Erdoğan başkan [mı?!]...
Fotoğraf: Mustafa Kamacı/AA
Birinci, ikinci tur, derken; sonuç açıklandı: Erdoğan cumhurbaşkanlığını sürdürüyor!
İki düzlemde söz söylenebilir.
İlki şu ki, olağan bir seçim yaşandığına ve sonucun olağan olduğuna kim inanırsa inanır; ancak sadece “oyunun kurallarıyla” oynanmakla kalınmadı, sonucu da bizzat devlet belirledi. Ve devletsever muhalefet baştan beri hem kural hem de sonuçla oynanmasını kabullenmişti. Bu ön kabul içinde koşuşturup kazanmaya uğraştı.
Burada uzun uzun “ideoloji” tartışması yapmayacağım. Gerçeği altüst etmeye ihtiyacı olmadığı için gerçeği yansıtan işçi sınıfı ideolojisi bir yana, gerçekle ideoloji arasındaki makas büyüktür. İdeoloji ve hele sömürüyü doğrulayıp olağan saymak ve çalmayı çalmamak olarak göstermek durumunda olan burjuva ideolojisi gerçeğin ters yüz edilişidir.
Ve evet, ideoloji ve ideolojik argümanlar etkilidir. İdeolojik neden ve etkenlerle insanların çıkarlarının tam tersine ikna edilmeleri, eğer mücadele içinde sınıf çıkarlarının bilincine varmamışlarsa olağandır. Bu söylenenin, seçkinlerimizce bu seçim dolayısıyla bolca yapıldığı gibi, halkın cahillikle suçlamasıyla ilgisi yok. Bu seçimde de sınıf çıkarlarıyla oy kullanma davranışı arasında ciddi bir açı farkı vardı şüphesiz. Bundan çıkarılacak sonuç, “cahiller” deyip halka küsmek ve bir adım sonrasında lanet okumak değil, bıkmadan gerçekleri açıklayarak, özellikle işçilerin sınıf bilinçli işçilere dönüşmelerine katkıda bulunmaktır.
Oy kullanmada sınıf çıkarlarını tersine büken ideolojik etkenin rolü tabii ki küçümsenemez. Bu seçimde dinsel ve milliyetçi ideolojik ağulamanın son derece etkili olduğu tartışma götürmez. Ancak ideolojik ağulama Erdoğan’ın kazanmasını açıklamaya yetmez. Halkın ezici çoğunluğunun yoksulluk, önemli bir çoğunluğunun ise açlık sınırının altında yaşadığı koşullarda ideolojik ters yüz edişin bunca etkili olması olanaksız. Türk-İş’in Mart '23 araştırmasına göre, açlık sınırı 9 bin 591, yoksulluk sınırı 31 bin 241 TL. Asgari ücretse 8 bin 500 TL. 2020’de asgari ücret ve altında çalışanlar işçilerin yüzde 42’siydi. Şimdiyse tavan yaptı. Nisanda Tüketici Hakları Derneği Başkanı “Halkın yüzde 60,4’ü açlık, yüzde 98’i ise yoksulluk sınırının altında yaşıyor” demişti.
Peki, başlıca “Din elden gidiyor” ve “Devleti bölecekler” içerikli olağan ideolojik ters yüz edişlere eklenen sahte afişli, videolu açık yalanlar, yüzde 64’üne açlık dayatılmış insanların oyunu bu kadar etkileyebilir mi? Söz konusu olan, pişirdiği yemeğe soğan katmakta zorlanan insanların davranışı. İnsanların çoğunluğu açlığa mahkum edilişini onaylar mı? Erdoğan’ın oyu, açlığın bunca etkili olmadığı 2018’de yüzde 52’ydi. Bugün de aynısı. Ne yani, bunca açlık ve yoksulluk “sıfırlık” bir etken mi? Hiç mi etkilemedi insanların tercihini? Bu, kabul edilir şey değil!
Üstelik elde, nüfustan hızlı artan seçmen sayısı, -MHP’nin sıfırken 233 yazılması gibi- bir bölümü yakalanabilen sandıklardan çıkan tam tersi sonuçlar türünden kanıtlar var.
Hakemin de, açıktan bir takımın lehine oyuna dahil olduğu seçimin gerçeği yansıtması olanaksızdı ve yansıtmadı. Bu seçim hilelidir!
İkinci düzlemse, hırsızlık ve hilenin sandık sonuçlarını etkileyebileceği, ama yönetmeyi garanti etmeyeceğidir. Hile hurdayla sonuçlar yüzde 5 ya da 10 farklılaştırılabilir, nitekim farklılaştırıldı. Peki, Hazine tamtakır hale gelmişken Merkez Bankasının varlıklarının ekside olduğu, enflasyonun başını alıp gittiği bir ülkeyi yönetmenin de, oy sayımındaki türden el çabukluğu marifet bir çözümü bulunabilir mi? Botaş’ın 20 milyarı aşan borcuyla hemen ödenmesi zorunlu yüz milyarı bulan borç düşünüldüğünde, Erdoğan’ın ülkeyi yönetmesi deveye hendek atlatmaktan zor! Hele nüfusun yarısından çoğu muhalifken!
Açlık ve yoksulluk sınırları altında yaşamaya zorlanmış insanların anlık davranışları, -örneğin kullandığı oyu- etkilenip hileyle bu etki çoğaltılarak iktidarda kalınabildi. Sorun şu ki, bu, ne kadar sürdürülebilir? Birkaç ay mı, 6 ay mı, bir yıl mı, ne kadar? Bunca vahim bir tablonun içinden çıkmanın yolu olarak yasak ve zora eskisinden çok ihtiyaç olacaktır. Ancak Napolyon’un ünlü sözüdür: “Süngüyle her şeyi yapabilirsiniz, ama üstüne oturamazsınız”!
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02