25 Mart 2023 04:20

Xerox Alto’dan yapay zekaya

 606x808 piksellik dikey monitörü, devasa kasası, üç tuşlu faresi ile bir Xerox Alto

606x808 piksellik dikey monitörü, devasa kasası, üç tuşlu faresi ile bir Xerox Alto|(Fotoğraf: Joho345/Wikimedia Commons)

Paylaş

Yapay zeka teknolojilerinde her güne birçok yeni gelişmenin yığıldığı yoğun ve sıra dışı günlerden geçiyoruz. OpenAI, geliştiricilerin ChatGPT’yi güncel verilerle farklı amaçlar için entegre etmesinin önünü açacak eklenti sistemini duyurdu. Dijital tasarım aracı Canva, ritim senkronizasyonundan bir tasarımdaki nesneleri silmeye ve değiştirmeye, bir tasarımı otomatik olarak farklı dillere çevirmekten metinden görsel oluşturmaya uzanan genişçe bir yelpazeye yayılmış yapay zekaya dayalı yeni tasarım araçlarını tanıttı. Microsoft, OpenAI’ın metinden görsel üretme sistemi DALL-E’yi yeni Bing’e entegre etti. Yapay zeka teknolojilerinin etkileri sadece “dijital” ile sınırlı da kalmıyor. Sentetik kan plazması geliştirmekten ekran için metin yazarlığına pek çok alanda yapay zeka ile bağlantılı gelişmeler ve tartışmalar sürüyor.

Microsoft’un kurucularından Bill Gates’in LinkedIn sayfasında “Yapay zekanın çağı başladı” diye ilan etmesi tesadüf değil. Gates, hayatı boyunca iki teknoloji tanıtımını devrimci bulduğunu; bunların ilkinin 1980’de kendisine daha sonraki tüm grafik kullanıcı arayüzlerinin de temeli olacak olan grafik arayüzünün gösterilmesi olduğunu ikincisinin ise OpenAI’dan yola çıkarak yapay zeka olduğunu ifade ediyor. Ardından bir “hayırsever” olarak yapay zekanın önümüzdeki beş on yıl içinde insanlığın ne kadar işine yarayacağına ve eşitsizlikleri nasıl çözeceğine dair görüşlerini paylaşıyor. 

Gates’in yapay zekanın önemine vurgusunu daha anlaşılır kılmak açısından devrimci bulduğu diğer teknolojiyi biraz açmak gerek. Makalesinde ismini vermemiş olsa da Gates’in bahsettiği ilk grafik arayüz bu ayın başında ellinci yaş gününü kutlayan 1973 doğumlu Xerox Alto ve ardılı Xerox Star. Apple’ın kurucularından Steve Jobs’ın Alto’yu ilk gördüğü zamana dair anlatımı Alto’nun önemine dair biraz daha fikir verebilir:

“Bana aslında üç şey gösterdiler ancak ilkine o kadar kör olmuştum ki diğer ikisini gerçekten göremedim. Bana gösterdikleri şeylerden biri nesne yönelimli programlamaydı. Bana bunu gösterdiler ama ben bunu görmedim bile. Bana gösterdikleri diğer şey ise gerçekten ağa bağlı bir bilgisayar sistemiydi. Hepsi ağa bağlı, e-posta vs. kullanan 100’den fazla Alto bilgisayarı vardı. Bunu görmedim bile. Bana gösterdikleri ilk şey olan grafiksel kullanıcı arayüzü gözümü kör etmişti. Hayatımda gördüğüm en iyi şey olduğunu düşünmüştüm. (…) Ve on dakika içinde, bir gün tüm bilgisayarların bu şekilde çalışacağını anlamıştım.”

Günümüz makinelerinin hepsinin pek çok önemli özelliği Alto’dan gelir: Fare ile kullanılan grafik arayüz, bu yıl Bob Metcalfe’ye bilgisayar bilimleri alanının Nobel’i sayılan Turing Ödülü’nü de kazandıran ethernet ağ bağlantısı, nesne yönelimli programlama… Modern sistemleri üreten şirketler ve sahipleri Dostoyevski’nin Gogol’un Palto’suna çaktığı gibi bir selamı genelde eksik etse de gerçeklik budur. Xerox Alto bilgisayar sistemlerinin Göbekli Tepe’sidir.

Alto’nun kendisi başarılı bir ticari ürüne dönüşemedi ancak Alto’nun gölgesinden bugün bir kısmı dünyanın en büyükleri arasında sayılan binlerce şirket çıktı. Alto’nun teknik gelişkinliği ile başlayan bütün bu süreçten insanlığın büyük bir kısmı zaman içinde faydalanabilse de bu faydalanmanın ön koşulu çoğunlukla şirketlerin kasalarını doldurmak oldu.

Şimdi benzer bir “Endüstriyel ele geçirme” tehlikesi yapay zeka teknolojileri için de söz konusu. Yapay zeka alanında çalışan şirketler bir yandan devşirme usulü akademik kadroları yağmalarken diğer yandan da “üniversite-şirket iş birlikleri” ile akademinin olanaklarını yağmalıyor [6]. Kamu kaynakları ile desteklenen akademik çalışmalar içeriğine kamunun erişimi olmayan ticari sırlara dönüşüyor. Burslar, fonlar ve anlaşmalar gibi yollarla yapay zeka alanında akademinin hangi araştırma alanlarında derinleşebileceği de dahil olmak üzere hemen her şey az sayıda büyük şirketin kâr güdülerine endeksli. Şirketlere kâr getirmeyecek araştırma alanları akademisyenler için pratikte engelli.

Gates kıyasında haklı. Yapay zeka teknolojileri yaratabilecekleri değişiklik açısından Alto kadar güçlü olma potansiyeli taşıyan araçlar. Ancak bu araçların geliştirme ve kontrolünün bir avuç şirketin elinde olmasının doğal sonucu insanlığın çıkarlarının değil şirket kasalarının öncelenmesi olacaktır. William Gibson’un daha ‘90’ların başlarında kurduğu “Gelecek zaten burada. Sadece pek eşit bir şekilde dağıtılmadı” cümlesindeki eşitsizliği dağıtacağımız günlere…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa