19 Nisan 2023 03:52

Belleksiz toplumda siyaset yapmak

İstanbul'da kalabalık

Fotoğraf: DHA

Paylaş

İlginç bir toplumuz. Zamanı çok hızlı tüketiyoruz. Geçmişe dönük yaşanmışlıkları, bilgilerimizi de öyle. Şimdi önümüzde bir parlamento seçimi var. Demokrasicilik oynamaya devam ediyoruz. Yirmi yılı aşkın süredir ülkeyi yönetmeye çalışan tek adamlı bir iktidara karşı bu seçimlerden bir sonuç çıkarmaya uğraşıyor muhalefet. İlkelerini bir yana bırakmış birleştirici bir koalisyon peşinde. Bütün bunlar olurken ülkede azımsanmayacak bir gücü olan sosyalistler ne yapıyor derseniz? Her seçimde olduğu gibi birbirleriyle anlaşmazlıklarını sürdürüyor ve büyütüyorlar. “Bölüne bölüne kazanacağız(mayacağız)” artık Türk solunun bir sloganı oldu. Bu bölünmelerden ne çıkar göreceğiz. HDP’ye gelince kurdukları Emek ve Özgürlük İttifakı bu seçimlerin anahtarı olacak görüntüsü veriyor. Her ne kadar aday listelerinde yaptıkları kimi yanlışlar bu ittifaka gönül verenleri üzse de bu blokta bir kayba yol açacağını zannetmiyorum.

1950’ye kadar süren tek parti döneminden kurtulduğunda tarihler 14 Mayıs 1950’yi gösteriyordu. Demokrat Parti ‘Yeter artık’ sloganı ile yola çıkmıştı. Bu seçimlerin sloganını da AKP aynı şekilde belirledi. Sahi bu defa kime karşı? Demokrat Parti o dönemde demokrasiye geçeceği umudunu halka yayarak seçimi kazanmıştı. AKP peki bu kez hangi iktidara yeter artık diyor? Bir türlü ülkede demokrasiyi kurmayı, yaşatmayı beceremeyen, cezaevlerini fikir suçluları ile dolduran, ekonomiyi durma noktasına getiren bir iktidara karşı mı? Yirmi yılı aşkın süredir ülkeyi yasaklarla, sansürle yöneten, emek insanlarını açlığa mahkum eden, insanların temel hak ve özgürlüklerine el koyduğu uygulamalarıyla korku iklimi yaratan bir siyasi partiye karşı mı bu 14 Mayıs yeter artık sloganı?

Tuhaf olan ülke insanımızın giderek daha da duyarsız bir hale gelmesi. Bir avuç inançlı gazeteci ve aydın insan dışında halkın haber alma, bilgilenme hakkına sahip çıkan kimse yok. On bir ilde yaşanan doğal afette 50 bini aşkın insanımız öldü. Uygarlığın beşiği Antakya yerle bir oldu.  Ardından deprem bölgelerimizi sel bastı, yine can kaybı ve yine maddi zarar. Seçim telaşı içinde depremin getirdiği büyük acıyı en azından toplumun büyük bir kesimi unuttu gibi. İktidarı, muhalefetiyle pek çok siyasetçi de şimdilerde yalnızca Meclise girmenin kaygısı içinde. Toplum belleğimizin nedenli zayıf olduğunu bir kez daha kanıtladı bu felaket. Artık sadece umuda sarılıyor düşünen, sorgulayan, irdeleyen insanımız. Cehaletin, yobazlığın açtığı yoldan hiç duraksamaksızın ilerleyen sağ partilerin iktidara yürüyüşünü ürkek gözlerle izliyorlar. Ranta alıştırılmış grupların, eli kanlı çetelerin desteklerini görmek artık şaşırtmıyor bizi. Yine de ülkenin bağımsızlığı, geleceği için elinden gelen her şeyi ardına koymadan çabalayan, özgürlüğe aşık kadınlı erkekli yiğit bir kesim var. Geleceği onlar kuracak emek insanlarıyla, işçilerle, köylülerle, sosyalizme inanmış akıl güçleriyle.

Yazıyı Edip Cansever’in bir şiiri ile noktalayalım

Akça Kız Masallardan Dışarı

Akça kızı arıttılar yuğdular
Pencereden dünya resmi görüldü
Akça kızı pencereye saldılar
Akıl bu işlemeye başladı

Gök duruldu yer kendini bildirdi.
Köşkü saraya bir yana
Bilseniz nasıl durumu
Düşkünlüğü dünyaya

Açıl sofram açılsın nerde
Sofra nerde yaygı nerde
Kime sorarsa cevap şu
Düşünürüz ilerde

İlersi dağınık duman
Bir oda tuttular kıza
İçinde neler yok ki
Şu sedir masallardan kalma

Akça kızın tutkunluğu dünyaya
Yüzünde dünya rengi
Bir yemeni başında
Kenarı acı sarı

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa