26 Nisan 2023 04:58

Diyarbakır merkezli operasyon sadece bölge değil tüm halkı sindirmeye yönelik

Gözaltına alınanlar

Arşiv | Fotoğraf: MA

Paylaş

Muhalif partilerin binalarının kurşunlanması, seçim bürolarına değişik yöntemlerle saldırılar, 13. Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu’na yönelik provokatif girişimler, tehditler, depremzedeler üstünden yapılan istismarlar, 6284 sayılı Yasa’nın, ailenin korunması adına LBGTİ+’ların hedefe konması; din, mezhep, etnik köken, cinsiyet… akla gelen her farklılığın kışkırtma vesilesi yapılması, militarizm ve şovenizm üstünden yapılan ayırımcılık ve tehditler yetmemiş olmalı ki, muhalefeti sindirme amacıyla bir adım daha atıldı. Dün sabahın erken saatlerinde Diyarbakır merkezli olarak başlatılan ve bölgedeki il ve ilçe merkezinde bir operasyon başlatıldı. Avukat, gazeteci, sanatçı, kitle örgütü yöneticisi, siyasetçi 200’e yakın kişi gözaltına alındı.

Baskınlarda aralarında Mezopotamya Ajansı Editörü Abdurrahman Gök, Muhabir Ahmet Kanbal, Yeni Yaşam Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Osman Akın, Xwebûn İmtiyaz Sahibi Kadri Esen; Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şube Eş Başkanı Avukat Halise Dakalı, Amed Şehir Tiyatrosundan Yavuz Akkuzu, Özcan Ateş ve Elvan Koçer Yıldırım ile içinde HDP’li siyasetçilerin de bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Ev aramalarında bilgisayar, telefon vb. iletişim araçlarına el konulduğu belirtiliyor.

Bu yazı yazıldığında çok sayıda il ve ilçelerinde ev baskınları ve gözaltıların devam ettiği bertiliyordu.

Diyarbakır Barosundan yapılan açıklamada dosyaya gizlilik kararı getirildiği, avukatlarla görüşmenin de yasaklandığı duyuruldu!

HUKUKİ DEĞİL SEÇİM OPERASYONU!

HDP Milletvekili Tayyip Temel’in belirttiği gibi bu operasyon açıkça bir seçim operasyonudur!

Çünkü seçime 18 gün kala bölgede halkın hangi doğrultuda tutum alacağına dair sözlerini ve tutumlarını dikkate alacağı kişi, örgüt ve çevreleri hedef alan bu kapsamlı operasyonun hukuki hiçbir gerekçesinin bulunmadığı herkesin anlayabileceği bir gerçektir. Çünkü gözaltına alınan kişiler, yıllardır toplumun gözü önünde olan, mesleklerini yerine getirirken aynı zamanda halkın sorunlarını da kendi sorunları yapmış, bu nedenle de halkın fikirlerine tutumlarına değer verdiği kişilerdir. Dolayısıyla bu kişilerin böyle bir zamanda, seçime 18 gün kalmışken gözaltına alınması bölge halkını sindirme, “Eğer bu iktidara oy vermezsek bize huzur vermeyecek” duygusunu güçlendirme amaçlı bir operasyon olduğunu anlamak için ülkede olup biteni biraz anlamak yeterlidir.

Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren operasyonu; “Maalesef seçim sürecinde bu tür gelişmeler için kaygımız vardı. Ama bir anda gazetecilerin, avukatların, sivil toplum aktivistlerinin içinde olduğu bu gözaltıların seçim sürecinden bağımsız olmadığı aşikardır. Bir şekilde seçim öncesi bir gözdağı ya da mevcut resimden bağımsız bir operasyon olmadığı da açık ya da HDP seçmenine, Kürt seçmene bir gözdağı” diye değerlendiriyor.

BU OPERASYON AKP’NİN BÖLGEDEN SİLİNMESİNİ HIZLANDIRACAK

Bu tür operasyonlar bölgede yıllardır, her üç beş ayda bir yapılıyor.

HDP’nin Önceki Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere HDP yöneticileri, seçilmiş belediye başkanları ve belediye yöneticileri, milletvekilleri, binlerce HDP’li siyasetçi, tanınmış insan hakları savunucuları, gazeteciler, kitle örgütü yöneticisi… binlerce kişi tutuklu.

Ama AKP iktidarı, legal siyaset alanı ve sivil toplum alanında faaliyet gösteren örgütlere ve kişilere karşı elindeki bütün baskı araçlarını devreye sokmasına karşın bugün gelinen yerde AKP’nin bölgede silinmesine doğru giden süreci durduramadığı gibi daha da hızlandırdı.

Seçime 18 gün kalmışken girişilen yeni bir operasyonla halkı sindireceğini sanmak eğer tamamen akılları karışmış değilse aşırı bir yanılgıdır. Ki, bu aynı zamanda iktidarın sürüklendiği çöküş sürecinden kurtulmak için ne kadar çaresiz hale geldiğinin de göstergesidir. Çünkü bu ve bu tür girişimler, ülkedeki gelişmeleri izleyen aklıyla düşünen herkesin gördüğü gibi AKP’nin bölgeden tamamen silinmesini hızlandıracak sonuçlar doğuracaktır. Çünkü halka hiçbir yeni vaatte bulunamayan tek adam yönetimi artık bir yanda din-mezhep, etnik aidiyet, öte yandan şovenizm ve militarizme bulanmış bir dincilik üstünden ayırımcılık ve kışkırtmalar yaparak halkın kafasını karıştırmayı ve onları sindirmeyi hesaplarken direnmekte ısrar edenleri savcılıklarla, mahkemelerle, cezaevlerine atmakla tehdit etmektedir.

BU OPERASYON SEÇİM VE SANDIK GÜVENLİĞİNE YÖNELİK BİR OPERASYON!

Ancak Türkiye’de ama daha çok da bölge illerinde artık halk ne bu kimlikçilik üstünden yapılan kışkırtmalarla ne de polis ve yargı üstünden yapılan operasyonlarla sindirilemeyecek kadar yüksek bir siyasal bilince sahip olmuşlardır.

18 gün sonra tek adam yönetimi bütün bu girişimlerinin faturasını ödeyecektir. Bu faturanın ne kadar büyüdüğünü de 14 Mayıs seçiminde açıkça göreceğiz!

Bu gazetede, bu köşede çok yazıldı ama bir kez daha yazmakta bir sakınca yok.

Evet bu operasyon bölgedeki 21 ilde ve Kürt siyasetine karşı yürütülüyor görünüyor. Ama gerçekte bu operasyon tek adam yönetimine karşı olan, hatta Cumhur İttifakı içinde olmayan bütün partilere ve halka yönelik olarak yapılıyor. Çünkü bu operasyon seçim sürecini provoke etme amaçlı girişimlerin bir aşaması olarak dereye sokulmuş görünüyor.

Bu yüzden Millet İttifakı, Emek ve Özgürlük İttifakı ve özgürlüklerden, demokrasiden yana tüm güçlerin, halkı sindirme amaçlı olan bu operasyona karşı tutum alması, bu konuda bölge halkıyla dayanışması önemlidir. Ama aynı zamanda bütün muhalefet için “seçim güvenliği” ve “sandık güvenliği”nin de bir adımı olmak bakımından ayrıca bir öneme sahiptir.

Yani tüm muhalif güçler bu operasyona karşı ortak bir tutum almalıdır.

Muhalefette yer alan ama milliyetçilikle malul parti ve çevreler için bir faydası olur mu bilmek zor ama bir kez daha hatırlatalım dedik!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa