22 Mart 2023

Sağlık balonu patlar mı?

Fotoğraf: Meltem Akyol/Evrensel

Hastanede, misal on gün yatan bir hastaya her gün ayrı bir hekim bakıp tedavi düzenlemeye kalkarsa sonuç ne olur? Tıbbi hataya açık olmaz mı? Hukuk dilinde buna malpraktis denmekte olup, suçtur. Hangi hastaneden mi bahsediyorum? Cevabı yakınınızdaki bir kamu hastanesine bakarak kendiniz bulmaya ne dersiniz?

Sağlık Bakanlığı uygulamaları mevcut hali ile Sosyal Güvenlik Kurumunu (SGK) her an batırabilir. SGK gerçekten özerk bir kurum olabilseydi, birçok kamu hastanesi ile sözleşmesini fesheder, SGK’li hasta göndermezdi.

Giderek yaygınlaşan bir uygulama olarak, Sağlık Bakanlığına bağlı devlet hastanelerinde polikliniklere uzman hekim yığıp, beş dakikada bir randevu verilmesi SGK için birçok açıdan külfet. Yataklı hasta biriminde nerede ise doktor bırakılmaması, kimi hastanelerde gece nöbetçi olan hekimin aynı zamanda o branşta yatan tüm hastaları gündüz de izleyen tek hekim oluşu, her gün o doktorun değişmesi hem yatış sürelerini uzatarak hem olası eksik yanlış tedavilere zemin hazırlayarak gerek SGK’yi maddi boyutu ile gerekse SGK’li hastalara tıbbi açıdan zarar vermektedir.

Beş dakikalık poliklinik randevuları, doğası gereği gereksiz tetkiklere neden olabilmektedir. E-Nabız sisteminde 2014-2023 arası tüm laboratuvar tetkikleri yüklü iken, o kısa sürede hekimin analiz yapması mümkün değildir. Aynı tahlilin kısa zaman dilimlerinde sık sık istenmesi kurumu zarara uğratmaktadır. Kanımca SGK geçmişe yönelik zarara uğramışlığını Sağlık Bakanlığından hukuki yollarla talep etmelidir.

Kışkırtılmış bir sağlık organizasyonu tercih edildi “sağlıkta dönüşüm” sürecinde. Hal böyle olunca acil servisler dolup taşmakta. “Sağlık Bakanlığı hastanelerine 2017 yılında 101 milyondan fazla acil hasta başvurusu gerçekleşmiş; acil muayenelerin toplam muayeneler içerisindeki oranı yüzde 28.4’e ulaşmış durumda.” Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın da belirttiği üzere “Sağlıkta Dönüşüm Programı ile Türkiye, tüm dünyada, nüfusundan fazla acil servis başvurusu yapılan tek ülke konumundadır.” (Türkiye Sağlık Forumu, 2022)

Yine “Sağlık hizmetlerinin verimliliğiyle ilgili kullanılan önemli göstergelerden birisi yatak doluluk oranıdır. Verimli çalışan hastanelerde genel olarak yatak doluluk oranının yüzde 75’in üzerinde olması beklenir. Ancak Türkiye’de yatak doluluk oranı (yüzde 65.5) ile OECD ortalamasına göre (yüzde 76.2) düşüktür.” Hekimlerin başhekimliklerce polikliniklere yığılması, yataklı birimlerden hekimlerin giderek çekilmesi, bu sonuçta önemli rol üstlenmektedir.

Mevcut hali ile tabeladan ibaret eğitim hastanelerinden tutun da çığırından çıkan bir gecede doçent edişlere, hizmet hastanelerinden şehir hastanelerine, aile hekimliği modelinden iş yeri hekimliğine kocaman bir sağlık balonu var.

AKP sağlık balonu ile kalıcılaşmıştı, şimdi o balon ha patladı ha patlayacak…

Sağlıcakla kalın.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et