23 Mart 2023 04:20

Gözler karartılmaya görsün!

Fenerbahçe - Galatasaray maçı

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Ülkenin, 120 yıla yaklaşan geçmişe sahip en önde gelen iki kulübünün arasındaki çekişmenin geldiği boyut tam anlamıyla içler acısı. İki kulüp de kazanmaktan, şampiyon olmaktan öte hiçbir sportif değer tanımayan/bilmeyen ergen zihniyetli yöneticilerin elinde. Güzel oynamak, oyunu güzelleştirmek sadece kazanmaya odaklanmışların umurunda değil. Mutlak kazanma hedefi doğrultusunda gözler karartılınca, rakibe saygı duymak, onurlu, faziletli mücadele etmek gibi en temel etik değerlerin de esamesi okunmuyor.

Yöneticilerin yaklaşımına paralel olarak futbolcular da sahada hakeme itiraz etmeyi alışkanlık haline getiriyor, türlü sahtekarlık örnekleri sergileyerek hakemleri kandırmaya ve avantaj elde etmeye çalışıyor. Oyun neredeyse tamamen hakemi baskı/etki altına alma çabası üzerine kurgulanmış durumda.

Yönetim kademesinden futbolcusuna, medyasından taraftarına kadar ibret alınası bir düşünsel çapsızlık söz konusu…

Bu koskoca kulüplerde, gidişata müdahale edip yöneticilerin utanç verici açıklamalarına tepki gösterecek ve onları olgunluğa, kulübün tarihine yakışan ağırlığa davet edecek aklı başında, kültürlü, birikimli hiç kimse yok herhalde. Anlaşılan o ki, her iki camia da “Kazanmak için her yol mubahtır” anlayışının çerçevesinde kenetlenip şampiyonluğa odaklanmış. Şampiyonluk yarışında avantaj sağlamak adına her türlü rezilliği göze alabilecek kadar sefil bir etik seviyesindeler. Karşılıklı suçlamalar, laf sokmalar, imalar, göndermeler havada uçuşuyor…

Karından konuşularak ortaya konan iddiaların haddi hesabı yok ancak ortada ne bir kanıt ne de bir belge var...

Kazandıysalar, mükemmel bir performans sergiledikleri içindir. Kaybettiyseler işin içinde kesin, kendilerini engellemeye çalışan güçlerin parmağı vardır. Bu güçlerin hazırladığı tezgahla haksızlığa uğratılmış ve mağdur edilmişlerdir! Yoksa hiç kaybederler mi?

Yıllardır bıkmadan, usanmadan sahneye koydukları hep aynı senaryo. Bıkmıyorlar, usanmıyorlar çünkü mağdur rolüne bürünmenin karşılığını özellikle taraftarlar nezdinde fazlasıyla alıyorlar. Hak, adalet laflarının da eksik edilmediği isyankar serzenişlerle taraftarları yönlendirip gaza getirmek çok daha kolay oluyor...

Nasıl bir fanatizm ve nasıl bir kompleks söz konusuysa kendilerine hiçbir şekilde toz kondurmuyor, yaşadıkları bütün kayıpların, olumsuzlukların sorumluluğunu dışarılarda bir yerde arıyorlar. Ah bir de yıllardır dillerinden düşürmedikleri kendilerini engellemeye, durdurmaya çalışan karanlık güçlerin kimler olduğunu ortaya koyabilseler...

Oysa, kendilerini gizleme gereği bile duymayan kimi karanlık güçler fütursuzca ortada boy gösteriyor. Yaptıkları açıklamalarla hakemleri baskı altına almaya çalışan yöneticilerden ala karanlık güç mü olur?

Yüzsüzlük o denli kanıksandı ki artık kazandıkları maçların ardından da hakemlere sallamaya başladılar. Sonraki haftalara şimdiden yatırım yapmanın uyanıklığı!

Oyunu güzelleştirip hem oynayana hem izleyene keyif veren bir aktiviteye dönüştürecek bilgiden yoksun kalmanın bedeli hepsi. Bilgiyi kim önemsiyor ki zaten? Bilgiyi önemseyen, keyif veren bir oyunla kazanmak ister. “Ne pahasına olursa olsun kazan” anlayışı bilgiye terstir, bilgiye değer vermemek anlamına gelir. Bilgi sahibi olan, kazanmanın, doğru ve güzel oyunla çok daha kolay olacağını bilir. Bilgiye önem ve değer verilmediği için memlekette futbol adına konuşulanlar, yazılanlar ağırlıklı olarak hakem kararlarından ibaret kalıyor.

Boş tartışmalarla zaman ve enerji yitirmenin, oyunun gelişimine ayak bağı olmaktan öte bir işe yaramadığını bir türlü fark edemiyorlar...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa