Cumhur İttifakı büyüdü mü yoksa büyüdükçe küçüldü mü?
Fotoğraf: Arman Önal/AA
YSK, önceki gün Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığı için yapılan başvuruyu kabul ettiğini açıkladı.
Böylece YSK, yandaş birkaç “hukukçu” dışında, ülkenin itibarlı hukukçularının “Erdoğan üçüncü kez aday olamaz” açıklamalarını umursamadığını göstermiş oldu.
YSK sadece bu kadarla da kalmadı Erdoğan’ın üniversite mezunu olduğunu gösteren gerçek bir belge gösterememesini önemsemedi. Oysa 9 yıldır bu diploma konusu tartışıldığı halde Erdoğan, inandırıcı bir belge sunamamıştır.
Nitekim geçtiğimiz hafta YÖK Eski Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın YÖK başkanlığı sırasında Erdoğan’ın diplomasının araştırttığını ama hiçbir yerde kaydının bulunamadığını söylemesiyle konu yeniden gündeme gelmişti.
Eski YÖK Başkanı Özcan’ın bu açıklaması üzerine 9 yıldır ilk kez Erdoğan cenahından bir yanıt verilmeye çalışıldı.
Bir yandan İletişim Başkanlığı öte yandan Marmara Üniversitesi Rektörlüğü Erdoğan’ın diploması olduğunu iddia ettikleri bazı belgeler sundular. Ama bu belgelerin hem birbiriyle çelişmesi, evrak numarasının bile uyuşmaması, Erdoğan’ın üniversite diplomasının olmadığı konusundaki şüpheleri daha da artırmış bulunmaktadır.
Oysa sorunun çözümü çok basitti! “İşte diplomanın aslı” denilerek bu dokuz yıllık tartışma bitirilebilecekken böyle bin dereden su getirilmesi “Demek ki gerçek bir diploma yok” şüphesini artırmaktan başka bir işe yaramamaktadır!
TEK ADAM YÖNETİMİ TEMEL ATMAYI BİLE BAŞARAMAZ HALE GELDİ!
Kahramanmaraş merkezli depremin üstünden 50 gün geçmesine karşın, iktidarın deprem bölgesine ancak 2-3 gün sonra varabilmekle başlayan kifayetsizlikleri Kızılay etrafında her gün çıkan yeni skandallarla birleşti. Burada da kalmadı; depremzedelerin yiyecek, içecek, barınma, hijyen gibi asgari ihtiyaçları bile halen karşılanmış değil. Dahası süreç ilerledikçe depremzedenin sorunları ve talepleri daha da büyümektedir. Özellikle de geçici barınma konusunda ne çadırlar ne öğrenci yurtları ve bölge dışına göç edilmesi bir çözüm oldu. Geçici barınma için en gerçekçi çözüm olarak bilinen konteyner sağlanmasında bugüne kadar sadece 40 bin dolayında depremzedeye konteyner verilebilmiştir.
Arama kurtarmadan Kızılay etrafındaki skandallara, depremzedenin yeme içme ihtiyacından barınmasına tam bir başarısızlık gösteren iktidar, bütün bu başarısızlıklarının üstünü “Kalıcı konutları bir yıl içinde teslim edeceğini” iddia ederek kapatmayı amaçlamaktadır.
Bunu için Erdoğan ve yönetimi, bilim ve mühendislik çevrelerinden gelen, teknik ve bilimsel çalışmalar tamamlanmadan kalıcı konut inşaatına başlanmaması uyarılarını dikkate almadan birkaç hafta içinde 70-80 milyarlık ihaleyi yandaşlara dağıttı. Sadece ihale dağıtmakla da yetinmeyip temel atmaya da başladı!
Ama ne başlama!
Cuma günü İskenderun’da devlet hastanesinin “temel atma töreni”ni seçim mitingine çeviren Erdoğan’ın attığı temel, “Böyle uydurma temel atma mı olur” diye alaya alınınca gürültülü nutuklar atılan koca devlet hastanesinin temeli gece yarısı belediyenin bir kamyonuna konularak ortadan kaldırıldı!
Kaldırılan sadece alelacele atılmış uydurma bir temel değildi. Tersine temel atmayı “Çalıyorlarsa da çalışıyorlar” algısının ana malzemesi yapan iktidarın temel atmayı bile başaramaz hale geldiğinin ifadesi olarak önemli bir gelişme oldu bu yaşanan!
CUMHUR İTTİFAKI DİMYAT’A PİRİNCE GİDERKEN EVDEKİ BULGURDAN MI OLDU?
