05 Nisan 2023 04:54

1 Mayıs’tan 14 Mayıs’a…

1 Mayıs Miting alanında bulunan bir sahne görüntüsü.

1 Mayıs Maltepe Mitingi, 2022 | Fotoğraf: Onur Kavak/Evrensel 

Paylaş

1 Mayıs yaklaşıyor. 6 Mayıs da öyle. Ve bu yıl bir de 14 Mayıs var!

1 Mayıs, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Dayanışma ve illa ki Mücadele Günü. Dünyanın hangi ülkesinde yaşıyorsa yaşasın çıkarları ortak olan işçi sınıfının en çok ihtiyacı olan üç şeyden ilki birlik. Ülkelere, milletlere yani, cinslere, dinlerle mezheplere, derilerinin renklerine, mesleklerine göre, şu parti bu parti diye bölünmeyip birleşmek. Kimlere karşı ve ne için? Tabii ki kapitalist patronlarla onların ekonomik ve siyasal egemenliklerine karşı, sömürüden kurtulmak ve emeklerinin hakkını alabilmek için birleşmek! Tek bir sınıf olarak örgütlenmek. İkincisi, dayanışma. Ortak sınıf çıkarları doğrultusunda farklı iş yeri ve iş kolu, fabrika, işletme, sanayi, banka, hizmet işçisi demeden, inancına, milletiyle ülkesine bakmadan birbirine güç verip dayanışmak. Tabii ki en başta mücadelede birleşip dayanışmak. Ücret ve sosyal hak mücadelesinde ve illa ki sömürüden kurtuluş mücadelesinde tek vücut olmak.

Şu kapitalist düzende, hele Türkiye’deki gibi zincirinden boşanmış sömürü ve zulüm düzeninde geçinmeye yetecek az çok iyi bir ücret ve sosyal hakka sahip olabilmek olanaksız. Daha çok ve daha güçlü mücadele tek çözüm.

Resmen yüzde 80 olarak açıklanmış enflasyonla mutlu olmanın istendiği Türkiye’de işçi sınıfı mücadele etmeden durabilir mi? İşten atma tehdidi ve polis müdahalesi koşullarında zor olmasına zor. Ama yüzde 50 bile artmayan ücretler enflasyona ezdirilirken işçiler nasıl mücadele etmesin? Ve enflasyonun üzerinde sözleşme imzalansa bile ömrü birkaç ayı bulmaz, işçi ailelerine düpedüz açlık dayatılırken, enflasyon, sömürü ve zalim üreten kapitalizmden kurtulmak için nasıl mücadele gerekmesin? Kapitalizmden kurtulmak ise, kapitalistlerin siyasal egemenliğine son verilmeden olanaksız. İşçilerin ürettikleriyle patronların semirdikleri kapitalist sömürü düzeni değişmeden olmazsa, öncelikle kapitalistlerin iktidarına son verilip işçi sınıfının iktidar olması şart. Sermayenin çıkarlarını, esnek çalışmayı, özelleştirmeleri, rekabet düzeniyle faizi, kârı, rantı savunan şu ya da bu kapitalist düzen partisi değil, parti olarak örgütlenen işçi sınıfı iktidar olmadan rahat yüzü göremeyeceğini bilmek zorunda işçi.

1 Mayıs’tan güç almadan olmaz o zaman. Birleşip dayanışmadan, mücadele etmeden olmaz.

Fransa’daki sınıf kardeşleri böyle yapıyor. Kapitalistlerin hükümeti “reform” deyip emeklilik yaşını 64’e çıkararak prim gün sayısını artırmaya çalışınca ocaktan beri grev ve gösteriler sürüyor. Kapitalistlerin iktidarı parlamentoyu baypas edip “reformu” bizdeki KHK’ler gibi yasalaştırmak istediğinde milyonlarca işçi ayağa kalkıp yüksek sesle “olmaz” deyince, şimdi durup yeniden düşünüyorlar. Üreten işçi sınıfı grevleriyle hayatı da durdurabiliyor çünkü. Fransa kadar olmasa bile, Almanya’da da ayağa kalkan işçiler, ücretlerin, yüzde 10’u bile bulmayan enflasyona ezdirilmek istenmesine “dur” dedi. Birlik, dayanışma ve mücadeleden başka çaresi yok işçi sınıfının. Dünyanın hiçbir yerinde! Ne Fransa, ne Almanya, ne de Türkiye’de.

Almanya’da işçilerin aşağıdan gelen baskısıyla iki sendika mücadele çağrısı yaptı. Fransa’da bizdeki bırakın Türk-İş’i, Hak-İş’e benzeyen konfederasyon bile işçi sınıfının taban baskısından kaçamadı. Tüm konfederasyonların ortak çağrısıyla hayatı durdurdu Fransız işçi sınıfı.

Türkiye işçi sınıfı artık silkinip ayağa kalkmak zorunda. Bizde on yıllardır Türk-İş ve diğerlerinden işçi lehine en küçük bir ses çıkmıyor. Öyleyse, en başta sendika bürokrasisinden kurtulmak gerek. Ayağa dikilmek için sendika bürokrasisinin prangaları kırılmalı. 1 Mayıs fırsat. Bunca enflasyon ve yoğun sömürü koşullarında yasak savmalara, işçileri sokak ve meydanlardan uzak tutma girişimlerine “hayır” diyebilmeli işçiler. 6 Mayıs’tan, Denizlerden de güç alıp 14 Mayıs seçimlerine öyle hazırlanmalı.

14 Mayıs seçimleri. Kapitalistlerin partilerine terk edilemeyecek kadar kritik önemde. AKP ve tek adam yönetiminden kurtulmak şart. Bu öncelikli, ama kapitalistlerin hiçbir partisi de baş tacı edilmemeli. Kırk katır mı kırk satır mı oyununa gelmemeli Türkiye işçi sınıfı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa