13 Haziran 2023 04:50

Şu burjuva siyaseti…

Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu

Fotoğraf: CHP

Paylaş

Başlığı tamamlamak gerekirse en uygunu ne olabilir?

Çok iğrenç!

Bir ucunda takım taklavatıyla birlikte tek adam yönetimi var. Güven tazeleme saydığı hileli seçimlerin ardından hiç zaman kaybetmeksizin saldırıyı sürdürüyor. Cumartesi Annelerine ters kelepçe, seçilmiş Can Atalay’ın vekilliğinin hâlâ engellenmesi, İstanbul Çekmeköy’de 86 yaşındaki yatalak Gülfidan teyzenin gecekondusunun başına yıkılması bazıları. Lamsız-cimsiz yüzde 30 yoksullaştıran doların serbest bırakılmasını ekleyin… İkinci eki, oy toplamak için bir aylık bedava doğalgazın düşük gösterdiği enflasyon oranına göre asgari ücret ve memur maaş zamlarının gıdım gıdım yapılacak olmasıyla yapın. Hele eli kulağındaki faiz artışlarının patlatacağı işsizliği de katarsanız, saldırıdan başka bir şeye tanık olmayacağımız su götürmez.

Bunlar, “ancak biz düzeltiriz” denerek gündem edinildi!

Dönün burjuva muhalefete, orada da durumun aşağı kalmadığını göreceksiniz.

Millet İttifakı’nın Meclis seçimleriyle Emek ve Özgürlük İttifakının desteğine rağmen, cumhurbaşkanlığını kazanamadığı gerçeği bile tartışma konusu oldu. “Yok kaybetmedik”!.. “Biz değil, Erdoğan kaybetti”!.. Bazısı uzun sürse bile, gerçek en çok bir gün iki gün örtülebilir. Örtülemez olunca, bu kez gelsin “değişim” talepleri.

Kolay değil. Sadece Kılıçdaroğlu söylemiyor; tüm ittifak dereyi görmeden paçaları sıvamış, “kazandık” psikozuna girmişti. “Eşekten düşmüş gibi” olundu ve tabii ki moraller bozuldu. Anormal sayılmaz.

Anormal olan, anında “öküz öldü, ortaklık bozuldu” havasının egemen olmasıydı. Önce, Millet İttifakı dağıldı. İYİ Parti “yokum” dedi. Vekilleri CHP listelerinden seçilen SP, DEVA ve Gelecek’in üçüncü gün kendi yollarına koyulmalarına takılacak sıfatı siz kararlaştırın. Oysa bakanlıkları bile paylaşmışlar, “Mutabakat Belgesi”nde iktidar olunca hangi alanda ne yapacaklarını noktası virgülüne belirlemişlerdi.

Parlamento seçimine CHP listesinden katılan partiler mutlu sayılır. Ne de olsa havadan onar on beşer vekillik kaptılar! Oy kaybeden İYİ Parti ve ittifakı kotarıp henüz kazanılmamış onca ganimet dağıtarak cumhurbaşkanlığını almaya çalışan CHP karıştı. İkisi de Kongre’ye gidiyor. İşleri zor görünüyor.

İttifakın toparlayıcısı CHP’de yaman çekişme var!

İmamoğlu, ikinci gün “değişim” deyiverdi. “Değişim” “çok önemli bir kavram”mış! “Değişim talebinin arkasında duracak”mış. Aslında “değişimi halk talep ediyor”muş. Henüz “Kılıçdaroğlu’nun karşısında adayım” demedi, ama bir onu demediği kaldı.

Oysa iki gün öncesine kadar “baba-oğul”dular! İkisi de öyle söylüyordu. Demek ki baba-oğul değil, ortaklarmış ve “öküz ölünceye” kadarmış!

Hele bir de kızıştırıcı medya ve “kaybettik” deyip CHP’liden farksız davranan sözde gazeteciler yok mu! Şimdi, almışlar ellerine değneği, “vur abalıya” misali, Kılıçdaroğlu’nu dövüyorlar.

Dövsünler, ama bari düzgün dövsünler! Oysa, maaşa bağlanmışçasına, İmamoğlu gibi dövüyorlar! Bomboş bir değişim edebiyatıyla!

Tabii ki değişim şart! Bunu baştan beri söylüyoruz. “Düzenin restorasyonundan hayır gelmez” dedik! Mücadele alanını parlamento ve sandıktan ibaret görerek bir yere varılmaz dedik. Sokağı provokasyonla eşleştirip reddetmeyin; sokaksız, grevsiz, gösterisiz olmaz dedik. Şimdi Kılıçdaroğlu “2-3 sandıklı yerlere ulaşamadık. Oralar sadece TRT’yi izliyor” diyor. Gitseydiniz! Gitmeyi reddettiniz. Sokağa çıkmayı reddettiniz! Halkın dertlerinin lafını etmekle yetindiniz, onlarla birlikte mücadelesini vermek aklınızın ucundan geçmedi!

Bunlar ve daha pek çoğu kuşkusuz değişmeli. Ama “değişim” diyen İmamoğlu’yla geleceği onunla yürümekte gören CHP’li siyasetçi ve “gazeteci” erbabı değişimin içini siyasal olarak doldurmaya yanaşmıyor. Oysa şart olan bu! Neden Akşener’le, Davutoğlu ve Babacan’la ittifak yaptık, neden yerli ve yabancı tekellerin çıkarlarını savunduk, neden şimdi Şimşek’i ve yaptıklarını eleştirmiyoruz, bunları değiştirelim diyen yok! Siyasetler baki kalacak, ama kişiler değişecek! Ali gidecek, Veli gelecek –bunun adı da değişim olacak! Sanki geleceklerin şeylerinde mücevher var!

İmamoğlu yoksa siyaset değişikliği de öngörüyor mu? “Güçlendirilmiş parlamenter sistem” yerine, “tek adam rejimine devam” mı yoksa?

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa