Bugün 23 Nisan. Güya çocuk bayramı. “Güya” çünkü bayramın gerçekten anlamlı olması, bayram gibi bayram olması için ne gerekir, çocuklara soran yok. Yirmi yıl önce de yoktu. Daha önce de yoktu.

23 Nisan gelirken düzenlenen etkinliklere “çocuk bayramı” veya “çocuk şenliği” deniliyor. Başlıklara ne yazılırsa yazılsın, önemli olan içerik. 23 Nisanlarda çocuklara gayet yabancı veya çocuklara uygun olmayan, hatta çocuklara zararlı olabilecek türlü çeşit etkinlikten geçilmiyor.

Çocuklara hiç uygun olmayan etkinlikleri saptamak kolay. Yapmacıklık yarışında hep önde giden koltuk mizanseniyle başlayalım. Makam koltuğuna çocuk oturtma mizanseni içeren bir etkinliğin çocuklar için anlamlı olması söz konusu olamaz. Bu tür etkinlikler çocukların hiçbir zaman yararına olmadı ve olmayacak.

Bir diğer ipucu, “minikler” sözü. Çocuklar için düzenlenen bir etkinlik için “minikler” kullanılıyorsa, en baştan belli ki, ipler çocuklara tepeden bakan ve onları ancak bedenlerinin boyutları ile tanımlayabilen, onları küçümseyen yetişkinlerin elinde. Tıpkı koltuk mizanseni gibi, işe yaramaz bir etkinlik olacağı belli.

Çocuklar için en uygun etkinlikleri aslında yerel yönetimler düzenleyebilir. Çocuklara en açık, en yakın ve en içten etkinlikler aslında yerel etkinliklerdir. Ama bu yıl, cumhuriyet kurulalı 100 yıl geçmiş olmasına karşın, yerel yönetimlerin düzenlediği etkinliklerin büyük çoğunluğu tepeden inme, basmakalıp ve çocuk katılımıyla zerre kadar ilişkisi olmayan türden. Birkaç örneğe göz atalım.

Örnek 1: Belediyenin üç müdürlüğü, yüz boyama, “şişme oyun alanları ile eğlence”, film gösterisi, sihirbaz gösterisi ve “jonglör” gösterisi içeren bir “şenlik” düzenlemişler. Ortalıkta “maskotlar ve tahtabacak” bulunacakmış. Gösterilecek animasyon film için bir alışveriş merkezindeki sinema ayarlanmış. “Şenlik” yüzde yüz yetişkin ürünü. Çocuklara danışan yok! Ne gerek var ki? Etkinlik daha gerçekleşmeden çocukların neler yaşayacağı belli. Haber bülteninde etkinlikler “çocuklara keyifli anlar” ve “Unutulmaz anlar yaşatacak” yazıyor. Çocuklara sormaya ne gerek var!

Örnek 2: Belediye başkanı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı “çocuklarımıza yakışır biçim de rengârenk, neşe içinde” kutlamak istediklerini söylemiş. Düzenlenen “şenlik” boyunca belediyenin kendi tiyatrosunun ekibi çocuklarla olacakmış. Resim ve yüz boyama etkinlikleri, oyunlar, yarışmalar varmış; şişme oyun parkuru, pamuk şeker, mısır ve kağıt helva varmış. Tümüyle yetişkin ürünü “şenlik” için uygun görülen alanın adı da çarpıcı: Kanlıkavak Parkı. Şaka gibi...

İçerik çok değişmiyor. Son örnek: Şişme oyun alanları, yüz boyama etkinliği, zeka ve beceri oyunları, ödüllü yarışmalar, palyaço ve dev maskotlar. Ayrıca sosis balon, pamuk şekeri ve patlamış mısır. Çocukların neler hissedecekleri de belli: “Tüm çocuklar” etkinlikler sayesinde “eğlenceli” ve “keyifli zaman” geçirecekler!

Özetle, yerel yönetimlerin düzenlediği etkinlikler tepeden inme. Çocuklara soran olmamış. Şişme oyun alanları gibi özel donanım gerektiren etkinlikler, dağıtılan balonlar vs. hepsi kamu bütçesinden boşa harcama demek. Çocuklara sorulmadan düzenlenen etkinlikler yetişkinlerin kurduğu işleyişe uygun: Belediye yönetimi mutlu, para kazananlar mutlu… Çocuklar yetişkinlerin kurgusunda yalnızca birer figüran.

Yerel yönetimler bile çocuklara uzaksa, bölge veya ülke çapında, hatta ülkeler arası etkinliklerin çocuklara ne kadar uzak olabileceğini tahmin etmek zor değil. Büyük etkinliklerde, özellikle de büyük paralar dökülerek düzenlenmiş vitrinlik etkinliklerde çocuklara yer açılacağını düşünmek zor. Bu tür etkinlerde çocukların katılımı ancak figüranlık düzeyinde olabilir. Yani, etkinlik baştan sona yetişkinler tarafından düzenlenir ve çocukların bu etkinliğin içerisinde basit birer oyuncu olarak bulunması sağlanır.

Bu tür etkinliklerin en bilinen örneklerinden biri, hiç kuşkusuz, TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği. Anadolu Ajansı haberine göre, bu yıl etkinlikte 24 ülkeden çocuklar bulunacakmış... Etkinlik belli ki, rejimin gereksinimlerine göre düzenlenmiş. Mekan olarak Başakşehir Millet Bahçesi seçilmiş. Etkinliğe “depremzede” çocuklar da katılacakmış. Seçilen slogan, “Dünya Çocukları Türkiye İçin Tek Yürek”!

Haberde, “depremzede minikler” deniliyor. Bu baştan yanlış. Haberde, deprem bölgesinden canlı yayın bağlantıları yapılacağı da belirtiliyor. Yapılacak bağlantılarda belki de çocuklar yaşadıklarını, çektikleri acıları ve rejimin deprem sonrasında sergilediği utanç verici tutumu anlatacaklar. Elbette olmaz, olamaz! Haberde, “Afetzede çocuklar şiir okuyacak” deniliyor. Deprem yetmedi, çocuklara ekranlarda şiir okutmak peşindeler!

Peki, bir Çocuk Bayramı için gerçekten ne gibi etkinlikler uygun olurdu? Lütfen gelecek seneyi beklemeyin, daha şimdiden çocuklara sorun!

Evrensel'i Takip Et