15 bin vekil adayımız var!..
Fotoğraf: DHA
Parlamenter sistem diye tekrarlayıp duruyor düzen partileri. Haydi bakalım, 600 vekil seçilecek ve şimdi yaklaşık 15 bin milletvekili adayımız var.
TBMM’de vekil sayısı 600. YSK’ya 26 parti liste verdi. 600x26 15.600 yapar. Bazı partiler, müttefiki bir partiyi destekliyor ve bütün illerden seçime girmiyor. CHP örneğin 7 ilden girmeyip İyi Partiyi, İyi Parti 9 ilde CHP’yi, TİP ise 32 ilde YSP’yi destekliyor. Ve listelerdeki toplam aday sayısı bir miktar azalıyor. Yine de tam bir aday bolluğu.
Adaylar sıralanırken kulislere haberler sızsa bile, listelerin son günün son saatlerinde verilebilmesi boşuna değil. Vekil sayısını artırma hesapları ve pazarlıklar sürdü ve son dakika değişiklikleri oldu. Kıyasıya aday yarışları yaşandı. Kolay değil, çok sayıda parti ittifak yaptı. Tek liste mi olsun ayrı listeler mi, bütün ittifaklar tartıştı. Ve öyle görünüyor ki en çok bizde sorun oldu. Cumhurcular 4 ayrı listeyle giriyor seçime. Milletçilerde 2 liste var, 16 ilde ise karşılıklı uzlaşıp alan boşalttılar. CHP ittifak yaptığı partilerden 70’ten fazla aday gösterdi. Tabanda ve aday adaylarında tepki var. Herkesin gönlünde vekillik yatıyor çünkü. Ama cumhurbaşkanı çıkarmanın bir bedeli olacaktı.
CHP sağındaki 5 partiyle “yeni” parlamenter düzeni kuruyor. Ya da düzeni restore ediyor! 5 partinin adaylarını parlamentoya taşıyor. Bedavaya değil tabii. Oylarını toplayacağını hesaplıyor. CHP listelerinden vekil olacak kurmaylarıyla bu partiler, hem de belki yakın gelecekte karşısına dikilecek. Ancak bugün her parti, tek adam rejiminden kurtularak, aralarındaki mücadelenin parlamento zeminine sürecek olmasından hoşnut görünüyor.
Düzen partilerinin listeleri tamamen sınıf esaslı. Bırakalım seçilebilir sıraları, listelerde işçi aday bulmak imkansız. CHP ve Milletçiler kadınlara da “baharı getirecekleri” iddiasında. Bu gidişle kadınları erkekler kurtaracak! Çünkü kadın aday oranı olağanüstü düşük. Gençler belirleyici olacak deniyor ve “Z kuşağı” övgüsü yapılıyor. Genç adaya rastlamaksa şansa kalmış!
Bunlar, parlamentarizm ve listelerin olağan halleri. Öte yandan aday ilginçlikleri de eksik değil. Bir ilginçlik, CHP’nin kara kutularından E. Toprak İstanbul’da 2. sıra adayıyken, eski eşinin İyi Partiden aday olması. Bir diğeri, AKP’nin HÜDA-PAR ve YRP ile sağın sağına açılışını, adından başka “sol”la ilgisi kalmayan DSP genel başkanı ve yardımcısını aday göstererek dengelemeye çalışması. AKP’den aday olmak için Hatay valiliğinden istifa eden beyimizin ortada kalması sürpriz mi okuyucu karar versin.
Sadece kan bağı ya da belirli bir soyadını taşımanın adaylık için yeterli koşul sayılması herhalde popülizmdir. Ancak bunu, hiç kimse, ölümüne mücadelelerin içinden gelen Şenyaşar ailesi için iddia edemez. Ferit kardeşimiz bir adalet savunucusu ve bunu sürdürmekten başka çaresi de yok.
Onca MHP’li, HÜDA-PAR’lı, AKP’li, BBP’li gerici aday olmuşken, bizim ittifakın ve yakınlarımızdakilerin adaylarını eleştirmenin sırası değil denebilir. Elbette başta Cumhur olmak üzere rakip ittifaklar ve partilerini eleştirecek ve onlarla mücadele edeceğiz. Ancak fazlasıyla tartışıldığı için not düşmeliyiz. Bunun bir diğer nedeniyse, C. Çandar’ın her sözü ve eylemini, bugün de arkasında olduğunu söyleyerek savunması. H. Cemal ile birlikte tam bir liberal Çandar ve Özal, F. Gülen ve AKP’nin “demokratikleşme”den yana oldukları ve demokrasinin önünü açacaklarına ilişkin geçmişteki bütün beklentilerini hala savunuyor. Hala, AKP destekçiliğinden başka bir şey olmayan “yetmez ama evet” politikasını doğru sayıyor. Oysa günümüzün tek adam rejimine, sözde “askeri vesayete karşı” Gülen’le Erdoğan gericiliğine verilen desteklerle buralardan geçerek geldik. Ama o tüm düşündükleriyle yaptıklarının doğru olduğu iddiasında. Demokrasiyi savunduğu ve Kürt sorununun çözümünden yana olduğu için AKP’yi “teşvik edip” “arkasından ittiğini” söylüyor. Ancak Kürt sorununun demokratik çözümü için Erdoğan’dan medet ummak gerekli ve doğru olmadığı gibi, AB ve NATO’ya bel bağlamak da gerekli ve doğru değil! Bunların hiçbiri, hiçbir zaman toplumsal siyasal ilerlemeden yana olmadı.
- Milli güvenlik, Türkiye ve İsrail siyonizmi... 17 Aralık 2024 05:56
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57