Soğan 30 lirayken hayal satmak
Fotoğraf: Mustafa Kamacı/AA
Yurttaşın küçük günlük dertlerinin karşısına; bunların hiçbir hükmünün olmadığını düşündüren büyük hedeflerin, akıl sır ermez çılgın projelerin, asfalttan aya giden otoyol mucizesinin ve heybeden Hermes’e doğru sınıf atlama imkanının konulduğu yönetim pratiği AKP iktidarının en iyi becerdiği iştir. Kendi seçmeninde iktidarın paydaşı olduğu hissini yaratmada böyle başarılı oldu.
Kitlesiyle arasında ortak bir geçmiş bağı uyduran iktidar partisi, kadrolarının bugünkü kendi konforunu, zenginliğini de bu kitlenin geleceği olarak işledi. Her AKP’linin bir gün sınıf atlayacağı mesajı, son zamana kadar memlekete akan sıcak paradan dağıtılan paylarla kanıtlanıyordu.
Böylece yer sofrasında kaşık sallayan kişiyi ejder meyveli smoti, kestane balı ve Aloe vera ile beslenen muktedirle birleştiren köprünün siyasi statiği, hikayesi Kasımpaşa’daki gecekondudan saraya uzanan Erdoğan’ın tecrübesiyle ölçülmüş oldu. Başkasının yedikleriyle, başkasının geçtiği köprüyle, gidemediği hastaneyle övünebilme hali bir gün bütün o zenginlikleri paylaşma hayali olmadan olmaz. Yoksul öfkesiyle gerilen fay hatlarını siyasi bir depreme dönüşmekten alıkoyan biraz da bu beklentidir.
Menüsü karmaşık olan resepsiyonun düzenlendiği sıralarda ejder meyvesinin fiyatı 30 liraydı, soğan, biber, domates fiyatları da bugünkü kadar uçmamıştı. Dolayısıyla parti seçmeni bir gün kendisinin de refah seviyesinin yükselebileceği hayalini kurabilirdi o vakitler. Ne var ki soğanın 30 liraya çıkan fiyatı ile ücret arasındaki farkın hayal kurduramayacak kadar derinleştiği bugün, zenginin malı züğürdün çenesini de hayalini de meşgul edemiyor. Bugün ejder meyvesi değil soğan konuşuluyor. Muhabbetin ufkundaki lüks sofralar sivri biber ve soğan derdinden dolayı görülmüyor.
Hal böyle olunca Erdoğan’ın soğan fiyatlarını eleştirenlere karşı ‘Soğanı şöyle masanın üzerine koyar şöyle yumruğunla vurur… Onun lezzetini alabilir misin? Biz böyle büyüdük’ diye verdiği cevap bir fırlatma rampası etkisi yaratamıyor. Hayali bir ortak geçmişten hayali bir ortak geleceğe uçmak artık o kadar kolay değil. Erdoğan, soğanı İstanbul’un finans merkezine bağlamaya çalışsa da hayal gücünü masaya vurulan yumrukla tahrik ederek önce göklere sonra SİHA gemisine indirmeye çalışsa da nafile. Soğan orada olanca ulaşılmazlığıyla duruyor; hâlâ 30 lira!
Fakat halk soğan dedikçe onlar Togg, sarımsak dedikçe TCG-Anadolu demeye devam ediyorlar. Bu TCG gemisi F35’ler içindi ama ortada bu uçaklar yok, gelseydiler satılan hayaller kuşkusuz daha büyük olacaktı ama şimdilik SİHA ile idare ediliyor. Soğanın kilosunun 30 lira olduğu akıldan çıkmıyor. Silah sanayisinin gelişmesi ile hiç de milli olmayan yerli otomobille övünmek de mümkün değil. Kendi binemediğin ve binme ihtimalinin azaldığı aletle caka satmak mümkün değil artık. İstanbul’da sıradan bir gecekondunun kirası asgari ücret düzeyine çıkmışken kentin finans merkezine dönüşecek olması insana daha da batıyor. Bu iktidar, bir zamanlar ihtimal satardı şimdi o da yok.
Erdoğan ‘Ekonomide sıkıntı varmış, yok. Biz gayet iyi yolumuza devam ediyoruz’ diyor.
Soğan 30 lirayken hangi biz o, yoluna devam eden?! Seçime kadar ne kadar yağmalarsak yanımıza o kadar kâr kalır düşüncesiyle her karış toprağın, ormanın, meranın ve sahilin hızla tahsis edildiği yandaş çeteler, deprem konutları ihalesinin verildiği eş dost müteahhitler, kadrolu tekeller! Onların ekonomisi iyi. ‘Biz’im değil.
Dış borç stokunun 444 milyar doları aştığı hemen ödenmesi gereken borçların karşılığında eş dost diktatörlüklerden toplanan paranın sadre şifa olamadığı, hazinede kalan üç kuruş paranın seçim rüşveti olarak dağıtılmaya çalışıldığı fakat bunun bile yarım yamalak yapılabildiği hazine tablosuna rağmen ‘onlar’ iyiler! Durup durup IMF’ye borç veriyorlar!
Erdoğan daha önce biz dediğinde kültürel ve dini ortaklık bağlamında aynı hizaya çağırılan emekçilerle sermayenin yapılandırılmış birliğini kastediyordu. ‘Onlar’ ise geriye kalan herkes. Ancak 30 liralık soğan, bu biz ve onlar’ı başka türlü kuruyor artık. Ekonomisi iyi gidenler ile gitmeyenler; yukarıdakiler ve aşağıdakiler, kapitalistler ile emekçiler. Biz soğan, sarımsak, domates derken Togg, TCG diyenler, kendi yağma projelerini, ihale kârlarını milli dava diye yutturanlar aynı yerde değiliz. Aynıların aynı yerde ayrıların ayrı yerde durduğu, gayet sınıfsal bölünme bu.
Masaya vurulunca bölünen soğan, ‘onlar’la ‘bizler’i bölüyor artık.
Yeşil Sol Partinin seçim şarkısı güzel özetlemiş: Geliyoruz geliyoruz, İşçi köylü emekçiyiz, Çözüm biziz geliyoruz… Yine Bizler Buradayız, Buradayız Buradayız, Birlikte Değiştireceğiz
Ekmek soğan hakkına oylar Yeşil Sol’a!
Herkese iyi bayramlar.
- Serenay'a kayyım atansın olsun bitsin! 17 Ocak 2025 04:35
- Okulun ebedi paydos zili 10 Ocak 2025 04:54
- Metinler daima yaşar 08 Ocak 2025 04:34
- Dünyayı uyandırmak değil, uyutmak için miting 03 Ocak 2025 04:58
- Türk-iş toplu sözleşme masasını devirirken kime sordu? 27 Aralık 2024 06:40
- Çakma halk devrimi, imitasyon Che Guevera 20 Aralık 2024 05:33
- Suriye'de bitmedi, sürüyor, sürecek o kaos... 13 Aralık 2024 05:00
- Aile hekimliği yönetmeliğinin yakın sonucu güvencesizlik, şiddet ve çeteleşmedir 06 Aralık 2024 06:10
- 28 Şubat yaşıyor, yaşatılıyor! 01 Aralık 2024 04:58
- Gerisi gözaltı, yasak 29 Kasım 2024 06:25
- Ya bendensin ya da her şey kötü olacak 22 Kasım 2024 06:27
- Arka taraf! 15 Kasım 2024 04:48