İsveç’in de ATY’si var artık!
İsveç parlamentosunda oylama sonucu | Fotoğraf: Atila Altuntaş/AA
Sadece Türkiye’de değil birçok Avrupa ülkesinde de yükselen sağ popülizm dalgası özgürlükleri kısıtlayıcı önlemler öngören yasalar çıkarmakta.
1990’ların başında ATY Tasarısını eleştirmiş, bunun basın özgürlüğünü kısıtlamak için kullanılabileceğini belirtmiştik. Haklı çıktık son 20 küsur yılda. Bunun kanıtı ise cezaevindeki gazeteciler sayısında TC’nin dünya rekor listesinde en başlarda yer alması.
Dün sağ koalisyon hükümetinin Meclise sunduğu Anti Terör Yasası kabul edildi. Yasa 1 Haziran’da uygulanmaya başlayacak. (Hiç olmazsa 14 Mayıs seçimlerinden sonra!)
Bu Erdoğan Hükümetinin İsveç’in NATO üyeliği için şart koştuğu temel konuydu.
Bugün İsveç'te öğleden sonra bir grup aydın, siyasetçi ve sanatçı, parlamentoya sunulan yeni yasaya karşı Myntorget Meydanı'nda bir araya geldi.
Eski parlamenter Amineh Kakabaveh, "İsveç'te Erdoğan'ın yasaları İsveç parlamentosunda fiilen tesis ediliyor" dedi
Öte yandan bazı yorumcular ise siyasal İslam terörünün, İsveç açısından Kürt sorunundan daha büyük tehdit oluşturduğunu, bunun örneklerinin yaşandığı belirterek, bu yasanın Siyasal İslama karşı kullanılma ihtimalinin daha büyük olduğunu ve bunun sonuçlarından Erdoğan’ın pek hoşnut kalmayacağını söylüyor.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Gününde, söz konusu Yasa Meclise sunulmadan önce İsveçli yazar ve aydınlar, Aftonbladet gazetesi için bir yazı kaleme alarak, yasaya tepki gösterdiler.
"Yeni yasanın Kürtlere yönelik bir baskıya yol açmasına izin vermeyin" talebinde bulundular. Bu yasal değişimleri “Erdoğan’ı memnun etme önlemleri” olarak nitelediler.
Ortak imzalı metinde, Rusya'nın Ukrayna'ya işgalinin ardından İsveç ve Finlandiya NATO savunma ittifakına üyelik başvurusunda bulunduğu belirtildikten sonra, “Son iki İsveç hükümeti, tüm yasama, yargı ve yürütme yetkilerini elinde bulunduran Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı memnun etmek için bir dizi önlem aldı.” denildi.
“İsveç'in dış politikada verdiği tavizlerin listesi gittikçe uzuyor. Haziran 2022'de Madrid'de yapılan NATO zirvesinde İsveç ve Finlandiya ortak bir memorandumla "dezenformasyonla mücadele etme ve ulusal mevzuatın terör örgütlerinin yararına ya da desteklenmesi amacıyla kötüye kullanılmasını önleme" taahhüdünde bulundu.
Eylül ayı sonunda İsveç Stratejik Ürünler Müfettişliği (ISP), komşularıyla sürekli savaş halinde olan Türkiye'ye askeri teçhizat olarak İsveç ürünlerinin ihracatına yeniden izin verdi.
Başbakan Ulf Kristersson geçtiğimiz sonbaharda Erdoğan'ın Ankara'daki sarayını ziyaret etti ve bir despota zafer kazandırdı.”
“Başbakan'ın ziyaretinden günler önce Dışişleri Bakanı Tobias Billström, Suriye Kurdistanı'nda dünyanın en tehlikeli terörist hareketi DAİŞ'e karşı sahada başarıyla mücadele eden Kürt özgürlük örgütleri Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile arasına mesafe koymuştu.”
Ortak bildiri, Kürtlere ”Hukuk dışı uygulamalar” başlatıldığına dikkat çekti:
“Geçtiğimiz günlerde iki Kürdün Arlanda üzerinden Türkiye'ye sınır dışı edilmesi Batı'da şaşkınlık ve şokla karşılandı. İsveç Radyosu'nun "Konflikt" programında Batılı önde gelen hukukçular, korunmaya muhtaç Kürtlerin sınır dışı edilmesinin hukuka aykırı olduğunu vurguladı.
