07 Nisan 2023 03:37

NATO'ya üyelik ve güvenlik

Finlandiya ve İsveç'in başvuru dosyaları

Fotoğraf: NATO

Paylaş

4 Nisan 1949’da SSCB’ye karşı kurulan Kuzey Atlantik Paktı (NATO), 74. kuruluş yıl dönümünü salı günü Brüksel’de ittifak üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının katılımıyla, üye sayısını 30’dan 31’e çıkararak kutladı. Böylece Türkiye, vetoyu kaldırarak 74. “doğum günü hediyesi” olarak Finlandiya’yı NATO’ya vermiş oldu.

Zamanlama belki tesadüf olabilir, ancak NATO karargahı Türkiye’nin verdiği onaydan sonra Finlandiya’yı “jet hızlıyla” üye yaptı. Normal koşullarda yeni üyelerin katılımı NATO zirvelerinde noktalanıyor. Ancak normal olmayan bir süreçten geçildiği için üyeliği kabul hızında normale takılmadılar.

Finlandiya’dan sonra sıradaki ülke İsveç. NATO için Finlandiya’nın üyeliği coğrafik konumu nedeniyle İsveç’ten daha önemli. Bu nedenle İsveç için fazla acele edilmiyor. Türkiye zamanla İsveç’in üyeliğine de “evet” diyecek. Belki o da 75. doğum günü hediyesi olur.

Ukrayna savaşının bir yılı geride bıraktığı, kimin kazandığı kimin kaybettiğine dair net tanımlamaların yapılmadığı bu dönemde, NATO’nun kazanmaya ihtiyacı vardı. Yıllarca “tarafsız” kalan ve batıda Rusya ile en uzun sınırı (1340 km) olan Finlandiya’nın tam üyeliği bu açıdan Batılı emperyalist ülkeler için kutlanmaya değer.

Brüksel’deki törende konuşan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Tam üyelikle birlikte Finlandiya şimdi daha güvende, güçlü ve hepimizi güvende kılıyor” dedi. Finlandiya yönetimi Rusya’yla uzun sınır komşuluğunu “güvenlik endişesi” olarak sunmuş, halkın desteğini arkasına alarak başvuruda bulunmuştu.

Stoltenberg’in törende ifade ettiği, “Birkaç yıl önce Finlandiya’nın kısa sürede NATO üyesi olmasını düşünemezdik. Bu nedenle şimdi tarihi bir an” (tagesschau.de, 04.04.23) cümlesi NATO’nun Finlandiya’nın üyeliğinin bu denli sorunsuz olacağı konusundaki şaşkınlığını da ifade ediyor.

Basında yapılan yorumların bir kısmı “Putin’in hesap hatası yaptığı” yönünde. Yani “Ukrayna’ya savaşı açarken Finlandiya’yı unuttu”. Ortada bir hesap hatasının olduğu kesin. Zira, gerçekten de Ukrayna savaşı olmasaydı Finlandiya ve İsveç’in “jet hızıyla” savaş örgütü NATO’ya kolay üye olması mümkün olmayacaktı. Savaş, Rusya’nın elini zayıflattığı gibi bu ülkelerde NATO’ya karşı var olan direnci de kırdı.

Savaş olmasaydı Finlandiya’nın tam üyeliği bu kadar kolay olmayacaktı. Normal koşullarda Ukrayna ve Gürcistan’ın üye olamadığı gibi...

Hem NATO yetkilileri hem de Finlandiya egemenleri şimdi, İskandinavya’nın bu 5.5 milyon nüfuslu ülkesinin çok daha güvende olduğunu propaganda ediyorlar. NATO’nun 5. maddesi, tam üyelikle birlikte yürürlüğe girdiği için Finlandiya’ya yapılan herhangi bir saldırı doğrudan üye ülkelerin birisine yapılmış sayılacak ve bütün üye ülkeler doğrudan savaşın tarafı olacak. Bunlar arasında “son vizeyi” veren Türkiye de var. Yani, muhtemel bir Rusya-Finlandiya savaşında Türkiye de savaşa asker göndermek zorunda kalacak.

Denilebilir ki; sözde “güvenlik” için NATO’ya üye olan Finlandiya şimdi her zamankinden daha fazla tehlikede. Evet, arkasında NATO’nun olduğu görünüyor, ancak bunun açıktan koruma anlamına gelmediğini de zaman gösterecek.

Ukrayna’da Batı yanlılarının 2008’den itibaren gündeme getirdiği “NATO’ya üyelik sevdası” ülkeyi savaşa sürükledi. Bugün olup bitenlerin temelinde NATO’nun Ukrayna’yı üye olarak kazanma isteği yatıyor. Buna rağmen NATO’nun Ukrayna’nın geçen yıl yaptığı “Hızlandırılmış tam üyelik başvurusuna” yanıt vermedi. Rusya ile doğrudan çatışma göze alınmadığı için Ukrayna’nın üyelik başvurusu ele alınıp karara bağlanmıyor.

Bugün Ukrayna’da Rusya ile doğrudan savaşı göze alamayan NATO, yarın muhtemel bir Finlandiya-Rusya savaşında her şeyi göze alabilecek mi? Kağıt üzerinde yazılanlara bakılırsa alması gerekiyor. Ancak asıl belirleyici olan güç dengeleridir. Batılı emperyalist ülkeler güç dengelerinin kendi lehlerine olmadığı savaşlara gözü kapalı girmeyecekler. Bu nedenle Rusya’ya karşı savaşın ön cephesi olmaya hazırlanan Finlandiya, NATO’ya sonuna kadar güvenmekle en büyük stratejik hatayı yapmıştır.

Zira NATO, 2020 verilerine göre sadece 23 bin askeri olan bu ülkeyi “NATO’nun askeri gücünü arttırmak için” değil, coğrafik konumu nedeniyle tam üye yaptı. Bundan sonra, hızla halkın vergileriyle askeri harcamalar arttırılacak. Önümüzdeki yıl ABD’den 64 adet F-35 savaş uçağı alacak.

Alman basınında Finlandiya’nın üyeliğiyle birlikte dikkatler Belarus ile Rusya’nın Baltık Denizi kıyısındaki tek kenti olan Kaliningrad’la kara bağlantısı olan Suwalki Koridoru’na çekilmeye başlandı. Bu koridor aynı zamanda NATO üyeleri Polonya ile Litvanya arasındaki tek karadan bağlantı yeri. Önümüzdeki süreçte 100 km uzunluğundaki bu koridor ve Kaliningrad üzerinde savaş fırtınaları kopabilir. O zaman Finlandiya ve İsveç’e NATO’nun çok ihtiyacı olabilir.

Denilebilir ki, NATO’nun Rusya’yı çevreleme hareketi adım adım mevziler kazanarak devam ediyor. Rusya’nın buna yanıtı ise her geçen gün biraz daha tehlikeli bir hal alıyor. Bu nedenle Almanya’da Paskalya öncesinde “büyük savaş” tehlikesine dikkat çeken aydınların çağrısı önemli.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa