Muamma/Enigma

Reyhan Mete (sol üstte | Fotoğraf: Özcan Yaman/Evrensel.
Diğer 3 fotoğraf: Reyhan Mente
Pandemiydi, seçimlerdi yoğun ve kaotik günler yaşadık, yaşıyoruz. Hem toplum, hem birey olarak ekonomiden ruhsal bunalımlara uzun upuzun günler geçiriyoruz, görünen o ki devam edecek. Başbaşa kalıp kendimizle konuştuğumuz zamanlar da oluyor kuşkusuz. Ne oluyor? Ne yapıyorum? Ne olacak? Sorularına verdiğimiz cevaplar uzadıkça uzuyor. Sanat böyle durumlarda bir nebze de olsa bizleri sarıp sarmalıyor. Günlük koşturmalar arasında yeterince sanat dünyasına zaman ayıramıyor olabiliyoruz. Ama hayat devam ediyor…
İFSAK’ta (İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği) geçen ay sonu Fotoğraf Sanatçısı Reyhan Mente’nin “Muamma/Enigma” adıyla fotoğraf sergisi açıldı. Küratörlüğünü yapan Altan Bal. Sergiyi dolaşırken bir an dünyadan uzaklaşıp kendinizle iç konuşmalara başlıyorsunuz. Bende bıraktığı ilk duygu bu oldu. Kavramsal ve deneysel siyah beyaz fotoğraflardan oluşan sergi, fotoğraf tekniğinin çeşitli biçimleriyle soyutlamaları içeriyor. Analog ve dijital yöntemler uygulanarak fotoğraflar oluşturulmuş. Reyhan Mente ile uzun uzun projenin oluşum aşamaları ve Altan Bal’ın katkılarını konuştuk. Yazmaya kalksam yerim dar gelecek. O yüzden sergi hakkındaki düşüncelerini Altan Bal’dan aktarmak istiyorum:
Fotoğraf: Reyhan Mente
Boğuşuyoruz!
“Ruhlarımızın derinliklerinde rahatsız edici bir melankoliyle ve atalarımızdan aktarılan, genlerimize işleyen derin depresyonla boğuşuyoruz. Beklenmedik anlarda, en olmadık yerlerde ortaya çıkmasında da bir suçumuzun olmadığı bir kargaşanın içinde buluyoruz kendimizi. Bu sıkıntı huzursuzluğa karşı bitmeyen bir savaşı körükleyen yaygın bir karamsarlık ve umutsuzluk olarak ortaya çıkabiliyor. Siyah beyaz fotoğrafın bir dil olarak kullanıldığı bu çarpıcı sergide tül ve poşet birçok fotoğrafta kavramsal nesneler olarak kendinde yer buluyor. İnsan ruhunu rahatsız eden boğucu düşmanlık duygusunu çağrıştırıyor. Diğer yandan insan uzuvlarına ve uzantılarına kasıtlı olarak odaklanmak bu sıkıntının varlığımızın içsel bir parçası olduğunu vurgulamaya hizmet ediyor.
Bu güçlü görsel anlatı içinde izleyiciler sadece kökenlerini değil, aynı zamanda görüntülerin şimdiki ve gelecekteki benliklerimiz üzerindeki etkilerini de göz önünde bulundurarak bu duyguları yeniden düşünmeye davet ediyor. Bu içe dönük yolculuk sayesinde sergi bir deneyimin, insanın kalıcı ve karmaşık doğasının kanıtı olarak ortaya çıkıyor. Fotoğrafların çoğunun merkezinde nesneler yer alıyor. İlk bakışta aksesuar olarak gözükseler de nihayetinde çağrışım gücü olan nesneler, aslında birer portre olarak var oluyorlar. Makas, musluk, aynalar, ayakkabılar… her öge içinde geçmişte yaşanan yaşamlardan duygular ve anılar taşıyor. İnsan deneyiminin özüyle dolu bu nesneler, temsil ettikleri canlılardan ayrılmaz hale gelerek bizlere bütünsel bir okuma sunuyor. “Muamma” fotoğraflara nüfus eden belirsizlik duygusundan ve her izleyicinin bu belirsizliği algılama biçimini simgeliyor. Belirsizliklerden kaynaklanan iç kargaşa endişe ve bilinmeyen bir gelecekte yüzleşme korkusu, aslında tükenmez bir ilham kaynağı olarak yaratıcı süreç için bir güç merkezi oluyor.
Sergi bugün (18 Mayıs) bitti. Keşke takvim biraz daha uzatılabilseydi. Bu anlamda gecikmiş bir yazı oldu aslında. Ama içimde yer eden güzel bir sergiyi paylaşmak istedim. Önümüzdeki günlerde yeniden sergilenmeli hatta diğer şehirlerde de sergilenmeli diye düşünüyorum. Reyhan Mente genç bir fotoğraf sanatçısı olarak, gelecekte adını sıkça duyacağımızı bu sergisiyle göstermiş oldu. Başarılarının devamını dilerim.
Reyhan Mete | Fotoğraf: Özcan Yaman/Evrensel
Fotoğraf: Reyhan Mente
Fotoğraf: Reyhan Mente
Evrensel'i Takip Et