12 Nisan 2023 04:30

Cepheye karşı kama

Fotoğraf: DHA

Paylaş

İktidar muhalefete karşı bir çatışma ya da cepheleşme stratejisi uyguluyor. Kapatma davalarından fiziksel şiddete uzanan bir çatışma ortamında iktidar bu psikolojik ve fiziksel harbin muhalefeti böleceğini ve kendi kitlesini bir arada tutmayı umuyor. Muhalefetin seçenekleri neler? Bir mücadeleyi kazanmanın birinci koşulu mücadele alanını ve anını seçmektir. Dolayısıyla, muhalefet öncelikle iktidarın kendisini çağırdığı alanda ve anda değil, kendi seçtiği, kendisinin stratejik inisiyatif ve üstünlüğü olan alanda ve anda mücadele etmelidir. Bu mücadele iki temel alanda olacak: 1) Muhalefetin kendi arasında eş güdüm ve iş birliğini sağladığı ittifak alanı: Muhalefetin her unsuru bu alanı kurmak ve genişletmekle sorumlu. 2) Muhalefetin iktidarın ittifaklarına karşı gerçekleştireceği hamleler alanı, yani muhalefetin Erdoğan cephesini yaracak hamlelerinin alanı. Birinci alanda uygulanacak strateji ittifak stratejisidir, ortak hedef doğrultusunda anlaşmış müttefikler arasındaki ilişkiler alanıdır. İkinci alanda uygulanacak strateji karşı tarafın saflarını dağıtacak ve onun liderliğini mümkün mertebe izole edecek, tecrit edecek bir hamle stratejisidir. Deprem sonrasında iktidar halihazırda bir sığınak, bir kale mantığıyla dizilerek AHBAP, Babala TV gibi sivil inisiyatifleri bile kapsayamaz, hatta düşmanlaştıran bir pozisyona çekilmiştir. Bahçeli’nin depremzedelere “Dağıtın bunları” çıkışında sembolleşen halk karşısında mevzileniş sığınak stratejisinin bir ürünüdür. Elde seccadeyle dolaşmak kapalı devre yayındır. Peki muhalefet bu yayını bölüp kendi mesajını yayabilir mi? Bunu yapabilse kime seslenirdi? Ne derdi?

İktidar cephesini yaracak hamlenin amacı, muhalefete karşı oluşturulmaya çalışılan ittifakı dağıtmak ve böylece iktidarı tecrit etmektir. Güç dengesi kuramında bu hamle kama stratejileri başlığında ele alınır (Crawford 2011). İktidar mevzilerine yönelik hamlede dört farklı hedef söz konusudur. En zorundan en kolayına bunlar: 1) İttifak değiştirme (realignment): İktidarı destek pozisyonundan muhalefeti destek pozisyonuna ilerleme; 2) İttifaktan ayrılma (dealignment): Muhalefet saflarına katılmamakla beraber iktidardan desteğini çekme; 3) Ön-ittifaklaşma (prealignment): Halihazırda itkidara destek vermeyen ancak iktidara katılma olasılığı olanları tarafsızlaştırma; 4) İttifaksızlaşma (disalignment): Tarafsızlaşmadan ya da muhalefete katılmadan iktidarla iş birliğini zayıflatma. Bu dört farklı kama stratejisinde kullanılan üç çeşit seçici anlaşma biçimi mevcut: Seçici anlaşma hamlesini yapan aktörün maliyetinin yüksekliği sırasına göre: 1) Ödün (appeasement): Hamleyi yapan aktörün birincil çıkarlarından doğrudan taviz vermesi; 2) Ödül (compensation): Hamleyi yapan aktörün ikincil çıkarlarından karşıladığı bir teşvik; 3) Onaylama (endorsement): Hedefle, hedefin müttefiki arasındaki bir çatışmada hedefin pozisyonunun desteklemesi. Kama modeli soyut bir stratejik cetvel sağlamakla beraber hangi toplumsal gruplara yönelik hamlenin iktidar koalisyonunu çökertebileceği veya zayıflatabileceğine dair bir fikir vermiyor. Bunun için siyaset sosyolojine yönelip iktidarın hangi toplumsal ayrımları nasıl siyasallaştırdığına bakmalı. Sonra da bu toplumsal ayrımlara hangi somut sorun üzerinden müdahale edileceğine karar vermeli. Bu değerlendirmeleri yaparken de hem mücadele sahasının tümü hem de iktidar ve muhalefetin sahada nasıl dizildikleri ve hangi pozisyonda oldukları haritalandırılmalı.

