20 Mayıs 2023 04:02

Kızıma mektup

Sandığa atılmakta olan oy zarfı

Fotoğraf: Ömer Taha Çetin/AA

Paylaş

Güzel kızım, kır çiçeğim, nar tanem, geçen cumartesi gecesi seni uyuturken “Yarın ülkenin geleceği için oy verilen sandıkta görev yapacağım, belki yarın gelemem, belki öbür gün de gelemem ama işim bitince mutlaka geleceğim” diyerek öptüm ya seni... 03.00 gibi uyuyakalmışım. Pazar günü sabah saat beşte uyandım ve dostlarımın aracıyla görevli bulunduğum sandığa geldim. Altı buçukta sandık kurulu olarak yemin ederek hazırlıklara başladık. Kısa süre sonra oy verme süreci başlamıştı. 25 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir genç seçmen kapıda farklı bir kimlik uzattı, baktığımda üzerinde su ürünleri ruhsatı gibi bir şey olduğunu görüp, bu kimlikle oy kullanamayacağına dair uyardım ve kendisine nüfus müdürlüğüne gidip geçerli bir kimlik belgesi alarak oy kullanabileceğini söyledim ama geri gelmedi. 50 yaşlarında bir amca ise muhtarlık ve belediye seçimleri olduğunu zannettiği için gelmişti, durumu anlattım sandığa gidip oyunu kullandı. Orta yaşlı bir kadın yan sınıfta sandık görevlisi olduğunu ama görevi kabul etmediğini ve bizim sandıkta seçmen olduğunu söyleyerek bir şekilde pusulayı almış, oyunu kullanmış, neyse ki zarfı tam sandığa atacakken durdurdum, sinirlendi zarfı yırttı, tutanak tuttuk. Bir ara kuyruk oluştu kapıda. Bir kadın genç kızıyla gelmiş, “Kızım işe gidecek sıraya girmesek olur mu?​” dedi. “Sıradaki herkesi ikna ederseniz sizi alabilirim” dedim. Sıranın ortasından bir adam itiraz etti, kadın ve kızı çaresizlik içinde bakınıyorlarken sıranın en önündeki genç bir adam “Gel kardeşim oyunu kullan, ben en arkaya geçerim” diyerek sırasını verdi ve yaklaşık kırk kişilik grubun sonuna geçti. Bizim sandığın demokrasi kahramanı sizsiniz diyerek kafenin adresini verip kahve içmeye davet ettim kendisini. Böyle güzel insanlar da var işte canım kızım. Bir ara evi aradığımda ve sen telefonu açtığında suçiçeği olduğunu söyledin bana, eve gelince sana sarılıp çiçeklerinden öpeceğim dedim, “Sana da bulaşır, olmaz” dedin, üzgünce. Akşam sayımdan sonra Ayvalık YSK’ye gittiğimizde saat 20.30 civarıydı, bahçede beklerken çuvalın üstüne kapandım, seni düşünüyordum hâlâ. 23.30’da teslim ettik oy çuvalını. Eve yürürken günün yorgunluğundan sağ bacağıma kramp girdi, varınca annene sarıldım, yukarı çıktım uyuyordun, uyandırmamak için dikkatlice öptüm yanağından. Ekmek parası kazanmak zorundayız, pazartesi sabahı erkenden kafeyi açtım, saatlerce ayrı kalmıştık, üzüldün biliyorum ama bir gün bu satırları okuyunca vatandaşlık görevimi huzur içinde yapmış olduğumu anlayacak, sen de mutlu olacaksın.

Şimdi haftaya pazar günü tekrar görev yapacağım. Peki, ne için? Ülkemin tüm çocukları ve senin geleceğin için. Domuz bağıyla insan öldürüp, üzerine beton döken, kezzap ve satırlarla insanları yaralayan ve buna rağmen Erdoğan yönetimi tarafından serbest bırakılan Hizbullah militanları daha fazla kötülük yapamasınlar diye bir seçim yapacağım. Halkına, “Sürtük, çürük, geri zekalı, sefil, terörist, çapulcu” diyen Erdoğan’ı değil, kibar, efendi, affedici, sakin, sabırlı ve ağzını hiç bozmayan Kılıçdaroğlu’nu seçeceğim. Türkiye’ye ait Ege Adalarını Yunanistan’a peşkeş çeken Erdoğan’ı değil, “yurtta barış, dünyada barış” felsefesini ilke edinmiş Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğim. Çıkardığı imar aflarıyla on binlerce insanın ölümüne sebebiyet veren Erdoğan’ı değil, emrindeki belediyeleri ve kurtarma ekiplerini deprem bölgesinde canla başla çalıştıran Kılıçdaroğlu’nun yanında olacağım elbette. Deprem sonrası insanlar soğuktan donarken çadır satan Kızılay’ın mimarı Erdoğan’a değil, “Kızılay nasıl çadır satar?​” diye isyan eden Kılıçdaroğlu’nu seçmezsem senin yüzüne hayat boyunca bakamam ki kardelenim. Hizbullah terör örgütünü Meclise sokan Erdoğan’ın kaybetmesi için bedenimle, ruhumla mücadele etmezsem insan olduğumu, senin baban olduğunu hissedemem ki ben… Sana ve tüm çocuklara aydınlık ve mutlu bir gelecek bırakmak için sevgi dolu, aklı başında tüm anne babalar da aynı şeyi yapacak biliyorum. Bir gün bu satırları okuduğunda babanla ve baban gibi düşünenlerle gurur duyacaksın. Güzel günler görecek, hep beraber motorları maviliklere süreceğiz meleğim. Seni çok seviyorum…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa