2 Mayıs 2023

Asya’da 1 Mayıs ve emeğin küresel dertleri

Güney Kore | Fotoğraf: AA

Asya’nın değişik ülkelerindeki 1 Mayıs gündemleri bir araya getirildiğinde küresel olarak emekçilerin dertlerinin neredeyse tümünü kapsayan bir resim çıkıyor ortaya. Bu dertlerin arasında neoliberal otoriter rejimler, sarı sendikalar, 1 Mayıs’ın içinin şirketler tarafından boşaltılması, işçi hareketinin esnek istihdam edilen emekçileri kapsayamaması, dini/etnik aidiyetlerin işçi kimliğinin üstüne geçirilmesi var. 

Kimi Asya ülkelerinde köklü bir işçi örgütlenmesi ve 1 Mayıs geleneği varken, diğerlerinde düşük sendikalaşma oranları ya da devletin bağımsız sendikalara izin vermemesiyle 1 Mayıs’a yüklenen anlam değişiyor. Örneğin, Filipinler, Tayland ve Hindistan 1 Mayıs tarihçeleri uzun olan Asya ülkelerinden. Çin ve Singapur’un farklı siyasi rejimleri olsa da bağımsız sendikalaşmaya izin vermemesi işçi hareketini alternatif örgütlülük yolları aramaya itmiş. Bir zamanının ‘Asya Kaplanları’ olan Japonya, Tayvan ve Güney Kore’de bugün emekçilerin dertleri küresel gelişmeleri takip ediyor.

Filipinler’de, Duterte’nin neoliberal otoriter politikalarının sonucunda yeni devlet başkanı (ve Diktatör Marcos’un oğlu) Marcos Jr’in yönetimi altında yüksek enflasyon ve çalışan maaşlarında erime şu anda en önemli gündem. Bu yüzden, bu yılın 1 Mayıs gündemi maaş arttırımı, fiyatların düşürülmesi, esnek sözleşmeyle istihdama son verilmesi ve işçi hakleri aktivistlerinin suçlulaştırılmaması gibi taleplerdi.

Endonezya’nın da köklü bir 1 Mayıs geçmişi var ama, bayram örgütlü işçi sınıfının mücadelesiyle 2013’te resmi tatil olduktan sonra sermayenin ve devletin ele geçirdiği bir tatil günü haline geldi. Özel şirketler 1 Mayıs’ı tatil programları için kullanmaya başladılar. 1 Mayıs gösterilerini engellemek isteyen yerel yönetimlerse aynı güne dini kutlamalar koyarak işçilerin katılımını düşürmekte. Bu yıl, mitinglerde sendikal hakları işveren lehine kırpan bir torba yasaya karşı çıkıldı. Ayrıca, sendika liderlerinin ve işçi hakları aktivistlerinin uydurma davalarla tutuklanması da protesto edildi.

Myanmar’da 2021’deki darbeden önce emekçilerin sanayi bölgelerinde yürüyüş düzenleyerek 1 Mayıs kutlamaları bir gelenekken, darbeden bu yana sendikalar yeraltına indi ve işçi liderleri sürgüne gitti. Ancak işçiler kısmen örgütlenmeye ve direnmeye devam ettiler. Örneğin, tekstil işçileri ve kuryeler polis müdahalesine rağmen greve gittiler. Bu yıl, 1 Mayıs Myanmar’da çevrim içi olarak kutlandı. Sürgündeki Myanmar’dan işçi ve aktivistlerse, Tayland’ın başkenti Bangkok’taki 1 Mayıs mitingine katıldı.

Tayland, sürgündeki Güneydoğu Asya işçi liderlerine evsahipliği yapacak kadar güçlü bir işçi hareketine sahip ve Uluslararası Çalışma Örgütünün kurucu üyesi ama kendisi emekçi hakları konusunda çok iyi durumda değil. Toplu pazarlık hakkını tanıyan ILO sözleşmesi hâlâ onaylanmadı ve özel sektör ve memurlar için yalnızca iş yeri sendikalarına izin var. Göçmen ve esnek ve enformel olarak istihdam edilen emekçilerin sendikalaşma hakkı ise tümden yok. Bunda, 2014’teki darbeden beri ülkeyi yöneten askeri hükümetlerin toplumsal hareketleri kısıtlaması da önemli bir rol oynuyor. Nitekim bu yılki 1 Mayıs’ın da en önemli gündemi iki hafta sonraki seçimler. Sosyal demokrat PTP’nin seçimleri kazanması ama ittifaka girmeyeceğini açıkladığı muhafazarların desteği olmadan hükümet kuramayacağı tahmin ediliyor. Bu da emek gündemi için çok umut verici bir durum değil.

