Soğanda simgeleşen
Fotoğraf: MA
Bu seçimin simgelerinden birisi hiç kuşkusuz kuru soğan olacak. Soğan sadece 30 TL’yi bulan fiyatıyla değil, hayat pahalılığının ve yoksulluğun simgesi olarak bu yeri alacak. Togg mu soğan mı tartışmaları bu açıdan bakılınca yerli yerine oturuyor. Asgari ücretli bir işçi böyle bir arabaya sahip olabilir mi? Aldığı 8 bin 500 yüz lirayı 10 yıl boyunca hiç harcamadan biriktirebilirse belki? Açlık sınırının 10 bin TL’yi, yoksulluk sınırının 35 bin TL’yi bulduğu koşullarda, Erdoğan iktidarının ortaya sürdüğü hiçbir “seçim silahı” bu derin yoksulluğun üzerini örtecek güce sahip değil.
Kuşkusuz bunu en iyi bilenlerden birisi de bizzat Erdoğan’ın kendisi. Bu nedenle yollara düştü, her gün halka yeni bir “müjde” veriyor. Sanıyor ki yoksul halk “İstanbul Finans Merkezinin açılmasından gurur duyacak! Sanıyor ki son savaş gemisi soygunların ve talanın unutulmasını sağlayacak! Sanıyor ki halkın sırtına yük olarak binen yapılan yollar ve köprüler açların avunmasını sağlayacak! Sanıyor ki şehir hastaneleri artık sağlığa ulaşımın sırat köprüsünü geçmekten daha zor olduğunu unutturacak! Sanıyor ki İHA’lar, SİHA’lar depremin yıkıntıları altında kalanları avutacak! Ve sanıyor ki eldeki seccade bütün bu yıkımın, yoksulluğun üzerini örtme gücüne sahip!
Kuşkusuz bunların hiç birisi geniş kitlelerin bugün yaşadığı yoksulluğu ve açlığı unutturma gücüne sahip değil. Böyle olunca demagojiyi çeşitlendirmek, yalanı daha etkili söylemek gerek! Emperyalizm karşıtlığı bunun için devreye sokuluyor. Ülkeyi emperyalizme en fazla açmış, teslim etmiş iktidar emperyalizme kafa tutmaktan bahsediyor. Yani TL’yi dövizin değerine bağlayıp milli parayı değersiz bir pula çeviren bunlar değil, 128 milyar dış borcu 450 milyar dolara çıkaran bunlar değil, dışarıya ödedikleri borç ödemelerinin faizlerinin ana parayı geçmesine neden olanlar bunlar değil, NATO’nun güçlendirilmesi için yeni üyenin kabul edilmesini sağlayan bunlar değil, Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanı olmakla övünen zat zaten Erdoğan hiç değil! ABD Başkanı ile görüşmek için işaret parmağının küçük bir hareketini bekleyen kişi zaten o değil!
Bütün bu tartışmalardan da anlaşılacağı gibi seçim dönemleri geniş kitlelerin politik ajitasyona olağan dönemlere göre daha fazla dikkat kesildiği dönemlerdir. Tartışılan ve ortaya atılan doğrudan doğruya onların yaşamları ve gelecekleridir. Bugün düzen partileri iki ana bölünme tarafından temsil edilmektedir. İktidar, faşist yönelimi ve politik İslam’a geniş bir alan açmayı temsil etmekte, bugüne kadar uyguladığı politikalarla halkın ekonomik olarak yıkımının sorumluluğunu taşımaktadır. Yaptıklarını yapmaya devam edecektir. Millet İttifakı olarak bir araya gelen düzen muhalefeti ise soyguncu ve talancı olamayan bir kapitalizm vaadetmekte, demokrasinin, hak ve özgürlüklerin egemen olacağının garantisini vermektedir. Düzen muhalefetinin lideri Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı genel olarak ciddi tüm muhalefet güçleri tarafından kabul görmektedir. Kolayca fark edileceği gibi iktidar ile düzen muhalefeti arasındaki temel ayrım politik yönelimde düğümlenmektedir. İlerici, devrimci, demokratik kesimlerin Kılıçdaroğlu’nu desteklemelerinin nedeni de budur. Yani tek adam yönetimine son vermek.
Bu aynı zamanda şu anlama gelmektedir. Düzen muhalefeti seçimleri kazanması durumunda amacını gerçekleştirmiş, mücadelesini bitirmiş olacaktır. Onlar için söz konusu olan artık düzenin yeni koşullara uygun olarak restore edilmesidir. Emek ve Özgürlük İttifakının ana akımı oluşturduğu ilerici, demokrat ve özgürlükçü güçler açısından ise seçim, sonrası yeni koşullarda mücadelenin devam etmesi, güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması anlamına gelmektedir. Yani düzen muhalefetinin nefesinin kesildiği yerde, onlar derin bir nefes alarak soluklanacaklar demokrasiyi, özgürlüğü ve barışı inşa etme mücadelesini yükseltecek, işçi ve emekçi kitlelerin daha ileri mücadelelere yönelebilmesi için yeni koşullardan azami olarak yararlanmanın olanaklarını kullanacaklardır. Kuşkusuz bu yolda farklılıklar da ortaya çıkacaktır ama şimdiki görev, Emek ve Özgürlük İttifakının seçimde milletvekili listelerini ortaklaştırdığı YSP’yi desteklemek, azami oyu sağlamak için mücadele etmektir.
- Gelişmelerin kısa özeti 17 Ocak 2025 05:12
- 13 Ocak güçlendirilmeli 10 Ocak 2025 04:24
- Değişimin zorunluluğu 03 Ocak 2025 07:15
- 'Zaferden' işçiye düşen 27 Aralık 2024 05:25
- Seyredecek misiniz? 20 Aralık 2024 05:42
- Ücret asgari, yaşam sefalet 13 Aralık 2024 05:40
- Genel grev ve direnişi gerçeğe dönüştürmek için 06 Aralık 2024 06:15
- Birleşik ve genel mücadele için 29 Kasım 2024 06:55
- Siz ne diyorsunuz? 22 Kasım 2024 05:31
- Gelişmelerin anlamı üzerine 15 Kasım 2024 05:25
- Direnerek kazanmak 08 Kasım 2024 11:13
- Elde ne var? 01 Kasım 2024 05:05