1 Mayıs notları ve 14 Mayıs imkânı
Fotoğraf: Evrensel
Şöyle bir genelleme yapsak yeridir: Sosyalist/devrimci basında 1 Mayıs haber ve değerlendirmeleri yapılırken, “son yılların en kitlesel 1 Mayıs’ı” klişesi ihmal edilmez. Afaki siyasal taktiklere malzeme yapılmıyorsa eğer, nesnel haberciliğin görece ihmali dışında pek bir zararı da yoktur! Neylersin, seven göz öyle görmek istiyordur işte.
Epeydir dikkatimizi çeken bu durumu dile getirmek bugüne, 2023 1 Mayıs’ı sonrasına ‘nasip’ oldu! Ama İstanbul Maltepe’deki yürüyüş ve mitingden hareketle gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki, gerçekten de son yılların en kitlesel 1 Mayıs’ına tanık olduk. En azından, 2012’deki Taksim kutlamasından bu yana…
14 Mayıs seçimleri öncesine denk düşmesi, 21 yıllık iktidara artık yeter deme imkân ve olasılığının devrimci-demokrat muhalif siyasetin nabzını yükseltmiş olması, bu yılki kitleselliği koşullayan nesnel zeminin önemli unsuru olsa gerek. Bu nesnellik içinde, siyasi parti, örgüt ve gruplar önemli bir ağırlık oluşturuyordu. Güçlü kortejler de vardı, yıllardır yerinde sayıp durumu idare edenler de, giderek zayıflayıp mecalsiz kalmışlığıyla göze çarpanlar da… Öyle ya da böyle sol kamuoyundan hiç de azımsanmayacak örgütsüz katılımları da katarsak, 1 Mayıs’ın ağırlıklı kesimini sosyalist-devrimci-demokrat sol oluşturuyordu.
2022 1 Mayıs’ı öncesi bu köşede şöyle bir not düşmüştük: “Katılımın daha da güçlenmesi önemlidir elbette. Ama ondan daha önemlisi, 1 Mayıs’ın ‘ev sahibi’ durumunda olması gereken işçi sınıfının bu rolü ‘vekaleten’ değil de ‘asaleten’ üstlenmesi olacaktır. İhtiyaç en çok bunadır…”
Kitlesel de olsa son 1 Mayıs’ta gördük ki, belirttiğimiz ihtiyaç hâlâ karşılanmış değil. İşçi ve emekçi sınıfların “vekaleten değil asaleten ev sahipliği” durumu henüz yok ortada. İşin bu boyutu da dahil, İstanbul 1 Mayıs değerlendirmesi açısından arkadaşımız Barış Avşar’ın gazete duvar’daki dikkate değer yazısında da belirtildiği üzere belli sendikalar dışında işçi katılımı oldukça sınırlıydı. Kamu emekçilerinin katılımı da KESK üzerinden ve KESK’in (maruz kaldığı çok yönlü kuşatma sonucu) irtifa kaybına bağlı olarak çok da iç açıcı olmayan düzeydeydi.
1 Mayıs’ın işçisizleşmesinin işçi sınıfının politik temsilcileri ve sınıf mücadelesi iddialı sendikaların performansıyla ilgisi var elbette. Ama siyasal ya da sınıfsal mücadele de sonuçta güç işidir ve bugünkü güç dengeleri içerisinde şekillenmiş böylesi bir tablo var önümüzde. Bu tabloda atlanmaması gereken şey ise iktidarın ve rejimin işçi emekçi sınıflar üzerinde kurduğu ve halen sürmekte olan hegemonik pozisyondur. Bu yönüyle, önceki burjuva hükümetlerin hiçbiriyle kıyaslanmayacak ölçüde kapsamlı bir dikey ve yatay egemenlik ağlarına sahiptir emekçi sınıflar üzerinde. Din ve vatan-millet hamasetli ideolojik ablukayı bir kenara bırakalım. Hak İş, Türk İş, Memur Sen vb. sendika bürokrasisi marifetiyle örgütlü işçi ve kamu emekçilerinin büyük bölümü bloke edilmiş durumda. Neredeyse korporatist biçimde birer aparata dönüştürülmüş bu sendikal yapılar, işçi ve emekçiler üzerindeki sınıf düşmanı hegemonyadan beslenen, bu bağlamda iktidar blokuyla simbiyotik ilişki içinde bulunan rejim unsurlarıdır artık. Eskiden ‘içerden’ baskıyla 1 Mayıs’lardan kaçamıyorlardı. Şimdi artık son Adana ve Maraş manevralarıyla yaptıkları gibi, 1 Mayıs’ı örgütlü işçilerden ve işçileri diğer sınıf kardeşlerinden kaçırıyorlar.