Cumhur İttifakı, AKP, MHP, BBP olarak sürdürdüğü ittifakına, son günlerde HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisini (YRP) ekleyerek beş partili bir ittifaka dönüştü. Üçlü ittifakın beşli hale gelmesi dikkate alındığında Cumhur İttifakı büyümüş görünüyor. Peki, ittifak partisi sayısının 3’ten 5’e çıkması kendisine oy verecek seçmen tabanını genişletmiş midir?
Anketler HÜDA PAR’ın 100-150 bin destekçisi ve YRP’nin yüzde 1-1.5’lik bir desteği oluğunu gösterdiğine göre, Cumhur İttifakı tabanını yarım milyon dolayında artırdığı söylenebilir.
Ama bu ittifak genişleme tartışmaları içindeki gelişmeler dikkate alındığında gerek AKP ve MHP gerekse YRP içindeki gelişmeler Cumhur İttifakına dahil olan partilerin katılımlarının Erdoğan’a verilecek oyları artırdığını göstermemektedir.
Şöyle ki;
- AKP ve Erdoğan’ın YRP’nin ittifaka katılması için, kadına şiddeti önleme yasası olarak bilinen 6284 sayılı Yasa’nın kaldırılması sözü vermesi, bu sözü yazılı bir protokol haline getirmesi, TBMM Grup Başkan Vekili Özlem Zengin, Aile Bakanı Derya Yanık, Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan ve asıl olarak da AKP’ye oy veren kadınlar arasında infialle karşılanması seçimde AKP’yi çok zorlayacak görünmektedir.
- MHP’nin HÜDA PAR’la yapılan ittifaka karşı çıkacağını bekleyenler hayal kırıklığına uğradı. Çünkü Bahçeli HÜDA PAR’ın “Hizbullah terör örgütüyle HÜDA PAR arasında berrak bir ilişkiye, bu çerçevede ikna edici bir bilgiye tesadüf edilmemiştir” diyerek HÜDA PAR’ı “yerli ve milli bir parti” ilan eden Erdoğan’a tam destek vererek yapılan ittifakı kutsadı! Bu tutum, Bahçeli’den hâlâ laiklik savunuculuğu bekleyen aşırı saflar dışında kimseyi şaşırtmadı. Ama bu tutum, Sinan Ateş cinayeti sonrasında karışan MHP tabanında kargaşayı daha da büyütecek bir etken olacağı, seçime eriyerek giden MHP ve Erdoğan’a oy vermeyi daha da zorlaştıracak görünmektedir.
- YRP içi de çok karışık. Fatih Erbakan’ın YRP örgütlerinin yüzde 60’ının Cumhur İttifakına katılmaya karşı olduğunu açıkladıktan bir gün sonra Cumhur İttifakına katılmasının YRP içinde yeni gerilimlere yol açtığı anlaşılmaktadır. YRP’nin MKYK’sinde yer alan Necmettin Erbakan’ın kızı Elif Erbakan’ın da içinde olduğu azımsanmayacak sayıda yöneticinin Cumhur İttifakına katılmaya karşı çıktığı medyada alenen tartışılıyor. YRP’nin bazı yerel örgütlerinde istifaların olduğu da gelen haberler arasında. Bu durumda YRP destekçilerinin Erdoğan’a oy vermeyebileceği de içinden geçtiğimiz dönemin önemli bir gerçeğidir.
Kısacası Erdoğan Cumhur İttifakına katılan parti sayısını artırırken, seçmen tabanını tarikat ve cemaatler ile şoven milliyetçi bir kesime doğru daraltmış bulunmaktadır.
“Cumhur İttifakı Türkiye’nin gelmiş geçmiş en gerici ittifakıdır” diyenler haklı çıkmıştır. Cumhur İttifakı; AKP, YRP ve HÜDA PAR gibi Taliban’ın Türkiye versiyonu partilerle, şoven milliyetçiliğin dibine savrulmuş MHP ve BBP’nin ittifakı olarak biçimlenerek bunu göstermiştir.
Cumhur İttifakı genişleyeyim derken “Evdeki bulgurdan olacak” görünmektedir.
14 Mayıs seçiminde bunun sandığa yansıdığını göreceğiz.
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44
- Ülke ve halkın sorunlarını çözmeyen iktidar yeni suç ve cezalar ihdas ediyor 13 Kasım 2024 04:58
- Sermaye ve emek güçleri arasında sert mücadeleler dönemi! 10 Kasım 2024 04:46
- İktidar kayyımı muhalefeti ezmenin koçbaşına dönüştürüyor 06 Kasım 2024 04:58
- Tek gerçekçi seçenek yığınların siyasete doğrudan müdahale ettiği bir mücadeledir! 03 Kasım 2024 04:47