Bendeki Sait Faik
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/234407.jpg)
Fotoğraf: Sait Faik Abasıyanık Müzesi arşivi
GÜNEŞ DOĞUNCA
Bir kuş uçar gök şenlenir. Gölde balık oynaşır. Dağ genleşir. Koyaklar derinleşir. Ovada kuzular dolaşır. Güneş doğdu mu. Gölgeler çekilir.
ESKİ BAHÇELER
Ne zaman gözümü kapatsam çocukluğumun bahçeleri açılıyor önümde. Uzayıp giden mavi göğün altında. Yeşil kırlıkta göz göz serpilmiş aksarı papatyalarla. Dalgalanan
ÇİÇEK YAĞMURU
Hiç çiçek yağmuru gördün mü? Her sabah dalından koparılmış, pazarda haraç mezat dağılıp gidenleri değil. Bahçelerde renk renk salınan. Her sabah tazelenerek yeniden. Kuşlar öterken. Yağan.
BETON ÇÖLÜ
Gölgeleri yutuyor koca kent. Beton duvarların örttüğü. Güneşi yansıtmayan beton duvarların. Gölgelenecek ne bir dam altı, ne bir sundurma, ne bir bahçe ne de yalnız bir ağaç… Çölleşmiş koca kentte.
BENDEKİ SAİT FAİK I
Bendeki Sait Faik, Birtakım İnsanlar’ın yazarı oluşudur. Hani Sait Faik’e: “Tatlı, munis bir Anadolu şivesiyle: Ağabey buradan bana benzer birtakım adamlar geçti mi?” diye soran birtakım insanlar.
BENDEKİ SAİT FAİK II
Bendeki Sait Faik, öykülerinde anlattığı güzellikler arasındaki acı gerçeği göstermeden edemez. Gerçeğin görmediğimiz, göremediğimiz yüzünü, “Birtakım İnsanlar/Medarı Maişet Motoru” romanında şu satırlarla göstermiştir: “Kar, mavnaları, motorları, kayıkları doldurmuştu. Kapkaranlık suyun içinde bu bembeyaz, canlı, ışıltılı masal mahlukları sakin bekliyordu. Beyazlar giymiş bir düğün alayı, yumuşak lastikten ayaklarla mavnalara dolacaktı. Cin düğünü olacaktı. (…) Yakın bir mavnanın içinden köprünün yukarısındaki seslere doğru bir karanlık delikten bir insan, başını çıkarıp baktı, tekrar çekilip gitti. Cin düğünü yerini derhal mavnaların içinde yatmaya mahkum insanların soğuk zatürreli yerine terk etti.”
BENDEKİ SAİT FAİK III
Bendeki Sait Faik, Sait Faik’in “Arkadaş” şiirinden bir ışıldak gibi yansıyan şu dizelerindedir: “O şehirde toplar çoktan patlamıştır;/Yıkılmıştır bildiklerim;/Kocaman cepheleriyle borsalar, saraylar, kim bilir belki de mahkemeler, zindanlar…/ Masaldır artık/Onların kahramanlığı, onların merhameti, onların fazileti…/Ezanlar, mevlutlar, harpler, taburlarla kahramanlar…”
KIZGIN YAZ
Ne kalır gökyüzünden. Çalkantılı denizden. Uçan kuşlarla martılardan. Gelin ağaçlardan. Bahar geçip gittiğinde. Duvarlardan başka. Kızgın yazda.
Evrensel'i Takip Et