Ayrıca hükümetin baş müzakerecisi de Kürt kökenli insanları eleştiren çeşitli açıklamalar yaptı.
Ancak hükümet pes ettikçe Erdoğan İsveç'e daha fazla hakaret etti ve daha fazla taviz talep etti.
Erdoğan'ın söylemi İsveç'in Türkiye'nin bir vilayeti olduğu izlenimi yarattı. Cumhurbaşkanı NATO'daki Türk vetosunu Kürtler üzerindeki baskıyı daha da arttırmak için kullanıyor.
Oyuncak bebek asma ve Kuran yakma olaylarından sonra İsveç'e karşı yine saldırgan bir retorik kullandı. İsveç'ten Türkiye'ye iade edilmesini istediği kişi sayısı 33'ten 130'a çıktı.”
“İsveç'in iyi işleyen bir terör yasası olmasına rağmen, hükümet şimdi İsveç'in örgütlenme özgürlüğünü bile kısıtlamak istiyor”…
“Hükümet, İsveç Yasama Konseyi'nin "var olabilecek ihtiyaçlar göz önüne alındığında yasanın çok geniş kapsamlı bir kriminalizasyona yol açma riski taşıdığı" gerekçesiyle reddetmesine rağmen yasanın kabul edilmesini istiyor.”
“İsveç'te hukukun üstünlüğü konusunda endişeliyiz. Yeni yasanın, Türkiye'nin neredeyse yüz yıldır bastırdığı medeni haklar olan kültür ve dil ile ilgilenen Kürtleri ve İsveç-Kürt derneklerini etkilemesinden korkuyoruz”.
İsveçli Kürtler daha önce Olof Palme cinayetiyle bağlantılı olarak acımasız bir avlanmaya tabi tutulurken, Türk casusluk örgütü MİT'in PKK hakkında sahte iz bırakarak cinayet soruşturmasını bozduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır.
Bugün benzer bir ajitasyon İsveç'te hukukun üstünlüğüne ve İsveç ulusuna uzun süre zarar verecektir. İsveç'teki tüm parlamento üyelerine sesleniyoruz: Seçilmiş bir temsilci olarak yarın düğmeye bastığınızda bir kez daha düşünün."
Ortak metinde imzası şu isimler yeraldı:
Kurdo Baksi / Yazar,Gazeteci
Selma Brodrej / Gazeteci
Anita D'Orazio / İltica Danışmanı
Göran Eriksson, /ABF Stockholm eski Başkanı
Göran Greider / Dala-Demokraten Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Thomas Hammarberg / Yazar
Olof Kleberg / Avrupa Konseyi eski İnsan Hakları Komiseri,
Anita Klum / Västerbottens-Kuriren eski Genel Yayın Yönetmeni,
Anders Kompass / Uluslararası Af Örgütü eski Genel Sekreteri,
Arne Ruth / BM eski Büyükelçisi ve İnsan Hakları Temsilcisi,
Pierre Schori / Dagens Nyheter eski Genel Yayın yönetmeni,
Gunilla Thorgren / eski Göç İşleri Bakan, BM büyükelçisi, Yazar
- Vatansızlığı vatan eylemek 05 Aralık 2023 04:29
- Uzun mesafe koşucusuydu Osman 04 Kasım 2023 03:50
- Kitap yakmanın dayanılmaz ayıbı 02 Temmuz 2023 03:14
- İhsan Doğan (Sinan Oza) ve Niyazi Dalyancı için 11 Nisan 2023 04:00
- Dünya Anadil Günü vesilesiyle 09 Mart 2023 04:15
- Soykırımı tartışmak 19 Ocak 2023 03:19
- Mahmut Baksi anısına 14 Aralık 2022 04:32
- Kendi kutsalına bomba koyan 06 Aralık 2022 04:10
- Yorum yetmez! 28 Kasım 2022 04:00
- Kesişen yollar 15 Kasım 2022 04:16
- Seyfo ya da kılıçtan geçirilmek 08 Kasım 2022 04:10
- Böğürtlen Zamanı 25 Ekim 2022 04:00