Rakibine demokrasi dersi verme
Fotoğraf: Mustafa Kamacı/AA
Cumhurbaşkanı Erdoğan pazar günü İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde Necip Fazıl Kısakürek anısına düzenlenen “40 Yıl 40 Eser” etkinliğinde seçim sonuçları üzerine konuşurken CHP’ye “demokrasi dersi” vermiş.
“Son 13 yılda 12 seçim kaybeden birinin kabahati kendinde aramak yerine halen seçmeni suçlaması artık siyasetin değil, psikolojinin konusudur.”, “Bir daha hiçbir güç, CHP’yi o sandığın dibinden çıkaramayacaktır” demiş.
CHP’yi savunmak bize düşmez. Onlar kendini savunur. Aslında, Erdoğan CHP için sarf ettiği sözleri bütün rakiplerine söylüyor. Son 13 yılda en büyük rakibi CHP olduğu için onun adını anıyor. Bir sonraki seçimde en büyük rakibi başka bir parti olsa muhtemelen aynı sözleri onun için söyleyecek.
Erdoğan’ın sözleri belki ilk bakışta, daha doğrusu yüzeysel bir bakışla doğru görülebilir. Yani, halk Erdoğan’ı seçmiştir, demokrasiyi savunuyorsanız halkın seçtiği kişi ve partiye hakkını vereceksiniz ve siz onun yerine halkın oylarını alamadığınız için yenildiğinizi kabul edeceksiniz denebilir.
Ama işin aslı öyle değil.
Erdoğan’ın seçilmesini eleştirenler, bir avuç izansız dışında, Erdoğan’ı seçtiği için halkı eleştirmiyor; eşit olmayan koşullarda yapılan seçimlerde, koşulları kendinin seçilmesi için oluşturmuş birinin ya da bir partinin seçilmesinin demokratik, adil olmadığını söylüyor.
Erdoğan’ın rakipleriyle alay etmesi, onları aşağılaması, kendini övmesi adeta suçunu, ayıbını gizlemenin dışa vurumudur.
Seçimlerden önce devletin bütün olanaklarını seçim kampanyanda kullanıyorsun, seçim ile ilgili çok sayıda yasayı ihlal ediyorsun, siyasi zorla kendine bağladığın ve medyanın yüzde doksan beşini kapsayan propaganda aracınla rakiplerini karalayıp yalan haberleri yayıyorsun, teslim aldığın yargıyı kullanarak rakiplerini seçim mücadelesinin dışında bırakıyorsun, yüz elli senedir iktidarlarca kullanılan din istismarı ve milliyetçilik propagandasını yalanlarla süsleyerek kullanıyorsun, ekonomik yıkımı seçim sürecinde gözlerden gizlemek için daha sonra halkın cebinden ödenecek milyarlarca dolar borç yapıyorsun ve sandık başında bütün seçimlerde hile yapıyorsun; bütün bunlardan sonra çıkıp rakiplerine demokrasi dersi veriyorsun.
Böyle demokrasilerde ülkelerini senden daha uzun yıllar yönetenler oldu. Franco, Salazar, Mübarek, Beşar Esad, Vladimir Putin, Lukaşenko, Rahmon, Hamaney vd. Say say bitmez.
Rakiplerine karşı devasa avantajlarla seçime girmene rağmen, kaybetmekten nasıl korktuğunu da herkes gördü.
Ha, bitirmeden bir şeyi daha ekleyeyim. Senden uzun iktidarda kalanlar da bir gün iktidarını kaybetti, henüz kaybetmeyenler de kaybedecek.
Verdiğin, demokrasi dersi doğru değil. İşçi sınıfı ve emekçi halk kendi sınıf çıkarlarının bilincine varıp, kendi sınıf çıkarları doğrultusunda hareket ettiğinde gerçek demokrasi ve gerçek halk iktidarından söz edebileceğiz. Senin övdüğün demokrasiye eskiden Filipin Demokrasisi derlerdi.
Halkın kendi iktidarını kuracağı günler de gelecek. Er ya da geç.
- Kartlar yeniden karılıyor 17 Aralık 2024 04:41
- Suriye'yi bekleyen 10 Aralık 2024 05:01
- Savaşa ve yoksulluğa karşı ittifak 03 Aralık 2024 06:40
- Kayyım 26 Kasım 2024 04:41
- Onların çocukları 19 Kasım 2024 04:42
- Etki ajanlığı 12 Kasım 2024 04:59
- Senaryo belli oldu 05 Kasım 2024 04:52
- Açılım senaryoları 29 Ekim 2024 04:48
- Haklar pazarlık konusu olmaz 22 Ekim 2024 04:13
- Erdoğan'ın dediklerinin meali 15 Ekim 2024 04:37
- Bilinen yalanlar 08 Ekim 2024 04:41
- Barış mücadelesi 01 Ekim 2024 04:48