24 Nisan 2023 04:56

Siyasal iyilik halimiz

Birbirini kavramış iki el

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Lela Tsiskarishvili, işkenceye karşı mücadelede tanıdığım, birlikte bu alanda emek vermekten onur duyduğum dostlarımdan biri... İşkence görenlerin rehabilitasyonu alanında çalışan, 65 ülkeden aralarında Türkiye İnsan Hakları Vakfının da yer aldığı 165 rehabilitasyon merkezinin çatı örgütü International Rehabilitation Council for Torture Victims’in (IRCT) başkanlığını yapıyor iki dönemdir. Önümüzde seçimler var. Bu seçimlerde görevi devredeceği için de son konsey toplantısı ardından bizlere çalışma alanımızın doğasını da hatırlatan bir mektup yazmış. Bir veda değil elbette, çünkü bu alanda çalışmaktan ve işkenceye karşı mücadelesinden vazgeçmeyeceğini bilecek kadar tanıyorum Sevgili Lela’yı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) çalışmalarının yoğunluğu içinde geçen üç yıl boyunca çok emek veremesem, zaman bulup toplantılara katılamasam da tüm o dostlarla birlikte yaptığımız çalışmaları ne kadar özlediğimi hatırlattı mektubu bana. İyilik halinin bireysel olmanın ötesinde toplumsal niteliğini ve korumanın değerini, yalnız bedenimizle, ruhumuzla sınırlı olmayan, toplumsal ve siyasal iyilik halinin de tam bir iyilik için şart olduğunu.

Bir toplumsal antropolog olan Margaret Mead’i hatırlatmış Sevgili Lela mektubunda, bir öğrencisinin sorduğu soruya verdiği yanıtı anarak. Bir kültürde uygarlığın ilk belirtisi nedir diye soran öğrenci Mead’in toprak kaplar, avcılık gereçleri, öğütme taşları, belki dini eserler diye bir yanıt vereceğini beklerken, uygarlığın ilk kanıtının bir arkeolojik kazı alanında bulunan 15 bin yıllık kırılıp iyileşmiş bir uyluk kemiği olduğu yanıtını almış. Mead şaşırtıcı ve bir o kadar da çalışmalarıyla tartışma yaratmış bir antropolog.

Uyluk kemiği kalça ile dizi birbirine bağlayan, bedenimizin en uzun kemiği ve iyileşmesi için modern tıbbın olanaklarından yoksun bir toplumda yaklaşık altı hafta boyunca yatmak zorunda bırakacaktır bu kemiğin kırığı. Mektupta kısaca aktarılan bu yanıtın devamı da var elbette. Uygarlığın anlamına ve sözcüğün Batı dillerindeki kökenine ve bu kökten türeyen sözcüklere dair. İyileşmiş bir uyluk kemiği kırığının bir başka insanın yarayı sarması, iyileşme sürecinde bakım vermesi ve güvenliğini sağlamak için eşlik etmesi anlamına geldiğini aktaran Mead, hayvanların dünyasında bacağınızı kırarsanız öleceğinizi belirtir. Tehlikeden kaçışınızın olmadığını, suya erişemeyeceğinizi, beslenmek için avlanamayacağınızı, böyle bir yaralanmada diğer canlılar için yem olmanın kaçınılmaz olduğunu, iyileşmiş bir uyluk kemiğinin, bir başkasının kendi yaşamını kurtarmak için bir diğer insanı terk etmek yerine ona destek olmayı, yanında durmayı tercih etmesi anlamına geldiğini anlatır ve “Uygarlık bir zorluk anında diğerine destek olmakla başlar. Düşünceli, özverili küçük bir grup yurttaşın dünyayı değiştirebileceğinden hiç kuşku duymamalıyız, çünkü aslında tek sahip olduğumuz budur” der.

İnsan türü dışındaki diğer canlıların birbirini düşünme, destekleme ve iyilik halini sağlaması konusunda yapılan çalışmalar geçen yarım yüzyılda hayli değişse ve insan merkezli araştırmalardan farklılaşsa da kendimizden başkasını önemsemediğimiz bir dünyanın uygarlık ile ilişkilenemeyeceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Tutuklu olduğum süreçte ilk duruşmadaki beyanımda sevgili dostum Nilgün Toker’den alıntılayarak birimizin dahi yurttaş olmaktan çıkarıldığı koşullarda hiçbirimizin yurttaş olamayacağını ifade etmiştim. Biraz daha sınırsız bir ifadeyi yeğlersek, ancak bu dünyayı paylaştığımız tüm canlıların iyilik halinin bizi bu dünyaya ait ve uygar kılacağı, onun için de yalnız uyluk kemiği kırığının iyileşmesini sağlamanın yetmeyeceği, Sevgili Lela’nın mektubunda hatırlattığı; iyileşme süresi en uzun yaralardan biri olan işkence yaralarının onarım sürecine eşlik etme sorumluluğumuz ötesinde toplumsal iyilik halimize eşlik eden özgür, demokratik ve barış içinde yaşayabildiğimiz bir siyasal iyilik halini sağlama sorumluluğumuzun da olduğunu ben eklemiş olayım. Siyasal iyilik halimiz rant uğruna tozutulan molozlara, altın uğruna canların tüketilmesine, işkenceye ve daha nicelerine karşı durabilmek için bir temel ihtiyaç, su gibi, ekmek gibi...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa