Yeni dönem mi?
Fotoğraf: TİHV
Uzun sürmüş dönemlerin ardından ‘yeni dönem’ nitelemesi yapılır genellikle. Bununla kastedilen baskı koşulları ve durumlarıdır. 12 Eylül koşulları ve durumları konusundaki en önemli çıkış da 1991 seçimleri öncesine denk gelmekteydi. “Karakolların camdan oluşu, insan hakları bakanlığı” vaadlerini düşünün.
32 yıl önce, işte o yeni dönem başlangıcında Türkiye İnsan Hakları Vakfı, 1991 yılı insan hakları raporunu yayımlamıştı. (https://tihv.org.tr/yillik-insan-haklari-raporlari/1991-yillik-insan-haklari-raporu/)
Raporun ‘giriş’ yazını yazan TİHV’nin çok değerli Başkanı Yavuz Önen, girişte şöyle demekteydi: “20 Ekim seçimleriyle göreve gelen koalisyon hükümeti ilk kez bir İnsan Hakları Bakanlığı kurulmasıyla birlikte geçmişte meydana gelen tüm insan hakları ihlallerini kovuşturma sözünü verdi. Raporda görüleceği gibi 1991 yılında aydınlanmamış birçok ihlal hâlâ ciddi soruşturma yapılmasını beklemektedir. Bu açıdan vakıf yöneticileri olarak raporumuza nasıl bir yanıt geleceğini de merak ediyoruz.”
Önen bu sözlerinin ardından bugün de değerlendirilmesi gereken saptamalarını dile getirmekteydi: “1991 yılı bitti. ‘Ateş düştüğü yeri yakar.’ Bizler ateşin düştüğü yerdeyiz. Türkiye İnsan Hakları Vakfındayız. Ülke ve dünya çapında bir dayanışma ile yangınları el birliğiyle söndürme çabasını 1992 yılında daha da geliştirelim. Çifte standartların, gelişmiş, gelişmemiş ülke farklarının yok olduğu, savaşsız, adil bir dünya yaratalım istiyoruz. Tedavilerimizi, raporlarımızı, insan onurunu korumak, insanca yaşayabileceğimiz bir dünya kurma umudunu yitirmemek için gerçekleştiriyoruz. Türkiye’mizde insanlar gece karanlığında evlerinden alınıp kurşunlanmasın, insanlar kaybolmasın, kentlerimizde suçsuz insanların dolaştığı yerler kundaklanmasın diyoruz.”
“20 Ekim seçiminin sonucunda ortaya çıkan koalisyon hükümeti, 1992 yılında insan hakları ve demokrasi yolunda önemli adımlar atmaya kararlı olduğunu açıkladı. Bu vaatler yukarıda dile getirdiğimiz özlemlerin gerçekleşmesinin ön koşullarıdır. Vaatlerin elle tutulur gözle görülür olmasını diliyoruz. Ülkemizin, bir restorasyon döneminde, demokratik ortamlara her zamankinden daha çok gereksinimi vardır. Bu ortamın korunması ve geliştirilmesi ülke içindeki tüm demokratların ve insan hakları savunucularının da görevidir. Ancak, çok temel bir etmene bu noktada değinmek gerekir. Türkiye’nin demokratikleşmesini dünya ve bölge dengeleri ve çıkar hesaplarıyla bağdaşmaz gören güçler vardır. Bu güçlerin ‘destabilizasyon’ uygulamalarına da dikkat etmek gerekir. İnsan haklarını savunanlar, insan hakları ihlallerinin dış kaynaklarını da bilmektedir. Geleceğe yönelik öngörülerimizle bu etmeni ihmal etmeyeceğiz.”
32 yıl sonra benzer koşullar ve durumlar nedeniyle olmalı, Bianet’te değerli Yazar Şeyhmuz Diken, “Yeni Bir Restorasyon süreci mi?” başlıklı 31 Mart 2023 tarihli yazısında Önen’in işaret ettiği ihtiyaca dikkat çekiyor.
Bir başka dikkatinize sunmak önermek istediğim belge, Birikim dergisinin şubat/mart 2023 sayısı. “Seçime giderken ‘Hasar ne? Nasıl iyileşir?’ başlığını taşıyor.” Restorasyon, onarım, iyileşme, kurucu siyaset…” başlıklı, Tanıl Bora/Nilgün Toker söyleşisi, ufuk açıyor.
Devam edelim. 32 yıl sonra, 10 Aralık 2022 tarihinde, İHD ve TİHV 2022 yılı raporunu açıklıyor. Başlıklar ve insan hakları sorun alanları neredeyse aynı. Yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele, cezaevleri, düşünce ve ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, Kürt sorunu, kadın ve LGBTİ hakları, çocuk hakları, mülteciler sığınmacılar, ekonomik ve sosyal haklar başlıklarında 11 hak kategorisinde ihlaller sıralanacaktı.
Bir milim mesafe alınamamıştı. İHD ve TİHV’nin açıkladığı 2022 raporuna göre, devlet, insan haklarını koruma pozitif ödevini yerine getirmediği gibi, ihlal etmeme yükümlülüğünü de yerine getirmiyordu.
Bakalım 32 yıl sonra başlaması vadedilen ‘yeni dönem’de ya da başka bir niteleme ile ‘restorasyon dönemi’nde nelere tanıklık edeceğiz.
- Sonrası... 22 Haziran 2023 04:20
- İnsan hakları standartları ve değişim 15 Haziran 2023 04:10
- İnsan haklarının korunması sorunu 08 Haziran 2023 04:21
- Yeni bir güne uyanabilmek: Yaşamak! 01 Haziran 2023 04:21
- AYM kararlarına uyum ve uygulama sorunu 25 Mayıs 2023 04:22
- PKK ve ETA'nın savaşı ve aileler 18 Mayıs 2023 04:19
- Yeşil Sol Parti Çankaya'dan: Sekiz paragrafta atılacak devrimci adımlar 11 Mayıs 2023 04:41
- AİHM kararlarına uyum göstermek 04 Mayıs 2023 04:19
- Hukukun üstünlüğü ve demokrasiye saygı ihtiyacı 27 Nisan 2023 04:21
- Devletin savaş harcamaları üzerine 20 Nisan 2023 04:18
- Cumartesi Annelerinin toplanma özgürlüğü, polis ve Anayasa Mahkemesi 13 Nisan 2023 04:01
- Özgürlük düşleri 30 Mart 2023 04:13