11 Nisan 2023

Aday listeleri ve sandıkları patlatma!

Fotoğraf: Serhat Çağdaş/AA

14 Mayıs seçimlerinin en can alıcı sorusunun/sorununun cumhurbaşkanlığı seçimini kimin kazanacağı olduğuna şüphe yok. Ancak ülke tarihinin en kritik seçimlerinden biri olan bu seçimlerle ilgili açıklanan milletvekili aday listeleri de bize parti ve ittifakların politik hedefleri konusunda çok şey söylüyor. Öte yandan cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili yapılan bütün analizlerde seçimlerin kazanılmasında Kürt oylarının rolüne vurgu yapılıyor. Böylesi bir siyasi denklemde Kürt illerindeki milletvekili aday listelerine dönüp bakmak, ittifakların Kürt sorunu konusunda ne söylediğini ve Kürtlerin hangi kesimlerini kazanmaya çalıştıklarını anlamak bakımından önem taşıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz yılın ekim ayında gerçekleştirdiği Diyarbakır mitingi, iktidarın bölgedeki güç kaybının çarpıcı bir fotoğrafını vermişti. Bölge kentleriyle ilgili saha araştırmaları, iktidar partisinin 2018 genel seçimlerinden bugüne bölgedeki oylarının beşte birini kaybettiğini ortaya koyuyor. 2023 milletvekili aday listelerine bakıldığında Kürtlere söyleyecek yeni sözü olmayan AKP’nin Kürt coğrafyasında ‘devlet partisi’ olarak kendi ‘doğal’ sınırlarına çekildiğini söyleyebiliriz. Valiler başta bölge illerindeki mülki amirlerin AKP yöneticileri gibi çalıştıkları zaten biliniyor. Ancak buradaki ‘devlet partisi’ tanımlamasını, geçmişte Kürt oyları konusunda iddialı olan AKP’nin tıpkı önceli partiler gibi devletle iş birliği yapan sınıf ve katmanları etrafında birleştirmekle sınırlı bir noktaya çekildiğini ifade etmek için kullanılıyoruz.

Kimler bu geleneksel iş birlikçi çevreler?

Öncelikle Türk burjuvazisiyle kader birliği yapan iş birlikçi Kürt burjuva çevreler. Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı iken AKP Milletvekili olan ancak geçtiğimiz dönem Mecliste yer almayan Galip Ensarioğlu’nun Diyarbakır’da yeniden AKP listesinin başında yer alması, bu iş birliğini sembolize ediyor. AKP’nin Van adayları arasında yer alan MÜSİAD’ın Van Şubesinin Kurucu Başkanı Abdulahat Arvas ve Batman adaylarından Ferhat Nasıroğlu da önemli oranda kamu ihaleleri ile palazlanan bu iş birlikçi çevrelerin temsilcileri arasında bulunuyor.

Devletin, koruculuk sistemi üzerinden aşiretlerle kurduğu iş birliğinin sembollerinden biri olan Tatar aşiretinden Aslan Tatar’ın Şırnak ve Urfa’nın en büyük aşiretlerinden ‘Şeyhanlılar’dan Mehmet Ali Cevheri’nin Urfa’dan aday gösterilmesi de AKP’nin önceki ‘devlet partileri’ gibi aşiretlere ve koruculara yaslandığını çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.

AKP’nin listesinde Kürt coğrafyasında binlerce “faili meçhul” cinayette imzası bulunan Hizbullah’ın siyasi devamcısı olması ve Taliban’la ilişkileriyle dikkat çeken HÜDA-PAR’lılar da bulunuyor. Diyarbakır Ulu Cami Eski İmamı Mehmet Said Yaz da AKP’nin Diyarbakır adayları arasında yer alıyor. Böylece AKP listesi radikal İslamcı güçler ve devlet iş birlikçisi tarikat ve cemaatlerle tamamlanıyor.

AKP’nin Kürt illerindeki aday listesinin tamamına bakıldığında bu listenin Kürtlerin ulusal-demokratik hak ve mücadelesinin karşısında yer alan geleneksel iş birlikçi güçlerin devlet partisi etrafında birleştirilmesi üzerine inşa edildiği görülüyor.

Diyarbakır başta olmak üzere birçok bölge kentinden uzun bir süredir milletvekili çıkaramayan CHP’nin, Sezgin Tanrıkulu’nu Diyarbakır adayı olarak göstermesi; Kürtlere yönelik hem bir beklenti ve hem de bir mesaj anlamı taşıyor. Diyarbakır Barosunun Eski Başkanlarından ve CHP’nin İstanbul Milletvekili olan Tanrıkulu’nun Diyarbakır’dan aday gösterilmesini CHP’nin Kürt kentlerinden milletvekili çıkarma beklentisinin bir göstergesi olarak okumak gerekiyor. Kürt sorununun demokratik çözümü ve insan hakları konusunda ortaya koyduğu tutum ve görüşleri nedeniyle iktidar cephesine sık sık hedef olan Tanrıkulu’nun Diyarbakır adaylığı, aynı zamanda Kürt sorununun çözümü konusunda CHP’nin Kürtlere verdiği bir mesaj olarak da okunabilir. Elbette buna yine Diyarbakır Barosu Başkanı iken katledilen Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi’nin İstanbul’da Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı üçüncü bölgeden CHP’den aday gösterilmesini de eklemek gerekiyor.

Emek ve Özgürlük İttifakının TİP dışındaki partilerinin ortak listeden seçimlere girdiği Yeşil Sol Parti için bu seçimler karşı karşıya kalınan baskı ve saldırlar karşısında değişim ve demokrasi iradesinin en güçlü biçimde ortaya konması bakımından özel bir önem taşıyor. Bir yandan cezaevlerindeki siyasetçiler, kayyumlar marifetiyle el konulan belediyeler, HDP’ye yönelik kapatma tehdidi ve sınır ötesi operasyon ısrarı ve öte yanda gün geçtikçe artan açlık ve yoksulluk karşısında daha yakıcı bir sorun ve talep haline gelen iş, barınma, insanca yaşam… Bu nedenle Yeşil Sol Parti için seçim kampanyasına adayların değil, alanları dolduracak binlerin mücadele ve coşkusunun damga vuracağını şimdiden söyleyebiliriz. Ve elbette seçim sonuçları da Kürt halkının iktidara mesajı olarak anlam kazanacaktır.

Aday listelerinin açıklanması hazırlığı yapılırken Irak Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinden gelen Suriye Demokratik Güçlerinin Komutanı Mazlum Kobani’ye saldırı haberini de iktidarın bu seçimlerde kimlere mesaj vermeye çalıştığı anlamak bakımından dikkat çekici bir gelişme olarak not etmek gerekiyor. Kendi iş birlikçi çevreleri dışında Kürt halkından bir beklentisi olmayan iktidar, sınır ötesinde sansasyonel suikast ya da saldırılarla şoven bir hava yaratmak ve kaybettiği kitle desteğini bu hava üzerinden toparlamak istiyor. SDG Komutanı Kobani’ye yönelik gerçekleştirilen ancak konvoyda ABD askerlerinin yer alması nedeniyle amacına ulaşamayan bu suikast girişimi, geçtiğimiz günlerde Pendik’te katıldığı açılış töreninde “14 Mayıs’ta sandıkları patlatmaya var mıyız?​” diye soran Erdoğan’ın sandıkları nasıl patlatmak istediği sorusunun da yanıtını veriyor.

Gelişmeler seçimleri kaybetmemek için her şeyi yapmaya hazır olan Erdoğan yönetiminin seçim gününe kadar böylesi saldırılar için fırsat kollayacağını gösteriyor. Patlatmaları değil, ülkenin huzur ve barışını, demokrasiyi savunanların böylesi provokasyonlar karşısında daha uyanık olması gereken bir dönemden geçiyoruz.

Evrensel'i Takip Et