15 Haziran 2023

Değişim ama nasıl?

Kaynak: Freepik

2023 seçimlerinin ardından, burjuva düzen partileriyle yanları-yörelerindeki yazar-gazeteci-yorumcuların sürdürdükleri propagandanın ortak paydasını, halk kitlelerini bu partilerin etrafında ve yedeğinde tutacak unsurların öne çıkarılması oluşturuyor. İktidar goygoycusu takımın siyasal ikbal ve rant devşirme olanaklarını kaybetmeme sevinciyle sürdürdüğü “kazanma bayramı” bir yana bırakılırsa, CHP ve İyi Parti başta olmak üzere burjuva düzen muhalefetinin “içi” kaynar suya tutulmuş gibidir ama onların birbirleriyle koltuk kavgasına tutuşmuş yöneticileri de kendilerini destekleyen kitlelere dönerek “birlik beraberlik ihtiyacı”ndan söz etmeyi ihmal etmiyorlar. Kaybetme zamanlarının ivme kazandırdığı iç çatışma, bölünme, yönetim mevkilerini kapma kavgasının örtüsü ise burjuva politikasınca kirletilmiş halinde “değişim ihtiyacı”na vurgudur!

Değişim evet gereklidir ama burjuva muhalefet partilerinin yönetim kademelerinde kürsü kapmaya daraltılmış iktisadi-siyasi rant aracı olma haliyle değil. Halk kitlelerinin bu sermaye partilerine yedeklenmesine hizmet eden şarlatanca gösterilere paravan edilmek istenen değişim, halk kitlelerinin burjuva partileri arasındaki dalaşa ya da bu partilerin iç kürsü kavgalarına yandaş olmaları için değil, işçi sınıfı ve tüm diğer emekçi kesimlerin sermaye boyunduruğu ve onun politik-askeri kurumlarının sultasından kurtulması için gereklidir. Değişim, bunu sağlayacak bir devrimci mücadele birliğinin halk kitlelerinin saflarında şekillenmesi ve güçlenerek iktidar alternatifi haline gelmesi için gereklidir. Bugünün mevcut iktisadi-sosyal koşullarıyla sınıf güç ilişkilerinin devrimci değişimi sadece ihtiyaç değil, kesin gerekliliktir. Kapitalist sömürü koşulları ve burjuva toplumsal ilişkiler bu değişimin iktisadi toplumsal koşullarını ve sosyal dayanaklarını olgunlaştırmıştır ama işçi ve emekçilerin sermaye karşıtı örgütlenme ve mücadelesinin düzeyi, burjuva sistem partilerinin aldatı ve manevralarıyla burjuva devlet iktidarının engellerini aşacak duruma henüz gelmemiştir. Sermaye partileriyle yöneticilerinin mevki-makam ve çıkar hesaplarını değişim kavramını da istismarla sürdürme olanağı bulması, bu öznel ve nesnel koşullarda mümkün olmaktadır.

Değişime, sözcüğün en tam ve geniş anlamında bu alanda ihtiyaç vardır. İşçi sınıfı ve diğer emekçi kitlelerin sermaye partileri tarafından sisteme bağlı tutulmalarına yol açan yanılgılarının son bulması için iktisadi-sosyal olguların ve politik gelişmelerin ayrıntılı sergilenmesine ve acil talepleri için mücadelede birleşmelerine hizmet edecek çalışmada yoğunlaşma, değişimin burjuva kanallar arasında boğulmaya değil, bağımsız devrimci yönde olmasına hizmet edecektir. Değişime tüm diğerlerinden önce sınıf güç ilişkileri alanında ihtiyaç vardır ve bunun için sadece kapitalizmin kaçınılmaz olarak yol açacağı değişim güvence oluşturamaz.

Görmek, kavramayı kolaylaştırır ancak devrimci değişim-devrimci tarzda değiştirme için-yetersiz kalır. Eski bir Rus atasözü “Bir kere görmek yedi kez duymaktan iyidir” der. İnsanın gözüyle görmediği şu ya da bu olay veya gelişme üzerine doğru olmayan düşüncelere sahip olmasını sağlayan araç ve olanakların devasa boyutlar kazandığı günümüzde, duyuma dayalı aldatı daha da kolaylaşmıştır. Burunlarıyla toprağı eşeleyen iktidar beslemelerinin teknolojik araçları kullanarak uydurma haber ve görüntüleri gerçekmiş gibi pazarlayarak önyargılarla destekli yığınsal yanılgıları çıkarlarına uygun şekilde yönlendirdikleri ‘bir devir’de, toplumsal gerçeklerin apaçık sergilenmesine, ne ve nasıllarsa öylece gösterilmesine duyulan ihtiyaç artmıştır. Çalıştığı işi olanın işsizliği, zenginin yoksulluğu yadsıdığı; işsizliğin tembellik, yoksulluğun “Kazandığından fazlasını tüketme” göstergesi sayıldığı örnekler hiç de az değildir. Resmi açıklamalarla 4 milyon, sendikaların açıklamasına göre 9 milyon civarında işsizi olan, yüzde yetmiş civarındaki kesimi yoksulluk sınırı altında yaşayan bir toplumun on milyonlarca emekçisinin sermaye partilerinin kalkınma, iyileştirme-reform, huzur ve güven kavramları etrafında şekillenen propagandalarına kanarak onların siyasal platformlarına destek vermeleri; bunu yaparken de birbirlerinin karşıtıymış gibi davranmaları, sınıflar arası ilişkilerin dönemsel en önemli gerçeklerinden biridir.

Bu durumun sermaye partilerinden biri yerine diğerinin devlet yönetim organlarını ele geçirmesiyle halk kitleleri yararına değişmediği yüzyıllardır yaşanarak görülüyor. Erdoğan ve ittifak ettiği güçlerin yerine CHP’nin diyelim ki İmamoğlu ya da bir başka ‘oğlu’ veya ‘kızı’nın yönetiminde gelmesi de işsizlik, yoksulluk, açlık ve savaş üreten kapitalist sömürü koşullarının devamına engel oluşturmayacaktır. On milyonlarca emekçi için çalışma ve yaşam koşullarındaki kısmi iyileştirmeler sağlayan bir değişim kuşkusuz önemli ve gereklidir. Ancak hem bunun için emekçilerin daha geniş ve ileri düzeydeki birliğine ihtiyaç vardır hem de sömürülen ve baskı altında tutulanların bu durumdan kurtulmaları için sermaye ve partilerinden bağımsız kendi devrimci örgütlerine. Değişim kavramının halk kitleleri açısından olumluluk ifadesi olması ancak bu durumda mümkün olabilir. Böylesi bir değişim için fabrika, iş yeri, semt, eğitim ve sağlık kurumları başta olmak üzere çalışma ve yaşam alanlarında emekçilerin örgüt ağının oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Devrimci enerji buna hasredilmelidir. Devrimci sınıf örgütü/örgütleri de ancak böylesi bir çalışma içinde ve bu çalışma sonucu daha güçlü konuma gelebilir ve emekçi kitlelerine güven verebilirler.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et