04 Haziran 2023 03:20

Hayatın acımasız davrandığı kadın: Feri Cansel (2)

Film Afişleri.

PAZAR
Paylaş

İzinsiz, kaçak çalışması gittikçe zorlaşan, sınır dışı edilme riskiyle yaşamaktan yorulan Kıbrıslı Feriha, yurttaşlık hakkını elde edebilmek için bir apartman görevlisiyle para karşılığı formalite evliliği yapar. Bir yandan1964 yılında “Kan ve Gurur” filmiyle başladığı sinema oyunculuğunu sürdüren Feri Cansel 1973 yılına kadar ses getirmeyen, iz bırakmayan türden olsa da çok sayıda filmde yer almıştır. Fantastik avantür, aksiyon filmlerinde canlandırdığı erkeksi, matrak, argo konuşan rollerle ilgi çekip, beğeni toplamış, sevilmişti.

Fakat ülkede ekonomik ve siyasi kriz dönemi başlamış, kendi krizini, açmazını çözemeyen sinema seyircisini kaybetmiş, seyirci salonlardan çekilip eve kapanmıştır. Bu koşullarda farklı çözüm arayışlarına giren, yeni yönelimlere savrulan Yeşilçam, kendi tükenişine, yıllarca zorlu koşullarda özveriyle ‘Sektör olamayan sektöre’ emek veren oyuncusundan senaristine, yönetmenine çok sayıda ‘yetişmiş’ insanın sinemadan kopmasına neden olan yeni bir furyanın içine düşer.

Başlayan bu yeni furya ‘erotik filmler’ furyasıdır. Yıllarca sürecek olan bu furya döneminde açılan kapıdan geçen onlarca insanın, özellikle kadın oyuncuların sonraki hayatlarında yıllarca sürecek ağır izler, acılar, yaralar bırakan, mutsuzluklar yaşatan kabus gibi bir dönemdir bu. Erotik komedi filmlerle başlayan gittikçe tamamen kadın bedeninin, ruhunun ağır, acımasız sömürüsüyle, topluma yönelik cinsel sömürüyle süren bu furya döneminde damgalanan, dışlanan, ötekileştirilen kadın oyuncular bu dönemde de sonrasında da ağır bedeller ödemek zorunda kalırlar. İzlerini kaybettirip kayıplara karışırlar. Adlarını ve yaşadıklarını unutturmaya çalıştıkları bu süreçte hiçbiri yaşadıklarını, yaşatılanları unutamaz.

 Tedavisi ve telafisi zor yaralarla çıktıkları büyük yangın sonrası binbir güçlükle yokluklar içinde kurmaya çalıştıkları ‘yeni hayatlarında’ kimi yeni bir yuvaya sığınıp çoluk çocuğa, toruna kavuşup yeni sevgilerde mutluluğu aramış, kimi farklı sektörlerde şansını denemiş var olmaya çabalamıştır.

Aynı dönemden birçok ‘benzeri’, yol arkadaşı, dostu gibi, Arzu Okay, Mine Mutlu. Seher Şeniz gibi ve daha birçok aynı dönemi, benzer acıları, bunalımları yaşamış kadın oyuncu gibi Feri Cansel de açılan o yeni kapıdan geçer, erotik filmlerin “seks yıldızı” olarak anılan oyuncusu olur. Mutsuzluğun, şanssızlığın peşini bırakmayacağı kabus gibi günlerin de kapısı aralanmıştır.

Feri Cansel 1974 yılında furyanın ilk erkek oyuncusu Sermet Sendengeçti ve benzer acılar, mutsuzluklar yaşayan, aynı damgalanmalarla dışlanıp günah keçileri ilan edilen, dönemin önemli iki ismi Arzu Okay ve Mine Mutlu’yla birlikte yer aldığı “Ah Deme Oh De” adlı filmle furyaya katılır ve türün yıldızlarından olur. 1967-1979 yılları arasında oynadığı 140 film içinde acı ki 1974-79 arasında yer aldığı 20’ye yakın erotik komedi filmiyle ve “seks yıldızı” olarak anılır.

