Türkiye’de olmadı, Tayland’da nasıl oldu?
Fotoğraf: Matt Hunt/AA
Türkiye ve Tayland, Asya’nın iki ucu, 14 Mayıs’ta demokrasiye geri dönüşü oyladı. Türkiye’de meclis dağılımı eskisinden bile daha geriye düşerken, cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı. Tayland’da ise emek ve demokrasi güçleri açık ara farkla kazandı seçimleri. İki ülkenin koşulları elbette aynı değil, Tayland’da demokrasi mücadelesi büyük sermayenin desteklediği orduya ve monarşiye karşı veriliyor ama gençlerin ve işçilerin desteklediği bir partinin ezici çoğunluğu almış olması dikkate değer. Bir diğer dikkat çekici nokta da, 2020’deki sokak gösterilerinin seçim sandıklarında sonuç vermiş olması.
Tayland’da da, Türkiye’de olduğu gibi, muhalefet bu seçimin demokrasiyi getirmek için en büyük ve son şans olduğunu, o yüzden herkesin oy vermesi gerektiğini söyleyerek kampanya yapmıştı. Taylandlıların yüzde 75’i oy verdi ve iki ana muhalefet partisi 400 kişilik meclisin 300 vekilini aldı. Bundan sonrası dikensiz gül bahçesi değil çünkü hâlâ geçerli olan darbe anayasasına göre, ordu hâlâ ikinci meclisi (senato) kontrol edebiliyor ve kazanan partilerin koalisyon kurması gerekecek.
Future Forward partisi 2014 yılında askeri darbenin arkasından ve ona tepki olarak kurulmuş ve 2019’daki seçimlerde artan başarısını tehdit olarak gören ve yargıyı kontrol altında tutan cunta tarafından kapatılması 2020 yılındaki sokak gösterilerine neden olmuştu. Kapatılan parti 2020 yılından sonra yoluna Move Forward ismiyle devam etti. Bugün hükümeti kuracak olan da bu Move Forward Partisi. Move Forward Partisi, sol özgürlükçü bir çizgide, örneğin hem LGBT hareketi ve göçmenlerden, hem sendikalardan aday çıkartarak emek ve demokrasi güçlerini kapsayan geniş bir toplumsal ittifakı temsil ediyor. Kentli eğitimli genç nüfusun partisi olarak başladığı yolda kırsaldaki yoksulların da desteğini almış gibi görünüyor.
Kentli ve kırsal yoksullar uzun zaman Pheu Thai adlı, cunta karşıtı ama kendisi de yolsuzluktan muzdarip, büyük sermaye partisinin garanti seçmeniydi. Pheu Thai 2001’den beri tüm seçimlerden galip çıkıyordu ama 2014 yılında darbeyle düşürülmüştü. Bu seçimlerden de birinci çıkması beklenirken oylarının Move Forward’a kaymış olmasının nedeni olarak askeri yönetime karşı yeterince açık duruş göstermemiş olması gösteriliyor. Gerekirse cunta yanlısı partilerle koalisyona girebileceklerini söyleyince seçmen nüfusunun yarısını oluşturan 2000-sonrası doğumluları kaybetmiş oldular. Seçmen tercihlerindeki bu oynamayı anketler de göremedi. Yoksulların geleneksel olarak Pheu Thai’yi desteklemesi beklenirken demokrasi savunuculuğu onları da, gençler, orta sınıflar ve örgütlü işçiler gibi Move Forward’a yönlendirdi.
Move Forward Partisi hem ilk defa oy vereceklerin desteğini, hem de geleneksel olarak Pheu Thai ve hatta daha sağdaki partilere oy verenlerin desteğini yerele nüfuz ederek kazandı. Yerelle ilişkiyi şu şekilde kurdu: İçilebilir su, anne-çocuk sağlığı gibi toplumsal sorunlar üzerinde çalışan sivil toplum örgütleriyle iş birliği yaparak ve kapı kapı dolaşıp kendilerini tanıtarak. Güçlü olmadıkları yerlere girebilmek için kentlerdeki üniversite öğrencisi destekçilerinin ağlarını kullandılar. Yani, sağcı bir yerelden gelen üniversite öğrencisi, Move Forward adayını ailesine ve mahallesine tanıttı, böylece bu mahallelere bir yabancı gibi girmemiş oldular. Uyguladıkları bir diğer taktik de, sağ seçmenden yönelimini tamamen değiştirmesini beklemek yerine, oylarını bölmesini istemek oldu: ‘Eğer, geleneksel olarak bir sağ partiyi destekliyorsanız, yine ona oy verin, ama bölgenizi temsil edecek milletvekilinde bize verin çünkü STK’lerimizin yaptıklarından da gördüğünüz gibi, biz sizin en acil ve gündelik sorunlarınızı anlıyor ve çözmek istiyoruz’. Elbette böyle bir oy bölünmesine sistemin de izin vermesi lazım ama bu şekilde Move Forward meclisin çoğunluğunu kazanmış oldu.
Pheu Thai, koalisyonda Move Forward’ın küçük ortağı olarak bulunmaya hazır olduğunu açıkladı. Bir diğer seçenek de, siyasi duruşu çok da belli olmayan ama oy oranıyla lider belirleyici özelliği olan (kingmaker) küçük bir partiyle ortaklık kurmak. Bunlar demokratik senaryolar. Bir de, Türkiye’de olduğu gibi Tayland’da da çok kullanılan, parti kapatma yoluyla halkın iradesini yok sayma yöntemine başvurulması ihtimali var. Böyle bir durumda, halk yeniden sokaklara dökülür mü, göreceğiz.
- BRICS'i birleştiren nedir? 29 Ekim 2024 12:33
- Avrupa Küresel Geçit'te yol ayrımında 22 Ekim 2024 05:00
- Çin ekonomisi batıyor mu, batırıyor mu? 08 Ekim 2024 04:45
- Maymun Kral çıplak 17 Eylül 2024 05:00
- Kuryeler örgütlenebilir mi? 03 Eylül 2024 04:55
- Amerikan seçimlerinde Çin faktörü 20 Ağustos 2024 05:06
- Çin, Haniye suikastını nasıl yorumluyor? 06 Ağustos 2024 05:00
- Türkiye, ne AB’ci ne Çin’ci olabilir mi? 23 Temmuz 2024 05:10
- Çin'in artan öz güveni 02 Temmuz 2024 04:31
- Avrupa seçimlerine Çin’in tepkisi, ilişkilerin geleceği 18 Haziran 2024 04:29
- Yarın Üçüncü Dünya Savaşı çıkacak mı? 04 Haziran 2024 06:39
- Ejderha yılı Çin’e liderlik getirecek mi? 13 Şubat 2024 04:44