Bu korporatist yapı ile rejimin hegemonyasının yıkılması arasında tam bir içiçelik vardır artık. İktidarın güdümündeki sendikal yapıların işçi emekçi kitleler üzerindeki blokajından kurtulmak, ekonomik çöküntü koşullarına maruz kalmaktan geçmiyor tek başına. Öyle olsaydı hiç olmadığı kadar ekonomik zorluklar yaşayan işçilerin 1 Mayıs’lara katılımı eskisinden daha yoğun olurdu. Maalesef öyle olmadı, olmuyor. Bu, her zamankinden daha çok bir siyasal kırılma meselesi... Açık konuşalım, bugünkü koşullarda Hak İş, Türk İş, Memur Sen, vs. blokajının kırılması, tek adam rejimine son verilmesinden geçiyor. 14 Mayıs seçimi bu açıdan da çok önemli. Burjuva hükümettir gider, yenisi gelir deyip küçümsememek gerek. İktidar hegemonyasının kırılması, önemli bir kesimini bloke ettiği işçi ve emekçi sınıfların da yeni arayışlar içine girme zeminini doğuracaktır.
Bu konjontürde, tekçi rejimin seçimlerle uzaklaştırılması olanağı ve imkanını değerlendirmek, bunu başarmak kadar öncelikli bir hedef yoktur. Bütün mazaret ve gerekçeler geçersizdir. Bugün Türkiye’de devrimcilik iddiası taşıyorsan, her açıdan öne çıkan görev budur. Hiç bir şey bundan daha acil değildir. Ki sınıf perspektifinden bakan herkesin ve özellikle sınıf devrimcisi sosyalistlerin bu rejimin dağılması ile sınıf üzerindeki ablukanın çözülmesi ve yeni adres arayışı ve doğacak yeni imkân alanı arasında ilişki kurması gerekir en başta.
Evet, en azından bugüne kadar sınıf hareketiyle gönderilemedi bu iktidar. Seçimlerle gönderilme olasılığını çıkardı tarih önümüze. Bunun hakkını vermek bugünün en öncelikli, en önemli, en başat görevidir. Seçim de olsa, esas olarak harekete geçmiş olan halkın gücüdür. Türkiye’nin siyasal tarihinde çok özel ve özgün bir yeri olan bir gerici rejim halkın gücüyle gönderilecektir. Esas olan budur. Gerisi, yine yeniden mücadeledir elbette...
- 1 Mayıs, 10 Not 05 Mayıs 2024 04:46
- İstanbul seçimi, sazan sarmalı ve Zana’nın trajedisi! 29 Mart 2024 19:51
- Solun ayarını seçimler mi bozuyor, yoksa ayarlar bozuk mu zaten? 09 Temmuz 2023 04:40
- Sosyalistlerin muaf olma hali ya da kaybeden sadece "Burjuva muhalefeti" mi?! 25 Haziran 2023 01:55
- Yenilmek de direnerek olsun, teslim olarak değil! 21 Mayıs 2023 04:40
- Tarihi seçimler ve solda sekterlik halleri 30 Nisan 2023 04:17
- ‘Ayşe Teyze’ler, Mahirler varken, seccade konsolidasyonu yeter mi? 09 Nisan 2023 04:56
- Ayhan Bilgen’in ‘yapıcı muhalifliği’ ve bir tür ‘itirafçılık’ hali! 02 Nisan 2023 04:48
- Şapkadan çıkan Erbakan ile ‘bize pusu kurdular’ diyen pusucu nereye koşuyor? 26 Mart 2023 04:40
- 20 Mart’a denk düşen ‘tesadüfler’ ve bir zorunluluk 22 Mart 2023 04:49
- Değişim enerjisi, kuyudaki Akşener ve ‘kazanacak aday’a ilişmek! 12 Mart 2023 10:16
- Yarattığı enkazın altında kalan Akşener’in tarih bile olamama hali! 05 Mart 2023 04:53