15 Mayıs’ta ne olacak?

Az kaldı. Kaybedeceklerini anlayan çeteler, 5 maaşlı ahlaksızlar, rüşvetçi, yüzdeci muktedirler, uyuşturucu kaçakçıları ve bilumum kötü insanlar, emekçinin emeğine çöken kirli sermaye, besleme saldırganlar seçimi bulandırmak için çıtayı yükselttiler. Taşlı, sopalı saldırganlar ve onları izleyen güvenlik (?) güçleri hiç şaşırtıcı değil. Bu sahneleri biz ‘70’li yıllarda çok gördük. Her kirli saldırının içerisinden devletin kirli tarafıyla ilişkili görevliler çıkardı. Devlet bilmeden istemeden asla gerçekleşemeyecek katliamlar yaşadık gençliğimizde. O pis ilişkilerin küçücük kısımları Susurluk’ta kamyonun altında kaldı. Bugün o katliamlara karışmış sonra tövbekar (?) olmuş o kadar çok itirafçı var ki.

Ama nafile. Halktan, emekçiden ve hatta kendi taraftarlarından, Meclise sıkışmış kendi milletvekillerinden kopan saray kalabalığı, ballı gelirlerini ve iktidarını kaybetmemek için ne kadar çabalarsa çabalasın iktidardan gidecekler. İktidarda kalmak için, gençlere, kadınlara, emekçilere, beyaz yakalı yoksullara, işsiz üniversite mezunlarına bu kadar çirkin, edepsiz ve haksız muamele, tehdit işe yaramayacak. Halk onlara verdiği devlet gücünü bir günde geri alacak ve hepsi adalet karşısında anadan doğma kalacaklar. Halk sabırsız, sakin, sessiz 14 Mayıs’ı bekliyor.

Türkiye tarihinin hiçbir döneminde halk, emekçiler, gençler, kadınlar, devrimciler, sağcılar, solcular, komünistler, mütedeyyin insanlar tek bir aday etrafında, Kılıçdaroğlu etrafında bu kadar güçlü toplanmamıştı. Bilinçli seçmen, “Cumhurbaşkanlığı tamam ama Mecliste de çok sesli ve güçlü bir iktidar sağlanmalı” hesabını yapıyor. Hesaplar, mahalle mahalle, sokak sokak hatta aile aile detaylanmış. Aile fertleri bile iş bölümü yapma telaşında, parti parti, aday aday oylar paylaştırılmış. Aile içi bölüşmede 9 yaşındaki Ferit bile “Ben kime oy vereceğim” sorumluluğunda. Antep’in Düztepe’sinde Ali, Umut’la, Mahsun’la çayını karıştırırken gözlerini 15 Mayıs’a dikmiş, umutla bekliyor. Köylü dedesinin, engelli işçi babasının yaşadıklarından daha güzelini, güçlü bir mühendis olarak özgürce yaşamayı hedefliyor. “Emek ve Özgürlük İttifakının vaatlerine baktım. Sevda ablayı takip ediyorum. İnternetten konuşmalarına baktım. Seçim bürosunda konuşmasını da dinledim, 1 Mayıs için ‘Herkes yanında iki kişiyi alıp gelsin’ diyordu… Etkili bir siyaset yapıyor bence” diyor, güzel, anlamlı gülümsemesiyle, sanki “Sevda abla yanına 2 kişi alarak gitsin Meclise” der gibi.

15 Mayıs’ta ülke umuda uyanacak. Ali özgürlüğe, haklılığa uyanacak.

Emek ve özgürlük kazanacak.