05 Haziran 2023 04:31

Günlük başarılar ülkesinde: 23. şampiyonluk ve sonrası

Galatasaray'ın Süper Lig 2022-2023 sezonu şampiyonluk kutlamasından fotoğraf.

Fotoğraf: Arife Karakum/AA

Paylaş

Galatasaray, küme düşme korkusu yaşadığı sezonun ardından 2.40’ın üzerinde puan ortalamasıyla şampiyon oldu. Başka bir ülkede olsa şaşırabilirdik ama ülkemiz sistemli değil günlük başarıların ülkesi. Hal böyle olunca geçen sezon ligi büyük farkla şampiyon tamamlayan takımın erken havlu atıp hocasını göndermesine de şaşırmıyoruz, buna da. Yine de sarı-kırmızılıların o feci sezonun ardından ayağa kalkmış olması ve 23. şampiyonluğunu kazanması azımsanacak iş değil.

Geçen sezon bugünlerde Galatasaray, ne yönetimi ne teknik heyeti ne de kadrosu belli bir takımdı. Fırat Develioğlu adlı birinin seçimleri erteletmesi sayesinde “küçülme” vadeden, “kasa kolaylığı” sağlamayacağını açıkça söyleyen Eşref Hamamcıoğlu’nun yerine “paralı başkan”ın etrafında bir koalisyon kuruldu. Başarı hiçbir zaman tek kişilik bir iş değildir ancak bazen zor günleri aşabilmek, rotayı düzleyebilmek, taraftarlarınızı toparlayabilmek “kafayı takmış” bir kişinin liderliğine bakar. Bu köşede yıllardır o ismi telaffuz ediyorum. Sezon başında kimi metafizik söylemlerini ve transfer hamlelerini, sezon içindeyse gerginliği artıran demeçlerini eleştirsem de Erden Timur camia içinde bu rolü üstlendi ve başarıyla taşıdı.

Özellikle Abdülkerim Bardakcı ve Lucas Torreira transferleri takımın sağlam bir omurga oluşturmasını sağladı. Hücumda Mauro Icardi bitiricilik, Milot Rashica ise dinamizm sorununu çözdü. Hatalı, verim alınamayan transferler de yapıldı ama gelenlerin tamamı doğru karakterlerdi. Sonuçların iyi gitmesinin ve taraftarın müthiş desteğinin de etkisiyle sezon boyunca uyumlu, sorunsuz bir takım izledik. Yabancı yıldızların cana yakın halleri Kerem Aktürkoğlu başta olmak üzere yerlilerin de onlardan öğrenme ve onlarla gelişme eğilimlerini güçlendirdi.  

Okan Buruk, hem elindeki kadroyu iyi idare etti hem de kazanan formülü bulduğu andan itibaren takımın devamlılığını sağladı. Ekibi, Avrupa kupalarında mücadele etmemenin de avantajıyla sezon boyunca ciddi bir sakatlık yaşamadı. Hatalarını nadiren tekrarladı, büyük maçlarda takımına güven verdi. Icardi ve Torreira’nın yani sezonun en iyi 2 isminin yedek soyunmak zorunda kaldığı Fenerbahçe deplasmanında belirleyici bir taktik ve psikolojik zafer kazandı. Sezon boyunca takımı yalnızca Kayserispor ve Beşiktaş deplasmanlarında rakibinden kötüydü. Okan Buruk bunu savunmasını önde kuran, topu hızlı geri kazanan ve rakiplerinden çok daha direkt hücum ederek sonuca giden bir takımla yaptı. Hem topa yüksek oranda hükmetti, hem en çok şut çeken ve pozisyona giren takım oldu.

Dries Mertens ve Sergio Oliveira, sezonun büyük bölümünde ciddi katkı verse de sonlara doğru endişeleri haklı çıkardılar. Eğer ligimiz daha zorlu olsaydı ya da Torreira’nın başına bir şey gelseydi büyük ihtimalle Mertens ve Oliveira’dan kötü transferler olarak bahsedilecekti. Galatasaray’ın gelecek sezon bu 2 pozisyonda da daha fazla atletizme ihtiyacı var. Kiralık sözleşmeleri sona eren Icardi ve Rashica ile kadroda tutulmaları zorlaşan Nelsson ve Boey’in yerinin nasıl doldurulacağı da büyük önem taşıyor. Başta dediğimiz gibi hızlı yükseliş ve düşüşlerin, günlük başarı ve başarısızlıkların ülkesinde Galatasaray, tarihi performansından, kırdığı rekorlardan çok eksiklerine odaklanmak zorunda. Aksi halde, Avrupa kupalarının getirdiği yoğunluk ve sezon başındaki birkaç kötü sonuçla kendilerini bir anda bu sezonki Trabzonspor’un konumunda bulabilirler. Bu yaz, Erden Timur ve ekibine en az geçen yaz olduğu kadar iş düşüyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa