Yıkımın itirafı
Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar/TCCB
Erdoğan’ın açıkladığı seçim beyannamesi neyi kanıtlıyor ve orada ne itiraf ediliyor? Erdoğan’ın itiraf ettiği, 21 yılda ülkeyi yıkıma götürdüğü gerçeğidir. Peki ama bu sonuca nereden ulaşıyoruz? Kestirmeden söyleyelim, yapmayı vadettiklerinden! Aileyi koruyacakmış, gençlere destek verecekmiş, enflasyonu indirecekmiş, memur emeklisinden işçisine kadar olan kesimleri enflasyona ezdirmeyecekmiş, işsizliği düşürecekmiş, mülakatı kaldıracakmış, ülkeyi kalkındıracakmış, başkanlık sistemini restore edecekmiş vb. Bütün bunlar bugün ülkenin ciddi problemleri durumundadır ve tüm bunların sorumlusu uyguladığı ekonomik ve sosyal politikalarla Erdoğan iktidarıdır. Bugün bunları vadetmek tek bir anlama gelmektedir ki, o da “Bu yıkımdan benim iktidarım sorumludur” demektir.
Erdoğan iktidarının halka verebileceği bir şey kalmamıştır. Açlık, yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı, gençlerin geleceğinin çalınması, hak ve özgürlük taleplerine baskı ve şiddetle yanıt vermek bu iktidarın temel uygulamaları olmuştur. Bu iktidar kapitalist sömürüyü vahşi bir soygun, devlet baskısını dizginsiz bir terör olarak uygulamış, tek adam yönetimini hukuksuzluğun zirvesine vardırmış, halk kitlelerini açlığın ve yoksulluğun pençesine itmiştir. Ülke ucuz emek cenneti haline gelmiş, emperyalist güçlere ve yerli tekellere aktarılan faiz, rant soygunu ülkenin ve halkın geleceğinin ipotek altına alınmasına neden olmuştur.
Erdoğan şimdi bütün bunları düzeltme sözü vermektedir. Ama bilmektedir ki artık bu demagojilerin etkisi çok sınırlıdır ve inandırıcılığını kaybetmiştir. Bu durumu Erdoğan’da çok iyi bilmektedir. Bu nedenle seçim sürecinde muhalifler üzerindeki baskı ve terörü artırmak, seçim bürolarına saldırılar düzenlemek, paramiliter yapıları ve resmi güçleri karanlık işler için harekete geçirmek, faşizm propagandasına dönüşmüş milliyetçiliği ve şeriatçılığa varmış dini propagandayı ana ideolojik malzeme olarak kullanmak artık iktidarın temel silahlarıdır. Milliyetçilik İHA’lar, SİHA’lar, gemiler, tanklar, füzeler kılığına girmiş malzemeler olarak halkın üzerine boca edilmektedir. Ama bunlar ne yoksulluğa ve açlığa çare olmakta, ne de depremzedelerin yaralarına merhem olmaktadır.
Politik İslam’ın şeriatçı malzemeleri ise Erdoğan ve iktidarın sözcüleri, tarikat önderleri ve takipçileri tarafından yaygınlaştırılmaya çalışılmakta, kadınların artık çok az kalmış haklarının bütünüyle gasbedilmesi bu propagandanın ana malzemesi olmaktadır. Erdoğan iktidarı FETÖ’cülerle ittifakının bozulması sonrasında kaybettiği militan gücünü tarikatlar ve paramiliter güçlerle doldurma çabasındadır. Ama ne dozajı giderek artırılan dini propaganda ne ona eşlik eden baskı ve terör tek adam iktidarının ayakta kalmasını sağlayamayacaktır. Ekonomik kriz sonrasında halk kitlelerinin ağır yoksullaşması, iktidarın deprem karşısındaki rezilce tutumu, bu iktidarı demoralize eden başlıca etkenlerdir ve iktidarın bunlara bir çözümü bulunmamaktadır. Ne Erdoğan’ın ne de milletvekili adayı yapılan, bakanlıkları seçim bürosuna çeviren bakanların keyfi ve hukuksuz kampanya çalışmaları sefaletin, yoksulluğun ve yıkım üzerini kapatma gücüne sahiptir. Gerçeklerin gücü, yalana dayanan propagandanın gücünü yenilgiye uğratacaktır.
Adayların belirlendiği ve kesinleştiği seçim süreci, tüm bu yıkımın ve sefaletin sorumlusu olarak iktidarı teşhir etmenin artık hız kazanması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Emek ve Özgürlük İttifakı, emekten ve halktan yana tutumuyla, etrafında toparladığı güçle, güçlü bir mücadele odağı olabileceğini kanıtlama olanağına sahiptir. Onun diğer sol ve ilerici odaklardan temel farkı şudur ki; onun iddiaları soyut propagandanın konusu değil, ete, kemiğe bürünmüş somut bir mücadele ve güç odağı olarak hareket edebilen bir ittifakın ürünüdür. Bu güç odağının kitlelerde küçümsenmeyecek bir karşılığı vardır ve bu güç hem seçimlerde ve parlamentoda hem de fabrikalarda, iş yerlerinde, mahallerde ve şehirlerde işçi ve emekçi halk hareketinin enerjisini harekete geçirebilir. Açlığın, sefaletin, yoksulluğun, yıkımın, baskı ve terör düzeninin sorumluları yaratıkları enkazın altında kalacaklardır.
- Gelişmelerin kısa özeti 17 Ocak 2025 05:12
- 13 Ocak güçlendirilmeli 10 Ocak 2025 04:24
- Değişimin zorunluluğu 03 Ocak 2025 07:15
- 'Zaferden' işçiye düşen 27 Aralık 2024 05:25
- Seyredecek misiniz? 20 Aralık 2024 05:42
- Ücret asgari, yaşam sefalet 13 Aralık 2024 05:40
- Genel grev ve direnişi gerçeğe dönüştürmek için 06 Aralık 2024 06:15
- Birleşik ve genel mücadele için 29 Kasım 2024 06:55
- Siz ne diyorsunuz? 22 Kasım 2024 05:31
- Gelişmelerin anlamı üzerine 15 Kasım 2024 05:25
- Direnerek kazanmak 08 Kasım 2024 11:13
- Elde ne var? 01 Kasım 2024 05:05