Seçim güvenliği ve provokasyonlar

Medyada, çeşitli seçim toplantılarında ya da dost sohbetlerinde zaman zaman AKP’nin mutlaka seçimlerde hileye başvuracağı ya da seçim öncesi büyük bir provokasyon tezgahlayarak OHAL ilan edeceği ve seçimleri erteleyeceği, hatta seçimleri kaybederse sonuçları kabul etmeyeceği vb. konuşuluyor.

Hayır AKP bunu yapmaz diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Çünkü, yirmi yıllık pratiğinde AKP’nin demokratik bir seçimi savunmadığını, her türlü hileyi yaptığını, tek adam iktidarını adım adım kurduğunu, hiçbir demokratik hakka tahammül edemediğini gördük.

Fakat, AKP de diğer gerici güçler de her yapmak istediklerini her zaman yapamaz.

Bu işler sadece istemekle olmaz.

İktidar mücadelesi milyonlarca emekçiyi bir fikre kazanmakla, onları örgütlemekle yürütülür. Milyonlarca emekçi, hakları ve hukuku için birlikte harekete geçtiğinde hiçbir provokasyon, seçim hilesi, silahlı ve silahsız bürokrasinin zoru başarılı olamaz.

Örneğin, İstanbul Belediye seçimlerinde AKP bütün hileleri yaptı, polisi seçmenlerin evine gönderdi, medyayı kullandı, TRT’ye gerçek dışı yayım yaptırdı, YSK’ye seçimleri yenileme kararı aldırdı, bakanlar ve bürokrasi toplantı üzerine toplantı yaptı ama “Atı alan Üsküdar’ı geçti” diyemediler. Kaybettikleri bir seçimi bütün hile ve zorlamalara rağmen kazanamadılar.

Sadece İstanbul Belediye seçimleri değil; tarihimizde 15-16 Haziran direnişi, Zonguldak Madenciler Yürüyüşü, 3 Ocak Genel Grevi, Gezi direnişi vb. onlarca direniş ve mücadele örneği bulunmaktadır.

Birleşmiş halkın, milyonların gücünü kimse hile ve baskı ile alt edemez.

AKP ve ortaklarından her türlü hile, provokasyon ve baskıyı bekleyeceğiz. Ama korkmayacağız. Biz korktuğumuzda, bizim korkumuz dalga dalga yayılır, halkın birliği ve mücadele azmi zaafa uğrar. Hilecilerin, demokrasi karşıtlarının işine yarar.

Korkmayacağız, vazgeçmeyeceğiz ama olası hile ve baskılara karşı emekçilerle birlikte tedbir alacağız.

Sadece sandık başlarına sandık görevlisi ve müşahit göndermekle yetinemeyiz. Hepimiz ilimizde, ilçemizde, mahallemizde tek adamdan kurtulmak isteyen herkesle ortak, örgütlü hareket etmenin yollarını bulmalıyız. Seçimlerde zaferimiz ilan edilene kadar dağılmamalıyız. Birliğimiz sürmeli. Seçim zaferini birlikte kutlamalıyız. Hatta bu birlikteliği zaferden sonra da devam ettirmeliyiz.

Provokasyon karşısında geri adım atmamalıyız. Ama, zayıf olduğumuz yerde ve anda geri çekilmeyi bilmeliyiz. Yenileceğimiz kavgalara girmemeliyiz. Ama kimse çalışmalarımızı engelleyememeli. Standımızı dağıtırlarsa, binleri toplayıp standımızı birlikte açmalı, bildirilerimizi birlikte dağıtmalıyız. Halk nezdinde haklı ve meşru zeminde olmaya gayret etmeliyiz.

Milyonların aç, yoksul, işsiz, gelecekten umutsuz olduğu ülkemizde kazanmamamız imkansız.

O nedenle, hiçbir zaman “Adam kazandı” dememeliyiz.