12 Haziran 2023

TÜSİAD’ın açıktan ve satır aralarında söyledikleri…

TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) tarafından hazırlanan 'Türkiye Sanayisinin Bugününe Bakış ve Öneriler' raporu 6 Haziran’da kamuoyu ile paylaşıldı.

Türkiye’de seçimlerin ardından muhalefet nerede yanlışlar yaptığını tartışırken ve iktidar yeni kabine ile yıpranan yanlarını tahkim etmeye çalışırken patronlar açısından tablo nasıl?

Türkiye’de egemen sınıf fraksiyonlarının çatışmaları ve bu çatışmanın siyasal alana dair yansımalarını seçimler öncesinde çeşitli vesilelerle görmüştük. TÜSİAD’ın 50. yılı projesi olarak hazırladığı ve 2021 yılı ekim ayında açıklanan “Yeni bir anlayışla geleceği inşa: İnsan, bilim, kurumlar” başlıklı rapor bu açıdan önemliydi. Raporda şu vurgular yapılmıştı: “Siyasal, ekonomik, toplumsal kurumların ve kuralların niteliği hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, ekonomik istikrarı, bir arada yaşamayı ve birlikte gelişmeyi sağlamak için vazgeçilmezdir. Bu üç temel unsur aynı zamanda birbirleriyle etkileşim hâlindedir.”

O raporun temel perspektifleri açısından şu cümleyi de hatırlatalım: “Uluslararası alanda diplomasi ve iş birliğiyle rol model olan, AB entegrasyonu başta olmak üzere Batı dünyası ile ilişkilerini güçlendiren, uluslararası hukuka ve sözleşmelere bağlı, saygın bir Türkiye.”

Seçimlerde arzuladığı gibi bir sonuç çıkmamış olması, AKP ile ilişkilerde, kendi sınıfsal çıkarlarını en ileri düzeyde realize etmeyi 21 yıldır bir biçimde beceren TÜSİAD için tarihin en dramatik gelişmesi değil kuşkusuz (!)

Eğer sonuçlar istediğiniz gibi çıkmadıysa o zaman ortaya çıkan sonucu sizin için en kârlı hale getirmeyi mümkün kılacak yollar bulursunuz. Türkiye burjuvazisi açısından işler böyle yürür. İlk mesajlar da tam bu gerçeğe uygundu. Örneğin Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, yeni ekonomi yönetimine başarılar diledi ve “Türkiye, 2023 genel seçimlerini takiben yeni dönemde finansal piyasalara güven verecek, uluslararası tecrübeye sahip bir ekonomi yönetimiyle yola çıkıyor” dedi. Ardından da devam etti: “Yeni Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’in deneyimi ve geçmiş dönemlerdeki başarılarıyla bir kez daha ülkemize önemli katkılarda bulunacağına yürekten inanıyorum.”

TCMB Başkanı olarak atanan Dr. Hafize Gaye Erkan için de, “Sayın Erkan’ın yurt dışındaki parlak Türk gençleri için de ilham kaynağı olacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Bu süreçte, TÜSİAD açısından önemli bir gelişme daha yaşandı.

TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu tarafından hazırlanan “Türkiye sanayisinin bugününe bakış ve öneriler” başlıklı rapor, 6 Haziran’da kamuoyuna tanıtıldı. İki yıl önce açıklanan “Yeni bir anlayışla geleceği inşa: İnsan, bilim, kurumlar” başlıklı rapordaki temel perspektiften beslenen bir rapordu bu.

64 sayfalık bu yeni raporda şu vurgu yapılıyor: “Türkiye imalat sanayi son 20-25 yıl içinde teknoloji içeriği düşük olan sektörlerin ağırlıkta olduğu bir yapıdan orta ve orta-yüksek teknolojili ürünlerin üretildiği sektörlerin önem kazandığı bir yapıya doğru evrilmiştir. Bu dönüşüme otomotiv ile beyaz eşya sektörleri öncülük etmiştir. Güncel veriler bu sektörlerin belirli bir olgunluğa ulaştığını, ancak sanayide yapısal dönüşümün durakladığını ve yüksek teknolojili ürünlere doğru bir hareketin gerçekleşmediğini göstermektedir.”

Raporda katma değer üreten öncü şirketlere ulaşmanın bu dönüşüm açısından kilit önemde olduğuna vurgu yapılırken şöyle devam ediliyor: “Sektörlerin dönüşüm gereksinimlerini yerine getirebilmelerinin önemli şartlarından biri ileri teknolojileri kullanabilen ve bunları kendi çevresel koşullarına uyarlayabilen beşeri becerilerin varlığıdır. Türkiye’nin beceriler konusundaki eksiklikleri sanayide dönüşümü engelleyebilecek en önemli etkenlerden biridir. Bu engelin aşılması sadece yüksek öğretimde değil eğitimin tüm basamaklarında kalitenin artırılması ve daha eşit erişimin gerçekleştirilmesini gerektirmektedir.”

Dolayısıyla TÜSİAD bir yandan, Mehmet Şimşek’e dair açıkladığı destek üzerinden talep ve beklentilerini yeni siyasal sürece yansıtmaya çalışırken, diğer yandan açıkladığı son raporla “Başka türlü bir şey benim istediğim” demiş oluyor.

Sağlık alanındaki genç hekim göçü artık fakülteden başlarken, Türkiye’nin en büyük patron örgütü, dijital dönüşümle desteklenen teknolojik gelişme süreçleriyle uyumlu bir sanayinin, ancak buna uygun emek gücüyle mümkün olabileceğini belirtiyor. Ve Türkiye’nin eğitim düzeninin şu an bunun epey uzağında olmasından yakınıyor.

Öte yandan doların zirve yaptığı ve rezervlerin eritildiği dönemde Merkez Bankasının başında olan Şahap Kavcıoğlu’nun Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) başkanlığına atanması, önceki günkü Karar gazetesinin manşetinde “Heterodoks yedekte mi bekleyecek” endişesi ile yansırken, aynı gün Yeni Şafak “Büyümeye odaklanalım” manşetiyle, iş dünyası ve sivil toplumun yeni süreçten umutlu olduğu tezini öne çıkarıyor. Şimşek’in, Kavcıoğlu’nun atanmasını Resmi Gazete’den öğrendiği iddiası da ayrı bir yerde duruyor.

Yukarıdan bakıldığında şimdilik asayiş berkemal gibi gözükebilir ama bir dizi gerilimin alttan alta biriktiği gözden kaçmıyor.

İzlemeye devam edeceğiz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et