Leviathan’a karşı seçim kampanyası yapmak
Fotoğraf: Gökhan Balcı/AA
On yedinci yüzyılda yaşayan Felsefeci Thomas Hobbes modern devleti bir Leviathan olarak tasavvur ediyordu. Devletin gücünü ve mutlak egemenliğini anlatmak için bu metaforu kullanmıştı. Leviathan Tevrat’ta adı geçen bir canavarın adıydı.
Geride bıraktığımız cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, muhalefetin seçim kampanyası tam da böyle bir Leviathan’a karşı yürütülen bir mücadeleydi. Zira, Adalet ve Kalkınma Partisi parti-devlet biçimini aldığından beri, seçimlerde muhalefetin karşısında bir parti ya da aday değil, devletin ta kendisi yer alıyor. Tüm muhalefet bir Parti-Leviathan’a karşı savaşıyor. Kolları ile muhalefeti kuşatan ve yok etmeye çalışan bir canavar bu. Diğer bir anlatımla, tüm kurumları ve kaynakları ile muhalefetin karşısına dikilen bir aygıt ve onun adayı/“ölümlü tanrısı” söz konusu. Böyle bir durumda, seçimler vesilesiyle gerçekleşen de bir yarış değil, demokratik bir yarış hiç değil, sadece hayatta kalma mücadelesi. Hiçbir kural tanımayan bu savaşta ne güç dengesi ne de adalet var. Tüm koşullar Leviathan’ın lehine.
Leviathan’a karşı hayatta kalma ancak kolektif bir mücadele ile mümkün olur. Zira, tek kişinin kazanabileceği bir savaş değildir bu. Koordinasyon işidir. Herkes üzerine düşeni eksiksiz yaptığı takdirde Leviathan etkisiz hale getirilebilir, yoksa birini sahaya sürmekle olacak iş değil. Hatta, saha gerisinde, sahaya sürülenin canavara kurban gitmesini beklemekle olacak iş hiç değil. Eğer bugün şapkamızı önümüze koyup durum tespitinin ardından öz eleştiri yapacaksak, bence işe parti örgütlerini ve örgütlenme anlayışını masaya yatırmakla başlamamız gerekiyor. Aday merkezli kampanya, marka aday, seçilecek aday, vs. -gereksiz- tartışmalarını bir kenara bırakıp örgütleri ve örgütlerin toplumsal ağlarını güçlendirmek gerek. Hani o yıllar yılı güçsüzleştirmek için her yola başvurulan parti örgütlerinden söz ediyorum.
Partilerde gücü olanların “Benim işaret ettiğim kişi” listelerde yer alsın yarışı ile de olmaz bu iş. Bir yandan devlette liyakatsizliği ve kadrolaşmayı eleştirirken, diğer yanda sadık adaylar aramak inandırıcılığı zedeleyen önemli faktörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Hem Millet İttifakının hem de Emek ve Özgürlük İttifakının milletvekili aday listeleri bu açıdan çok eleştiri götürecek nitelikte. İşe tam da buradan, nasıl olsa Meclise girmem garanti deyip kampanyaya emeğini koymayan vekillerden hesap sormakla başlansa, Kemal Kılıçdaroğlu doğru aday mıydı tartışmalarından daha faydalı olabilir. Benzer biçimde, atıl kalan il ve ilçe örgütleri için de böyle bir süreç işletilmeli. Ancak asıl önemli olan örgütleri canlandırmak için gerekli adımların samimiyetle atılması. Şimdi göstermelik iş değil, içtenlikle gerçekleştirilecek dönüşüm zamanı.
Sonuçta hiçbir seçim sadece sonucuna, rakamlara ve yüzdelere bakılarak analiz edilmez. En azından hiçbir siyaset bilimci ve sosyolog, şayet bilime ve işine ihanet içinde değilse, sonuç odaklı bir değerlendirmeye soyunmaz. Bağlamdan ve mevcut koşullardan yalıtılmış bir analiz, zaten analiz değildir. Bu seçimleri ancak siyasal rejimin ve devletin dönüşümünü merkezine alan değerlendirmelerle anlayabiliriz. Anladıktan sonra da asıl dönüşümü kendimizde yapmamız elzem. Görünüşte değil, özde dönüşüm.
Hobbes’un mutlak egemen “Ölümlü Tanrısının” bir an önce “ölümlü fani”ye dönüştürülmesi ve “mezara kadar” başımızda olmaması için aklımızı başımıza devşirme zamanı geldi de geçiyor bile…
- Umutla umutsuzluk arasında 2024 27 Aralık 2023 04:30
- Adabımuaşeret dersleri 20 Aralık 2023 04:42
- Zor zamanların dostu Tunç Soyer 13 Aralık 2023 04:57
- Bir mülksüzün konut krizi hatıratı 29 Kasım 2023 04:50
- Hukuk devletinde sona doğru 15 Kasım 2023 04:50
- Siyasetle ve siyaset için yaşayan kişiler 08 Kasım 2023 04:45
- Zordur barış akademisyeni olmak 01 Kasım 2023 04:57
- Filistin halkına destek, İsrail hükümetini protesto eylemleri 25 Ekim 2023 04:50
- Gazze'deki savaş Fransa'yı da yakar 18 Ekim 2023 04:20
- Gerçek dışı bir mekan olarak üniversiteler 04 Ekim 2023 04:57
- Göçmen karşıtlığından beslenen particiler 27 Eylül 2023 05:26
- Hakikat, özgürlükler ve otosansür 20 Eylül 2023 05:00