Afet sonrası seçmen eğilimi?
Fotoğraf: Gözde Meydan/Evrensel
6 Şubat 2023 günü sabahı saat 04.17'de Maraş’ın Pazarcık ilçesinde meydana gelen 7.7 büyüklüğündeki ilk deprem ve izleyen depremler ülke nüfusunun 13-14 milyonluk bir kesimini doğrudan etkiledi. Depremlerin derin yıkım ve kayıpları ortasında gündeme gelen önemli bir konu da yaklaşan seçimlerin tarihi oldu. Kısa süren bir belirsizlikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan 10 Mart günü düzenlediği basın toplantısında seçimlerin 18 Haziran yerine 14 Mayıs’ta yapılması kararı aldığını açıkladı. Kendi adaylığını da ilan etti.
Erdoğan, seçim tarihini değiştirme gerekçesi olarak önceki tarihin YKS sınavı ve hac zamanıyla çakışmasını, ilk ve orta dereceli okulların tatile girecek olmasını ve depremden kaynaklanan kayıp ve yıkımları gösterdi. Karar, Anayasa’nın TBMM ve cumhurbaşkanına seçimleri yenileme yetkisini sağlayan 116. maddesinin “Sistem tıkanıklıklarının milli iradeye müracaatla çözümü” ve “Kriz oluşması halinde halkın hakemliğine başvurma” şeklindeki hükümlerinin yerinde uygulanıp uygulanmadığı ve iktidarın tarihin öne çekilmesinden bir yarar bekleyip beklemediği tartışmalarını beraberinde getirdi.
* * *
Doğal afetlerin zamanlaması siyasal iktidarın kontrolü dışında olsa da, felaketlere merkezi ve yerel düzeyde verilen yanıtın kalitesi siyasal irade tarafından belirleniyor. Doğal afetlerden etkilenmiş ülkelerde yapılan araştırmalara göre, seçimin hemen öncesinde yaşanan doğal afetlerin sonuçlar üzerinde önemli etkisi var. Hızlı ve iyi koordine edilmiş bir kurtarma faaliyetinin hayata geçirilemediği durumlarda, görevdeki hükümetin izleyen seçimlerde seçmen tarafından cezalandırıldığı görülüyor.
Öte yandan, doğal afet sonrasında hızla ve yeterince destek hizmeti sağlayan hükümetlerin ödüllendirildiği de bir gerçek. Hatta afet sonrası performansı ile başka alanlardaki başarısızlıklarını gölgeleyip, seçimi kazanmış iktidar örnekleri de biliniyor. Büyük bir afet sonrasında iktidarın artan görünürlüğü, başarısına ilişkin algıyı geliştirmesine, diğer alanlardaki zayıf karnesini rahatça saklayabilmesine olanak tanıyor. Özellikle afet sonrasında yapılan dev harcamalar iktidarın hareket alanını genişletiyor. Özellikle kutuplaşmış siyasal ortamlarda hükümetin kendi çıkar ağlarına can suyu vermesinin yolunu açıyor.
Öte yandan eldeki araştırmalar, başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelerde seçim öncesinde yaşanan afetlerin, izleyen seçimleri parlamenter sisteme sahip ülkelerde oluğundan daha fazla etkilediğini gösteriyor.
Bu etkenlere olağanüstü hallerde yükselmesi kaçınılmaz olan kitlesel kaygı düzeyinin beraberinde getirdiği otorite arayışı ve temel haklardan vazgeçmeye yol verebilecek korku yüklü ruh hali eklendiğinde, doğal afetlerin otomatik olarak iktidara oy kaybettireceğini kesin olarak söyleyebilmek mümkün değil.
* * *
6 Şubat’ta yaşanan felaketin hemen sonrasında gündeme gelen seçim tartışmalarında, ‘Kötü afet yönetiminin oy kaybına neden olacağı’ kesin hükmüne ulaşmadan önce, iktidarın deprem bölgesinde bugüne kadar yaptıklarının ve seçim gününe kadar yapacaklarının dikkatle değerlendirilmesi gerekiyor.
Deprem gündemi, Erdoğan rejiminin başarısız sınavlar verdiği ekonomik çöküntü, sistemli yolsuzluk, kayırmacılık ve benzeri konuları gölgede bırakmış görünüyor. Dolarda yeni savunma hattının 19 TL’ye dayandığı, kurumsal alıcıların dolar alımına sınır getirilmek zorunda kalınan ekonomik çöküş günlerinde, siyasal iktidarın ısrarla sarıldığı “asrın afeti” gerekçesi ve “Şimdi siyaset zamanı değil” yaklaşımı üzerinden ürettiği algı, depremin hemen öncesinde zorlandığı başlıkları değiştirmesine imkan tanımış oldu.
Seçimler yaklaşırken dikkate alınması gereken bir diğer etken, enkaz kaldırma çalışmalarının hızı ve buna eklenen dev inşaat faaliyeti. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı tarafından 21 Şubat 2023 tarihinden itibaren 32 bin konut yapımına başlandığı duyurulmuştu. Bu bilgi, deprem mağduru bölgede inşa edileceği ifade edilen 650 bin konutun ihalesi ile birleştirildiğinde, çok büyük bir rant üretim ve dağıtım imkanı yanında, seçimler öncesinde yağmur gibi yağdırılacak açılış töreni görüntülerinin de işaretini veriyor.
Tüm bu gelişmeler, giderek daha çok ‘yankı odaları’na benzeyen, herkesin kulağına hoş gelen mesajı izlediği sosyal medya iletişimi ve çoktan ayrışmış medya ortamı ile birleştiğinde etkisini daha da artırıyor. Muhalif kanallarda verilen ‘tarım alanları üzerine gerekli zemin etüdü yapılmadan atılan temel’ haberleri, hükümet yanlısı kanallarda ‘Arı gibi çalışanların döktüğü depreme dayanıklı hasır beton’ haberlerine dönüşüyor. Muhalif belediye ve partilerin deprem alanında sağladığı yaratıcı destekler bu rüzgarın önünde cılız kalıyor.
Seçim için yapılacak bütün çalışmalarda, deprem ve sonrasını gündemde tutarken, diğer başlıkların gölgelenmesine izin verilmemesi gerekiyor.
- Başarısız devletin yıkılışı mı, yeni bir felaketin başlangıcı mı? 15 Aralık 2024 04:03
- Suriye’deki gelişmeler ve çözüm sürecinin akıbeti 08 Aralık 2024 05:14
- Baskıların haritası bize ne söylüyor? 01 Aralık 2024 04:56
- 150. Yazı - Üçüncü Mektup 24 Kasım 2024 03:01
- Biber gazını 40 yaşından sonra tadanların muhalefetini zenginleştirmek 17 Kasım 2024 04:25
- Demokrasi karşıtlığının kitlesel tabanı 10 Kasım 2024 05:26
- Ahmet Özer'in tutuklanması ve Kolombiya barış sürecinden dersler 03 Kasım 2024 04:32
- Fethullah Gülen'den sonra... 27 Ekim 2024 04:02
- ‘Çözüm’ü küçük çıkarlar için heder etmek 20 Ekim 2024 04:47
- ‘İç cephe’ çağrılarını 10 Ekim 2015’te yitirdiklerimizin fotoğraflarına bakarak düşünmek 13 Ekim 2024 04:47
- İsrail devleti terörü neleri örtüyor? 06 Ekim 2024 04:32
- Sağda birlik arayışları ve Kürtler 29 Eylül 2024 04:45