Burada bir not düşmek istiyorum; yine dışlanan, ötekileştirilen, benzerleriyle aynı acıları, benzer mutsuzlukları yaşayan “seks yıldızı” olarak damgalanan, furyanın kadın oyuncularından Karaca Kaan’ın söyledikleri: “200 film çevirdim, 60’ında başrol oynadım. Her yaptığımızın adı ‘seks filmi’ oldu. Çok zor yıllardı, özgürlüğümüz elden gitmişti, paraya ihtiyacımız vardı, gidip bir yere sıfırdan başlayamazdık, adımız vardı. 100 -150 bin lira kazanıyorduk en fazla, para yoktu yani. Bu işin kaymağını yapımcılar yedi. Tek başıma yürüyemiyordum. Aaa, bak seks filmi artisti, sinema oyuncusu değil, seks yıldızı. İtibarsızlık ve aşağılama, sanki külotsuz dolaşıyormuşum gibi bakışlar.”

Dönelim Feri Cansel’in yaşam öyküsüne; 3 yıl uzak kaldığı, filmlerde yer almadığı sinemaya, oyunculuğa 1982 yılında Kartal Tibet’in yönettiği “Gözüm Gibi Sevdim” filmiyle bir kez daha döner. Filmin başrolünde Dönemin Popüler Şarkıcısı, Besteci, Oyuncu, yönetmen Gökhan Güney vardır.

Feri Cansel sinema dışında ve ekonomik sıkıntı yaşadığı günlerde şarkıcı olarak gazinolarda sahneye çıkar. İş Adamı Yusuf Tereyağoğlu’yla yaptığı uzun sürmeyen evliliğinde de aradığı mutluluğu, huzuru bulamaz. 1979 yılında sahneye çıktığı İzmir’de tanıştığı Melih Ük’e aşık olur. Ticaretle uğraşan Melih Ük İstanbul’a yerleşir ve birlikte yaşamaya başlarlar. Birlikte Kadıköy Moda’da Zümrüt adıyla bir market açarlar. Birbirlerini çok seviyorlardır ve Feri Cansel aradığı aşkı bulduğuna inanır.

’80’li yıllarda gazinolarda sahneye çıkıp şarkı söylemeyi sürdürüyordur Feri Cansel. Bursa Köşk Gazinosuyla anlaştığı, gitmek için hazırlıklar yaptığı günlerde Melih Ük’le de aralarında sorunlar, tartışmalar yaşanıyordur. Bursa’ya gideceği sabahın akşamında aralarında Dursun Seyfioğlu’nun da olduğu arkadaşlarıyla evde oturuyorlarken Melih Ük gelir; içkilidir. İkilinin arasında tartışma yaşanır. Feri Cansel’in kızı Zümrüt de evde, odasındadır, tartışma sesleriyle odasından çıktığında annesinin ağladığını, Melih Ük’ün elinde silah olduğunu görür. Kızı Zümrüt’ün ve Feri Cansel’i tanıyan, seven insanların acısını, travmasını tazelememek için cinayetin ayrıntılarına girmiyorum.

O gece Melih Ük Feri Cansel’e kızı Zümrüt’ün ve evdekilerin gözleri önünde defalarca ve acımasızca ateş eder. Taksim İlkyardım Hastanesine kaldırılan Feri Cansel kurtarılamaz.

 Ölüm tarihi kayıtlara 2 Eylül 1983 olarak geçer. 6 Eylül 1983’de Şişli Camii’nde yapılan cenaze törenine Feri Cansel’in ‘az sayıda’ acılı arkadaşı katılır. Yakınlarının topladığı parayla Kıbrıs’a, doğduğu topraklara gönderilen cenazesi yine az sayıda tanıdığının katılımıyla Lefkoşa Mezarlığında toprağa verilir.

Hayat, insanlar, sektör, sevgililer Feri Cansel’e çok acımasız davranmıştır; acılı, mutsuz, kırgın ayrılır bu dünyadan.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa