12 Nisan 2023 04:56

Erdoğan'dan son sınır savunması

Recep Tayyip Erdoğan

Fotoğraf: Aytaç Ünal/AA

Paylaş

Erdoğan’ın 14 Mayıs seçimleri öncesi, partisinin seçim beyannamesini açıklarken yaptığı konuşma, son 21 yıllık iddia ve söylemleriyle kıyaslandığında, tek başına iktidarını sekiz yıl önce kaybetmiş ve artık var olanı korumayı bile başarı sayan bir gerçekliğin izlerini taşıyordu. “Türkiye Yüzyılı” gibi bir büyük başlığın altını savaş gemisi ve SİHA ile doldurmaya çalışan, uyguladığı ekonomi politikanın ülkenin yoksullarının hayatında yarattığı büyük yıkım ile baş etmesinin mümkün olmadığının da farkında olarak, soğan, domates, patates fiyatları üzerinden getirilen eleştirilerle dalga geçen bir Erdoğan gördük.

Partisinin kurulduğu 2001 yılında ve tek başına iktidara geldiği 2002 seçimlerinden itibaren, AB’ye tam üyelik vaadini hedeflerinin baş sırasına koyan Erdoğan, son seçim beyanname konuşmasında “Batı’nın durumu iyi değil, vay haline” dedi ve “14 Mayıs’ı sadece Türkiye değil, tüm İslam dünyası takip ediyor” vurgusu yaptı. Türkiye’nin yaşadığı büyük depremin ardından dünyanın pek çok ülkesinden arama kurtarma ekipleri dahil olmak üzere önemli yardımlar gelmiş olmasına rağmen, Erdoğan’ın deprem yardımlarına dair sadece İslam coğrafyasındaki ülkelere atıf yapması bile, konuştuğu yerin, artık durduğu sınırların bir tezahürüydü. 21 yıl boyunca aşama aşama yaşanan geri çekilmenin bugün artık bir sınır hattı savunmasına dönüştüğünü görüyoruz.

Erdoğan’ın, cumhurbaşkanlığındaki rakibi Kılıçdaroğlu’nu HDP ile görüşme üzerinden eleştirmesi ve muhalefete yönelik “terör örgütü ile pazarlık” iddiasına da bazı gerçekleri hatırlatarak yanıt verelim. 

PKK ile AKP iktidarı arasındaki müzakere sürecine dair bir de kitabı bulunan Gazeteci Amed Dicle, Yeni Yaşam’dan Nezahat Doğan’a verdiği röportajda, iktidarın bu seçimler öncesinde İmralı ile görüşmeler yaptığını açıklayarak şöyle dedi: “Bu temasları sürdüreceksin, sonra istediğin cevabı ve desteği alamayınca da ‘Vay efendim bunlar terörist, CHP bunlarla görüşüyor’ diyerek propaganda yapacaksın. Eğer bu görüşmelerde olumlu bir sinyal alınmış olsaydı, bir reddedilme olmasaydı bu ‘terör, terörist’ kavramları da kullanılmamış olacaktı. (…) Bir beklenti var diyemem. Bence o beklenti sona erdi. Çünkü bu son bir buçuk iki senelik süreç zarfında Ankara’dan İmralı’ya çok yoğun bir görüşme trafiği olduğunu biliyoruz. O kadarını söyleyeyim. Sayın Abdullah Öcalan’ın bu görüşmelerde söylediği özetle şudur: ‘Dışarıda bir hareket, bir parti var. Onlarla görüşün, onlar kendi kararlarını verirler.’ Özeti bu! İktidar tarafı Kürt hareketinden bir destek alamayacağını anladığı için bu sert dilini daha da keskinleştirdi.” (Yeni Yaşam, 10 Nisan 2023)

AKP’nin 14 Mayıs seçimleri öncesi açıkladığı beyanname altı ayrı başlık ve yaklaşık 500 sayfadan oluşuyor. Detaylarını inceledikten sonra ayrıntılı ele almak üzere Erdoğan’ın konuşmasına yansıyan yanlarına kısaca değinelim.

Beyannamede, depremde yıkılan kentleri ayağa kaldırma iddiası ve Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, olası deprem riskine karşı gözlerin çevrildiği İstanbul’a dair de vaatler bulunuyor. Bu vaatler, kuşkusuz seçime giderken halk tarafından AKP’nin şu ana kadarki pratiği ile birlikte değerlendirilecek.

Erdoğan’ın konuşmasında ve seçim beyannamesinde yer alan “yeni sivil anayasa” da AKP’nin şu ana kadarki pratikleri ve seçim döneminde muhalefet partilerinin binalarını hedef alan saldırılar, bu saldırılar karşısında AKP’nin tutumuyla birlikte değerlendirilecek. 

Erdoğan’ın konuşmasında kadınlar, gençler ve emekliler de özel olarak yer tuttu. Bunların da teyit alanı yine sözünü ettiği kesimlerin AKP döneminde yaşadıklarıdır. Yeni seçime giren değil, uzun bir süredir oy kaybeden ve artık var olanı korumaya çalışan bir iktidar var çünkü karşımızda.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa