İkinci tura giderken…
Fotoğraf: Arif Bektaş/Evrensel
İlk tur tamamlandı. Vekiller belirlendi ama cumhurbaşkanı seçilemedi. Tekrar sandıklara gidilecek.
Söylenebilecek olanlarla dikkat edilmesi gerekenler şöyle özetlenebilir:
1. Bazı CHP yöneticileri 2. tura kalabilme ihtimalinden söz etse bile, bu ses çok cılızdı. Millet İttifakının muhaliflere yönelik yoğun propagandayla oluşturduğu beklenti, “Kazandık”, “İlk turda bitiriyoruz” içerikliydi. Olmayınca bir hayal kırıklığıyla moral bozukluğuna tanık olundu. Bu ruh halinden kurtulmak şart. Bozuk moralle hiçbir şey kazanılamaz ve faşizm kesinlikle püskürtülemez. Bu olumsuz havayı dağıtmak en başta sosyalistlerin görevidir.
2. CHP ve Millet İttifakı moral bozukluğunu “Erdoğan kaybetti” iddiasını ileri sürerek atlatmaya çalıştı. Gerçekler yadsınarak moral bozukluğuna son verilemez. Gerçekçi olunmalıdır. Evet, AKP ve Erdoğan ciddi ölçüde oy kaybetti; ancak Cumhur İttifakı Mecliste çoğunluğu sağladı, cumhurbaşkanlığı seçimi ise tamamlanmadı. Dolayısıyla AKP iki seçimi de kaybetmedi. Sosyalistlere düşen, Erdoğan/AKP’nin halk içinde destek kaybederek gerilemesini demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin zemini ve olanaklarının genişlemesi olarak değerlendirmektir. “Kaybetti” deyip hayal alemine dalmak değil, gerçekten kaybettirmek için daha çok çalışmaktır!
3. Millet İttifakı ve kurucusu CHP baştan yanlış hesap peşindeydi. Parlamentarizm gibi sınırlı ve halkın seferber edilmesi açısından yetersiz bir hedef konmuş, bol vaatlerde bulunulmuştu. “Her şey çok güzel olacak”tı! Herkesin her şeyin çok güzel olmasını istediği tartışmasız, ancak lafının edilmesi yetmez. Bunun gerekleri vardı ve hâlâ var.
4. Hesaplaşma zırnık dışına taşmayarak parlamenter zemine sıkıştırıldı. Halkın yaşam, dertlerini dökme ve asıl mücadele alanı sokaklar ve büyük bölümünün çalışma alanı fabrika ve işyerleriyle köy, ofis ve okullar yok sayılarak tüm hesaplaşma sandığa kilitlendi. Bu, sokak ve işyerlerinde işçi ve emekçilerle karşı karşıya kalacak burjuvazinin olağan tutumudur. Ancak şimdi olduğu gibi başlıca burjuvazinin iç hesaplaşmasında da bir fraksiyonunun halkı arkasına almadan hele devlet olanaklarını pervasızca kullanan diğerini alt etmesi imkansız gibidir. Halk seferber edilmeden sandıklara sahip çıkılıp oy çalınması bile engellenemez, engellenemedi. Sokağa çıkmak provokasyona eşitlenip sadece sandık dendi ve halkın taşıdığı mücadele potansiyeli harekete geçirilemedi.
5. Oysa sokak, “Mahallelere bölünmüş” halkın faşizme gidişi engellemek üzere birleştirilmesinin olmazsa olmazıydı. Sadece laf edilerek örneğin dinciliğin etkisi altındaki halk kesimlerine ulaşılması beklenemezdi. Nitekim vaatler oralara ulaşamadı, laflar dinlenmedi. Halk ancak ortak dert ve sorunları etrafında ve bunların değiştirilmesi mücadelesi içinde birleştirilebilir. Bir dizi sorunun lafı edilerek değil!
6. Millet İttifakının “parlamento” sözcüğü ve dinlenmeyen, çünkü halkın Erdoğan’ın etkisi altındaki kesimlere ulaştırılamayan vaatleri bir yana Cumhur İttifakından belirgin farklılığı da ortaya konamadı. Evet, “demokrasi” ve “hukuk devleti” diyorlar ve politik olarak farklılar, aynı değiller. Ancak birkaç yıl önce Erdoğan ve Bahçeli ile birlikte olan ve sağcı muhafazakar olmakla kalmayıp günümüzdeki yıkıntının en azından bir dönemlik ortakları olanlarla kurulan bir ittifaktı. Sokağın reddiyle bir arada alternatif sayılmadı ve mevcut farklılıklarını Erdoğan olumsuzluk olarak göstermeyi becerebildi.
7. Millet İttifakı zaten yeterince milliyetçiydi ve ilk turda Cumhur İttifakıyla milliyetçiliğini yarıştırdı. Ancak yeterli oy alamayışını, hele faşist karakterli Ata İttifakı yüzde 5’lik oy alınca, yeterince milliyetçilik yapmamış olmasına yordu ve şimdi tam gaz milliyetçilik yapıyor. İkna ediciliği ve Sinan Oğan’ın bakanlığı kapıp “tamam” dese bile oy tabanını taşıyıp taşıyamayacağı bir yana zararı hiç düşünülmüyor. Götürecekleri getireceğini aşabilir ve Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma ihtimali az değildir.
8. Kapsamlı bir tartışmayı 2. tur sonrasına bırakmak ve pazar günü, faşizmin önünü kesmek için her şeye rağmen Erdoğan’ın yenilgisi için elden geleni yapmak- doğru olan budur. Pire için yorgan yakılmaz!
- Milli güvenlik, Türkiye ve İsrail siyonizmi... 17 Aralık 2024 05:56
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57