, sadece güç dengelerini değiştirmek için bir araç. O yüzden, Çin, devletlerin egemenliğine saygı duyma dış politika prensibini Rusya için bir kenara koymamalı. Çin’de özellikle Xi döneminde akademik özgürlükler çok kısıtlandığı için bu akademisyenlerin fikirleri sadece kişisel analizleri olarak değil, Pekin’de Çin’in Ortadoğu’daki yeni ara bulucu rolü hakkında var olan fikir ayrılıklarının yansıması olarak da görülebilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa