Tehditler ve provokatif saldırılar bu sefer halkı sindiremeyecek

Fotoğraf: MA
RTÜK muhalif kanallara ceza yağdırmaya devam ederken provokatörler de boş durmuyor. Muhalif partilere yönelik saldırılarını sürdürüyor.
5 Nisan günü toplanan RTÜK Fox TV, Halk TV, TELE 1 ve Flash TV’ye yine uydurma nedenlerle “yüzde 3” para cezası kesti!
31 Mart günü İyi Parti İstanbul İl Başkanlığının kurşunlanmasından bir hafta sonra önceki gün CHP’nin İstanbul İl Başkanlığı da binanın önünden geçen bir araçtaki kişi ya da kişiler tarafından kurşunlandı.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu saldırı ile ilgili yaptığı açıklamada, “TEM Otoyolu Seyrantepe mevkiinde bulunan CHP İstanbul İl Başkanlığımıza yönelik düzenlendiği düşünülen bir silahlı saldırı gerçekleşmiştir. Binada görev yapan nöbetçi polis memuru ve özel güvenlik görevlisinin ifadelerine göre olayda 6-7 el ateş edilmiştir” dedi.
Saldırı ile ilgili olarak İstanbul Valiliği ise; “Elde edilen kamera görüntülerinde otoyolun 2. şeridinde hızla seyreden bir araçtan havaya ateş edildiği tespit edilmiştir” diyen bir açıklama yaptı.
İstanbul’da muhalefet partilerine yönelik saldırı bununla da sınırlı kalmadı.
İstanbul’un Bahçelievler, Kocasinan Mahallesi’nde açılan Yeşil Sol Partinin seçim bürosunda kimliği belirsiz kişiler tarafından dışarıda asılı bayraklar yırtıldı, duvarlara yapıştırılan stickerlar söküldü. Duvar ve yerlere üç hilal çizilip küfür ve hakaret içeren yazılar yazıldı.
CHP VE İYİ PARTİ BİNALARINA YAPILAN SALDIRI AYNI ODAKLAR KAYNAKLI
Saldırıda binalarında isabet etmiş bir kuruşun izine rastlamadıklarını belirten Kaftancıoğlu, bir hafta önce (31 Mart 02.30’da) İyi Parti İl Başkanlığının kurşunlanmasına dikkat çekerek, partilerine yönelik saldırının yoldan geçen bir magandanın havaya ateş etmesi ihtimalinin dünya ölçüsünde düzenlenen bir piyangoda büyük ikramiyeyi kazanma ihtimalinden daha düşük olduğunu söylüyor. Yani Kaftancıoğlu’na göre saldırı İyi Partiye yapılan saldırı ile bağlantılıdır ve aynı güç odakları tarafından yapılmıştır! En azından en kuvvetli ihtimal budur.
Nitekim muhalefet cenahından yapılan açıklamalar da bu saldırının seçimle bağlantılı olduğu, muhalefeti ve halkı sindirme amaçlı bir saldırı olduğu doğrultusunda.Çünkü İyi Partiye yapılan saldırıdan sonra emniyetten yapılan açıklama, İyi Parti binasının yakındaki bir inşaatın bekçisinin inşaatta hırsızlık yapmak isteyen kişileri korkutmak için havaya sıkılan kurşunlardan birkaçının İyi Partii binasına rastlayan “yorgun kurşunlar” olduğu biçimindeydi. Ancak gerek inşaat bekçisinin ifadesindeki çelişkiler gerekse kurşunun sıkıldığı yerle İyi Parti binası arasındaki izlediği yolla ilgili fizik yasalarını umursamayan çelişkili açıklamalar İyi Parti binasına saldırının, emniyetin açıklamasının aksine tamamen siyasi amaçlı bir saldırı olduğu fikrini güçlendirmiştir.
CHP binasına yönelik saldırı ile ilgili olarak emniyetten “Yoldan hızla geçen bir arabadan havaya ateş edildiği”nin tespiti konusunda yeni açıklama yok. Ama muhalif siyasi güçler tarafından yapılan açıklamalar CHP İstanbul İl Başkanlığına yapılan saldırı ile İyi Parti İl Başkanlığına yapılan saldırı iktidarın yanında ya da arkasında yer aldığı odakların “organize” ya da “Durumdan vazife çıkarma” saldırısı olduğu biçiminde!
