Erzurum'u hatırlamak
Ekran görüntüsü, Ekrem İmamoğlu'nun Twitter hesabından paylaştığı yayından alınmıştır.
Kasvetli bir dönemden geçiyoruz. Umut baki…Misal, Erzurum’da denizi görmüşlüğüm var: ‘Galile Denizi’
Siz hiç İzmir’de, İstanbul’da, Ankara’da, Bursa’da satılamamış kitapları elli yıl rafından, bulunduğu yerden indirmemiş bir kitabevi gördünüz mü? Ben gördüm: Erzurum’da, yanılmıyorsam doksanlı yılların sonuydu…
Düşünün çocuksunuz, altmışlı yılların sonu, yetmişli yılların başı ve evinizde kitaplık var. Kırklı, ellili yıllardan kalma tüm kitapların üzerinde aynı dairesel kaşe: Erzurum, Vehip Atalay Kitapevi…
Derken bir gün yolum Erzurum’a düştü. Baktım kitabevi duruyor. Girdim içeri. Kısmen kırtasiyeye dönmüş. Tanıştık, babalarımızı yad ettik. Kitap almak istedim, bir de ne göreyim elli yıldır satılamamış kitaplar, bir tohum misali raflarda duruyor. İlhan Berk’in Varlık Yayınlarından 1958’de ilk basımı yapılan ‘Galile Denizi’ şiir kitabı ilk aldıklarımdandı.
Dönemin köy enstitülü öğretmenleri, gerek mesleki gerek edebi kitaplara abone olmuşlardır kırklı, ellili yıllarda.
Erzurum denince akla ne geliyor sahi? Taş, miting ve Ekrem İmamoğlu mu?
Benim aklıma iki Deniz geliyor. Birincisini anlattım. İkincisini sanırım tahmin ettiniz…
“Babası, Ilıca /Erzurum nüfusuna kayıtlı İlköğretim Müfettişi Cemil Gezmiş; annesi, Erzurum'un Tortum ilçesinden İlkokul Öğretmeni Mukaddes Gezmiş”tir onun. Muhtemelen aynı kitabevinin kaşeli kitaplarıyla büyüdü Deniz Gezmiş de.
Deniz Gezmiş’in son sözleri şunlardı:“Yaşasın tam bağımsız Türkiye!Yaşasın Marksizm Leninizmin yüce ideolojisi!Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi!Kahrolsun emperyalizm!Yaşasın işçiler, köylüler!”
Atılan taşlar bumerang misali gün gelir attıranları bulur, ama Deniz’in son sözleri geleceği nakşeder.
Fransızcadan alıntı ile kitap sayfalarını ayırmaya yarayan bıçağa ‘kuppapiye (Coupe-papier) denmiş Osmanlıcada. Sordum soruşturdum Türkçede karşılığını öğrenemedim. Ya iki halkı birbirinden bıçak gibi ayırmaya çalışanlara ne denir?
Sahi siz Erzurum’u nasıl hatırlayacaksınız?
Taş ve miting mi?
Elli yıl ‘Galile Denizi’ni özenle muhafaza eden Erzurum mu?
Deniz Gezmiş’in ata yadigarı mı?
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘Beş Şehir’ kitabı mı?
Yoksa ‘Erzurum çarşı pazar/ Sarı Gelin’ türküsü mü? Türkçe mi, Ermenice mi, Kürtçe mi?
Sağlıcakla kalın
- Barış kokusu: Ege denizi 09 Aralık 2024 04:53
- İnsandan inşaata demir eksikliği 02 Aralık 2024 04:48
- Bir davayı seyretmek: Başka bir sağlık sistemi mümkün 25 Kasım 2024 04:43
- Kırmızı kurdele: AIDS ve çocuk 18 Kasım 2024 04:04
- Hekim grevleri tüm dünyada tarihsel bir eşikte 11 Kasım 2024 04:50
- Özelleştirme yolunda aile hekimliği ya da sağlık hakkımız 04 Kasım 2024 04:11
- 2025 ya da sağlık: Yeni sağlık bütçesinin ipuçları 28 Ekim 2024 04:35
- Sağlıkta kayıp kuşak: 0-23 yaş arası ve AKP'li yıllar 21 Ekim 2024 04:53
- Hangi antidepresan bize eşitlik, özgürlük, adalet getirebilir ki! 14 Ekim 2024 04:00
- Koruyucu sağlık hizmetleri: Önlenebilir her ölüm cinayettir 07 Ekim 2024 04:55
- Koku ve hafıza 30 Eylül 2024 04:26
- Yapay zeka insan haklarından neden korkar? (1) 23 Eylül 2024 04:29