Çin’de 1 Mayıs sadece parti-devlet kontrolündeki resmi işçi sendikaları federasyonunun düzenlediği etkinliklerle kutlanıyor. İşçilerin 2000’li yıllardan beri fabrikalarda bu federasyondan bağımsız işçi komiteleri oluşturup greve gittiği ya da toplu sözleşme görüşmesi yaptığı oldu ama bu çabalar münferit kaldı. Son yıllarda, teknoloji alanında çalışan beyaz yakalıların ve düzensiz çalışan kuryelerin de iş yerinde sendikalaşma ya da grevleri oldu. Bu yıl, ülkenin en büyük gıda dağıtım platformlarından biri olan Meituan’da çalışan yüzlerce kurye, kötüleşen çalışma koşullarını protesto etmek için nisan ayı sonunda bir hafta boyunca grevdeydi. Son yıllara kadar içişlerinde özerk olan Hong Kong’da 2020 yılında çıkarılan Ulusal Güvenlik Yasası’ndan beri adadaki tüm bağımsız sendikalar dağıtılmıştı. Bu yıl, 1 Mayıs mitingi için izin başvuru polis baskısıyla geri çektirildiği için Hong Kong’da 1 Mayıs alanlarda kutlanmayacak.

Çin’e benzer şekilde, Singapur’da da bağımsız sendika ve 1 Mayıs mitinglerine izin yok. Bu yıl, işçi hakları STK’leri 1 Mayıs’ta bir müzik festivali düzenleyip değişik istihdam koşullarından gelen emekçileri konuşmacı olarak davet ederek bu yasağı kısmen delmeyi hedeflediler. Bu konuşmacılar arasında mavi yakalı işçilerin yanısıra kuryeler, evici emeği temsil eden kadınlar ve hizmet sektörü emekçisi göçmenler de var.

1960’larda Asya kalkınmacı devletlerinin ilki olan Japonya’da, Güney Kore ve Tayvan’ın aksine işçi sınıfı toplumsal hareketlerin, demokratikleşmenin öncüsü olmak gibi tarihsel bir meşruiyete sahip değil. Bu yılki 1 Mayıs’ın gündemi düzensiz ve esnek istihdam edilen emekçilerin haklarının tanınması. Dünya genelinde esnek istihdam göçmenler, kuryeler ya da stajyer sözleşmesiyle çalıştırılan üniversite mezunlarını tanımlamak için kullanılıyor ama Japonya’da kadınlar da bu gruba giriyor çünkü “ev hanımı işçiler” denen bu grup 1970’lerde Japon şirketleri tarafından ucuz işgücü sağlamak için yarı zamanlı olarak çalıştırmaya başladı. Bu mantığa göre, evli kadınların tam zamanlı çalışmamaları gerekiyordu çünkü sadece ev geçimini desteklemek için çalışıyorlardı, bu da ücretlerinin asgari düzeye indirilmesini ve sosyal güvenlik sistemine dahil edilmemelerini haklı gösteriyordu.  Günümüzde kadın istihdamı ve yarı zamanlı istihdam normalleşmiş durumda ancak bu 1 Mayıs’ın gündemi de hâlâ değişik istihdam koşullarındaki cinsiyete dayalı eşitsizlikleri azaltmak.

Güney Kore’de 1987 yazındaki büyük işçi ayaklanması ülkenin toplumsal hareketlerde önemli bir dönüm noktası oluşturdu; o zamandan beri Güney Kore’de işçi örgütlülüğü neoliberal istihdam politikalarına rağmen çok güçlü. Bu yılın gündemi, hukümetin esnek çalışma saati yasa tasarısı. Sendikaların örgütlediği muhalefet sayesinde bu yasa tasarısından sonra hükümetin onay oranı yüzde 30’un altına düştü.

Güney Kore’de olduğu gibi, Tayvan’ın demokratikleşmesinde de işçi hareketi önemli bir rol oynamış olmasına rağmen günümüzde sendikal hareket güçlü değil. Bunun nedeni, yasaların sektörel değil iş yeri sendikalarına izin vermesi. Aynı sektörde benzer sorunları yaşayan çalışanlar bir araya gelemeyince yapısal problemlere karşı bütüncül bir duruş sergileyemiyorlar. Bu yılki 1 Mayıs’ın gündemi de sağlık çalışanları gibi sendikal örgütlenmenin az olduğu meslek gruplarının ve kuryeler, bilişim alanında çalışan üniversite mezunları gibi düzensiz istihdam edilen görece yeni meslek gruplarının hakları. Bu 1 Mayıs’ın 2024 yılındaki genel seçimlerde çalışan haklarının siyasi partilerin programlarına girmesi için önemli olduğu düşünülüyor.

Evrensel'i Takip Et