YEŞİL SOL PARTİ SEÇİM BÜROSUNA SALDIRI DA AYNI AMAÇLI
Şimdi emniyetin önünde yeni bir saldırı örneği var: Bahçelievler-Kocasinan Mahallesi’nde açılan Yeşil Sol Partinin seçim bürosuna yönelik saldırı!
Sabahın erken saatlerinde Yeşil Sol Partinin seçim bürosuna gelen saldırganlar, Yeşil Sol Partinin bayraklarını yırtıp stickerlarını sökmekle kalmamış duvarlara küfürlü yazılar yazmış, imzalarını da artmışlardır.
İmza şaşırtıcı değil. Önceki gün “Üç hilalli amblemlerimizle seçimlere gireceğiz” açıklaması yapan partinin amblemi ile aynı üç hilal!
Motivasyonları da üç hilalli merkezden, onların Yeşil Sol Parti içinde yar alan partilere HDP, EMEP, TİP ve öteki partilere yönelik ötekileştirmeyle ilgili olduğu tartışmasızdır. Şimdi emniyete yasal olarak düşen bu saldırganları yakalamak, gereken cezayı almaları için harekete geçmektir. Hedefin Yeşil Sol Parti olduğu ya da küçük bir mahalledeki seçim bürosu olması bu yasal sorumluluğu ortadan kaldıramaz. Çünkü saldırıya uğrayan seçim bürosu Yeşil Sol Partinin seçim bürosudur, ama içinden geçtiğimiz seçim sürecinin özellikleri dikkate alındığında, bu küçük seçim bürosuna yapılan saldırı sadece Yeşil Sol Parti’ye değil tüm muhalefete gözdağı amaçlıdır. Hatta daha ötesinde seçim güvenliğine de saldırıdır.Eğer emniyetiyle, valiliği ile güvenlik güçleri üstlerine düşen yasal sorumluluğu yerine getirmekten imtina ederlerse, sadece bir partinin mağdur edilmesinin sorumlusu olmanın ötesinde yeni saldırılara çanak tutmuş, saldırganlara cesaret vermenin sorumluluğunu da üstlenmiş olacaklardır.
TEHDİT VE SALDIRILAR ARTARKEN MÜCADELE DE BÜYÜYECEK
Türkiye’nin; Yeşil Sol Parti içinde yer alan partilerin “sistem dışı partiler” olarak görülmesi, dolayısıyla binalarının basılması, kurşunlanması, pankartlarının yırtılması, tehdit edilmesinin “normal” görülen bir siyasi gelenek olduğunu biliyoruz. Ama kendi partilerine saldırı olduğunda haklı olarak yeri göğü inleten muhalefet partileri Yeşil Sol Partiye yapılan saldırıya da benzer bir tepkiyi göstermek durumundadırlar. Aksi halde kendilerine yönelik saldırılara karşı da gereken yanıtı vermemiş olurlar. Tabii Yeşil Sol Parti de bu saldırıları “Bunlar bu ülkede hep olur” diye sineye çekmemeli.
Çok açık ki gerek İyi Parti ve CHP İstanbul İl Başkanlıklarına gerekse Yeşil Sol Parti seçim bürosuna yapılan saldırıda amaç, halkı sindirmek, muhalefet partilerini kendi bürolarına bile sahip çıkamayan partiler gibi göstererek halk indinde itibarsızlaştırmaktır! Ki, Cumhur İttifakının seçimi “götürme” stratejisi bu amaç üstünde biçimlendirilmiştir.Ancak gelinen yerde iki şey önemli görünmektedir:
- Süreç ilerledikçe Erdoğan ve Cumhur İttifakı cenahının dili daha ötekileştirici ve kışkırtıcı olacaktır. Dolayısıyla bu tür provokatif saldırıların daha da pervasızlaşarak artması sürpriz olmayacaktır.
- Daha önemlisi ise halklarımız, 7 Haziran 2015 seçimi sonrasındaki gelişmelerden ders almış olup bu sefer bu tehdit ve saldırıların halk yığınları üstünde aynı sonuçlar doğurmayacağı, bu yüzden de bu taktiğin başarı olmasından çok ters tepmesi artık daha büyük bir olasılıktır.
Ancak muhalif güçleri itibarsızlaştırma taktiğinin kendiliğinden başarısızlığa uğraması da beklenmemeli, tersine tehdit ve saldırılara karşı halk yığınlarının harekete geçirildiği, bir mücadele ile birleştirildiği ölçüde saldırganlar ve arkasındaki güçlerin püskürtülmesi zor olmayacaktır.
Evrensel'i Takip Et