AKP’nin temel çelişkisi nedir? Bu çelişki nasıl siyasallaştırılabilir? Ergun Özbudun’dan Cihan Tuğal’a siyaset sosyolojisi AKP’nin yükselişini, partinin küreselleşmenin kazananları ve kaybedenleri arasında kurduğu ittifaka dayandırıyor. Kaba tabirle: AKP, yoksulların itibar ettiği bir zengin partisi. Popülizm kavramı, AKP neoliberalizminin devşirdiği kitlesel desteği açıklayabilmek için ortaya atıldı. Lakin, kazanacak aday tartışmasına kitlenen bir popülizm tartışması, AKP içindeki nesnel çıkar çelişkisinin nasıl siyasal bir çatışmaya tercüme edilebileceği konusunda neredeyse hiçbir teklif sunamadı. Teşkilat ve propaganda duvarlarını aşamayan muhalefet ise ekonomik sorunlar ve yönetim başarısızlıklarından bezen kitlelerin kendiliğinden AKP’den uzaklaşacağını ümit etmekte. Strateji sanatı ümide, umuda bel bağlamaz. Onun yerine şu soruyu sorar: Hamle hangi anda, hangi istikamette, hangi derinlikte ve hangi kuvvetlerle yapılabilir?

İktidar sığınak pozisyonunda tüm müttefiklerine bir muhasara altında olduğunu, her tarafın düşmanla sarılı olduğunu anlatıyor. Böyle bir propagandaya karşı en önemli fırsat propaganda aletinin tökezlediği, iktidar aletinde bir uyuşmazlığın, çatışmanın ortaya çıktığı, dolayısıyla kapalı devre yayının mavi ekran verdiği alanları ve anları değerlendirmektir. Deprem böyle bir etki yaratmıştır. Bir yandan, iktidarın propaganda aleti Asrın Felaketi kampanyasında görüldüğü gibi tökezlemiştir. Diğer yandan, “benim depremzedemi” örgütlemek için sahaya koşulan sivil uzantıların güçlenmeleri ve kadına karşı şiddet hakkını Erdoğan’a kabul ettirmeleri, AKP’nin parlamento grubunda Özlem Zengin krizine yok açmıştır. Deprem öncesinde Zengin, Kılıçdaroğlu’nun helalleşme pasını gole çevirecek orta saha oyuncusu olarak meclise bir anayasa değişikliği teklifi vermişti. Deprem sonrasında bizzat Zengin’in, yani kampanyanın parlamento liderliğinin kampanyanın siyasi müttefik ve sivil uzantıları tarafından linçlenmesi, saha haritalandırmasında gözden kaçmaması gereken bir ayrıntıdır. Kadrolar arasındaki bu çatlaktan toplumsal bir ayrışma hattı yakalamak mümkündür. Nitekim, “Dayağa hayır!” sloganı bugün Özlem Zengin’den başlayıp altı yaşından beri baba dayağıyla çalıştırılan yirmi yaşındaki işçiye uzanan bir alan derinliğine sahiptir. Aile içi ruhsal ve fiziksel şiddet, Türkiye’deki ideolojik, ekonomik ve siyasal şiddete uzanan geniş bir siyasal coğrafyanın kilit bir noktasıdır. Dayak karşıtı mesajın adresi olan kadınlar, gençler ve işçilerle iş yerinde, okulda, mahallede, kentte, ülkede ya da ülke sınırlarında şiddet ve şiddet tehdidine karşı doğrudan bir siyasal iletişimin kurulması gerekir. Böyle bir kanal açılabilirse iktidarın muhalefete uyguladığı şiddet ve savurduğu şiddet tehdidi kendisini tecrit eden bir şekilde işleyecektir.

Muhalefet iktidar cephesinde ortaya çıkan çatışmaları dikkatle gözlemeli, hamle yapılabilecek noktaları tespit etmeli ve bu hamlelerin iktidarın üzerine oturduğu bastırılmış çelişkileri nasıl tetikleyebileceğini hesaplamalı. Başka bir ifadeyle: İktidar cephesinin karşısına birtakım adaylar dikip, ekonomiden ve yönetimden bezmiş halkın vitrin cazibesiyle ikna edilebileceği düşüncesi etkisiz, pasif ve savunmacı bir stratejidir. Savunmadan çıkmak, hedef belirlemek, inisiyatif almak ve hamle yapmak icap eder.

Crawford, Timothy W. 2011. “Preventing Enemy Coalitions: How Wedge Strategies Shape Power Politics.” International Security 35(4): 155-189.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa