Bir dönemin son yazısı...
Bugün son gün…
Yarın seçim var.
Bu yazının bir dönemin son yazısı olmasını diliyorum.
Zira çok kötü günler, aylar ve yıllar yaşandı. Bir avuç azınlık için yağma düzeni olan yıllar, işçi ve emekçiler, ezilen halklar için yokluk, yoksulluk, savaş ve şiddet yılları oldu. Dönüp yazılanlara bakıldığında nasıl bir karanlık tarih içinden geçtiğimiz rahatlıkla görülecektir.
Buna son vermeliyiz.
Hiç uzağa gitmeye gerek yok; bu iktidar eliyle bir katliama dönüşen, on binlerce yurttaşımız kaybettiğimiz depremin enkazı altında yankılanan çığlıklar var kulaklarımızda. Dinmeyen çığlıklar…
Acı sürüyor; 11 ilde, ilçe ve köylerinde halk acı, yokluk ve yoksulluk içinde kaderine terk edildi.
Birkaç gün önce Erzurum’da tezgahlanan provokasyon gözlerimizin önünde yaşandı. İktidar mahfillerince öne sürülmüş bir güruhun saldırısı ve arkasında duran vali, belediye başkanı, bakanlar ve onları destekleyen iktidar söylemi bize nasıl bir düzen tasavvur ettiklerinin, nasıl bir iktidar tasarladıklarının belgesi gibidir.
Buna boyun eğemeyiz…
AKP iktidarı tek adam yönetimiyle yanına aldığı MHP ve diğer partilerle halklarımıza acı, kan ve gözyaşı ile dolu yıllar yaşattı. Açlık ve yoksulluk, işsizlik had safhaya ulaştı. Kürt sorunu kanayan yara olmaya devam ediyor. Kadın cinayetleri işçi katliamları sürüyor.
Bu düzen son bulmalı…
Kaygı ve korku yaratma hesapları hiç dinmiyorsa bunun nedeni kaybedeceklerini görmüş olduklarındandır. Miting meydanlarında konuştukları, hazırladıkları videolar var ki utanç verici. Kötülükte birbiriyle yarışıyorlar. Astıkları yalan dolu pankartlar, ‘iki yüzlü’ afişler, onlarca televizyon kanalında kaynatılan kötülük, istifa etmemiş bakanların yaptıkları, söyledikleri; paralel mekanizma yaratma hesapları, kaybetmelerini darbeyle eşleştirme söylemi ve daha çokça oyun içinde olmaları kaybetme kaygısından.
Cumhurbaşkanı sıfatı ile konuşan Erdoğan’ın söylemi ise tuzu biberi oluyor. Montaj videolar göstermeye devam ediyorlar. 15 Temmuz darbesiyle kıyaslamalar yapıyorlar. İktidarı kaybetmeleri halinde bir kalkışma içine gireceklerini beyan edenler var. Ne hak ne hukuk ne adalet tanıyorlar. YSK’ye paralel yasa dışı kurumlar oluşturuyorlar. Saltanatlarını korumak için sürekli suç işliyorlar.
Ancak tüm hesaplar ve süregelen kötülük halkın birleşerek biriken gücü ve gerçek karşısında tuzla buz oluyor. Meydanları dolduran halk taleplerine daha çok sarılır oldu. Hareket yol açtı ve örgütlenmeye evrilme aşamasına doğru ilerliyor. Miting meydanlarında kadınların, gençlerin, işçi ve emekçilerin elinde iş, ekmek, adalet ve özgürlük talepleri yankılanıyor. Tüm iktidar bozgununa rağmen bu seçim, acılar yaşatarak ayakta kalmayı bir yönetme tarzı haline getirmiş olan iktidardan kurtulma seçimi olacak.
Yarın bunun için sandık başına gidilecek.
Elbette önceki seçimlerde yaşadıklarımız hafızamızdan çıkmıyor. Ne denli kötülükler işlendiğini biliyoruz. İktidarda kalmak için yaptıkları unutulur gibi değil. Dolayısıyla bugün, yarın ve sonrasında nelerle karşılaşacağımızı kestirmek kolay değil.
Ancak değişim ve yeni bir dönem çabası içindeki milyonlar korkmadan mücadele ediyor. Korku duvarı aşıldı. Yeni bir safhasındayız mücadelenin. Seçimle sınırlı olmayan bir hak, hukuk, adalet, özgürlük, ekmek ve iş mücadelesi dönemine girildi. Gelecek olan iktidardan da ne isteyeceğini bilen bir bilinç mayalanıyor…
Sadece mevcuttan kurtulmakla yetinmeyecek olan bir tablonun oluşmakta olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla tüm tehdit ve işlenen suçlara, halka gözdağı verme hesaplarına rağmen bu iktidar halkın gücüyle sandığa gömülecek. Ve halk iradesini tanımama yoluna gidenlerin rahat edeceklerini düşünmeyecekleri bir süreç içindeyiz. Görünen o ki her hamleleri yeni bir mücadele ve direniş safhası olarak karşılarına çıkacaktır.
Ve yarın yeni bir döneme kapı aralanacak gün olacak…
Provokasyonlar, tehditler, yalan, dolan, ikiyüzlü arayışlar, muhalefeti karalama, din ve milliyetçilik nidaları hiçbir şey sonlarını uzatmaya yetmeyecek.
Evet, artık son aşamasındayız;
14 Mayıs seçimleri Türkiye için, Türkiye halkları için; işçi ve emekçiler, kadınlar, ezilen halklar için önemli bir dönemeçtir. İktidar değişecek, aydınlığın yolu açılacak. Elbette her şey güllük gülistanlık olmayacak, ancak bu denli kötülük yaratmış olan iktidar dönemi kapanacak. Bu önemli. Daha da karanlık olması için tüm olanaklarını seferber ettikleri kötücül iktidarın son bulması az buz şey değil.
İktidarın sandıkta gömülmesi işçi ve emekçiler, Kürt halkı, kadınlar ve gençler, ezilen ve yok sayılan inançları için yeni olanakların çıkacağı bir dönem olacak. Gerisi işçi ve emekçilere, halklara örgütlü mücadeleye kalmış olacak.
Bu denli zalim bir iktidarı yıkmış olan halkların, işçi ve emekçilerin daha iyi bir gelecek kurmalarını ummak ve beklemekten daha olağan ne olabilir ki…
Evrensel'i Takip Et