13 Mayıs 2023

Bataklıktan sağ salim geçmek kendimizi

Fotoğraf: Jaber Abdulkhaleq/AA

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yüzde 50 barajı yarışa iki ana blokun dışında katılmayı da neredeyse olanaksızlaştırdığı için seçim Erdoğan yanlılarıyla ‘birleşik’ Erdoğan karşıtları arasında olacak. Erdoğan’dan kurtulma ihtiyacı siyasi yelpazenin sağ ve sol uçları arasındaki; kayıtsız şartsız destek, şerhli veya taktiksel oy kullanan kesimlere kadar geniş bir dağılım gösteren ve birbirine benzemeyen toplumsal grupları bir araya topladı. İçinde yaşadığımız tarihsel koşullar bu toplaşmayı öyle zorunlu hale getirdi ki, CB seçimindeki iki bloklu mücadelenin dinamiği, paylaşım kavgasının dışına düşmüş olan eski iktidar yancılarını da, hesap görmek için alan açıldığını düşündükleri ana muhalefet blokuna taşıdı. Bunlar tehdit, şantaj, ayağa sıkma, racon kesme gibi mafyatik yöntemlerini siyasi kapışmanın bir unsuru haline getirdiler.

Alacağı oylar ile bu bloku zayıflatacağı düşünülen Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanlığı seçiminde elenmeye kadar götüren de bu kirli atıktır. Sosyal medya ahalisinin, her türlü kürsüyü kullanan siyasetçilerin tezahüratı ile baskılanan Muharrem İnce’nin ekibi zaten dökülmeye başlamıştı. Daha sonra ortaya çıkarılan mahrem video sonrasında kendisi de yarıştan çekildiğini ilan etti. Böylece toplumsal mücadelenin seçimlerin düzenleniş tarzına, barajın varlığına, sayımına, YSK’ye ve medyaya ayar veremediği bugünkü geri seviyesinde ‘tape’ (veya kaset) bir kez daha seçim mücadelesinde belirleyici bir rol oynadı.

Kapı kapı dolaşan, işçi havzalarında, sokakta, pazar yerlerinde bildiri dağıtan, şenlikler ve halaylarla seçime hazırlanan sade seçmen ve adayların demokratik bir Türkiye için harcadığı emeği değersizleştiren mafyatik yöntem, siyasete elbette yeni bulaşmış değil. Ama bu kadar çeşitlenmesi bu seçim döneminde oldu.

Siyasetçilerin mahrem anlarını, konuşmalarını kayıt altına alarak gerektiği zaman piyasaya süren ‘gizli’ eller yine devrede. Sandıktan iki ay öncesinde büyük ifşaatta bulunacağını açıklayarak beklenti yaratan Sedat Peker buna imkan bulamadı ama nemalanamamış Antierdoğan tayfa yeni itiraf ve şantajlarıyla ortaya çıktı. Ama hepsi de FETÖ’den miras aynı mafya yöntemini kullanıyorlar, daha da çeşitlendirilmiş olarak.

İki haftadır sosyal medyada yayın yapan; Erdoğan ve ekibinin gadrine uğramış, merkezinde Saray’ın bulunduğu bir paylaşım düzeninin dışında kalmış iki adamın anlattıkları ilgiyle izleniyor. Erdoğan ile, kendi iki kardeşinin de aralarında bulunduğu ekibinin kirli çamaşırlarını ortaya döken gerçek Ali Yeşildağ ile imitasyon hesabındaki  ‘yeme-içme’ videoları ‘O yıllarda beraber yürümenin, beraber ıslanmanın saklı hikayesini’ ortaya dökmeye son ana kadar devam etti.  

Kaset siyasetinin kurgusunda seçmene seyirci rolü düşüyor. Erdoğan’ın çevresinde iken sınıf düşmüş alacaklılar, cemaatçiler, gözden düşmeler vb. açıkta yakaladıkları muhataplarının belden aşağı hikayelerini, ‘Bak beraber yaptıklarımızı açıklarım’ şantajlarını, intikam videolarını piyasaya birer birer sürerken olan biteni çekirdek çitleyerek seyreden grupları büyütüyor. Bunlar, vatandaşın seyirci kalmasını garanti eden her türlü şiddetin, dezenformasyon ve algı operasyonunun daha önceki yürütücüleriydiler, ama şimdi aynı seçmen onlar için galeyana gelmiyor diye öfkeleniyorlar bir de. Öyle ya her şeyde hakları var, her zaman haklılar. Rezaletin bini bir para.

Ayağa düşmüş siyasetin bu mafya yöntemleri her seferinde kana hâlâ doymayan bir seyirci profilini de şekillendiriyor. Tanımadığı bilmediği insanlar arasındaki kaset savaşlarına maruz kalıyor seyirci. Paylaşım ağından düşenin mağdur, deveyi havuduyla götürenin zalim sayıldığı anlamsız bir savaşta taraf tutmaya zorlanıyor.

Her seferinde daha çok, daha net video istiyor, kanıt-delil talep ediyor, pornografinin en dibe düşmüşünü görmeyi bekliyor sosyal medya goygoyu. İddiaların en adisi için tezahürat yapılıyor. Kendisi de bir mafyaya dönüşmüş ve öfkeli kanatlarının tapelerine teflon dayanıklılığı gösteren yüksek makamlarda etkili bir sarsıntı yaratmadığı sürece görüntülerin daha adisi, itirafların daha kanlısı, şantajın daha bitiricisinin servis edilmesi de gecikmiyor.

Şimdi 21 yıldır bulaştığı kirli işleri siyaset diye ortaya süren iktidarın, yalan dolanla, şiddetle sürdürdüğü seçim döneminin -eğer ikinci tur diye bir şey olmayacaksa- sonuna geldik. Bu bir dönemin atıklarından da illallah diyerek.

Geriye ne kalacağını, ortaya çıkan gürültüden sağır olmamak için kulaklarını balmumu ile kapatıp bedenlerini kendi tarihsel görevlerine bağlayanların emeği belirleyecek. Tek adam rejiminden kurtulmak için mücadele eden, demokrasi ve özgürlük için, hakları ve geleceği için çabalayan halkın feraseti biçimlendirecek. Daha derine, daha kirliye doğru çeken, ahlaksızlığa ayartan kirli siyasetten sağ salim geçeceğiz kendimizi.*

Oyumuzu kullanalım, ortalığı temizlemeye başlayalım.  

*Melih Cevdet Anday’ın Kolları Bağlı Odyseus’undan:

Sirenlerin ezgilerini dinleyeceğim

Dedim ve büyük bir mum peteğini

Tıkadım kürekçilerin kulaklarını bir bir

Orta direğe bağlattım kendimi…

Yalnız ben duyuyordum sirenleri

Kirke, bilge tanrıça, selam sana

Sağ salim geçtim kendimi

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamu işçisi hedefte

Kamu işçisi hedefte

Ücretleri baskılayan Erdoğan-Şimşek programının yeni hedefi toplu sözleşme sürecine giren 600 bin kamu işçisi. Sendikal bürokrasi eliyle işçiden kaçırılan sözleşme taslağı, iktidar medyasına sızdırıldı. “Taleplerimizi karşılamıyor” diyen işçiler öfkeli. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan Saray iktidarı, toplumu yönetebilmek için yasaklara, gözaltılara ve tutuklamalarla sarılıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et