Yeni saldırı dönemine karşı
Fotoğraf: Evrensel
Seçimlerin ardından kalkan toz bulutu yavaş yavaş ortadan kalkarken, tüm taraflar kendi durumlarını yeniden belirleme dönemi başlattı. Erdoğan iktidarı seçim döneminde kazanma kaygısıyla işçi ve emekçi halka dağıtmak zorunda olduğu kırıntıları artık geri toplama, halkın üzerindeki yükleri daha da ağırlaştıracak ekonomi politikalarına hız vermeye yöneldi. Temel ürünlere yapılan zamlar devam ediyor, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı yaşamı daha da zorlaştıracak bir tempoda artıyor. Türk parasının dolar ve avro karşısında sürekli değer kaybetmesi ülkenin ve halkın sırtına bindirilen yükü her geçen gün biraz daha ağırlaştırıyor. İktidar ekonomik ve politik saldırılarını artırarak sürdürecek. Seçilmiş Milletvekili Can Atalay’ın halen cezaevinde bulunması bile çok şey anlatıyor.
Millet İttifakı seçimlerin ardından dağıldı. İttifakın içindeki gerici burjuva düzen partilerinin iktidara uyum. mızmızlanma, arada bir itiraz etme çizgisinde duracaklarının güçlü belirtileri var. İttifakın taşıyıcı gücü CHP ise kendi içerisinde, ağırlığını genel başkanlık kapışmasının oluşturduğu bir “değişim” tartışmasına gömülmüş durumda. Faturayı genel başkana çıkarma eğilimi baskın görünüyor, ama ilginç bir biçimde parti içerisinde genel başkan dışında mücadeleden söz eden bir mihrak da görünmüyor! Halkın yarıya yakını diktatörlüğe hayır demişken, bu potansiyeli canlı tutacak muhalif bir mücadeleci çizgi tutturulmadan yapılacak bir “değişim” sadece bir vitrin değişikliği olacak. Oysa seçim döneminin en önemli tecrübesi: Halkın acil ve temel taleplerini halkla birlikte savunma, değişimi buradan gerçekleştirmenin zorunluluğu olmuştu.
Emek ve Özgürlük İttifakı çok önemli dezavantajlarına rağmen seçimlerden küçümsenemeyecek bir kazanımla çıktı. Mecliste hatırı sayılır bir milletvekili sayısı ile demokrasi ve özgürlük taleplerini savunmak, bu savunuyu oraları başarıyla kullanmakla birlikte, Meclis kürsüsüne ve duvarları arasına sıkıştırmamak gibi bir tutumla hareket etmek, Emek ve Özgürlük İttifakının ülkenin gerçek muhalefet odağı olmasını sağlayacaktır. İttifakın bir mücadele ittifakı olarak, saflarını sıklaştırması ve genişletmesi, Türk ve Kürt işçi ve emekçi kitleler arasında enerjik bir çalışma yürütmesi, emekçi halkın mücadelesinin ve taleplerinin en kararlı savunucusu olması, ülkedeki demokrasi özgürlük mücadelesini yükseltecek tek olanak durumundadır.
İktidarın ve büyük sermayenin her türlü sözcüsü ve yetkilisi karşılarında örgütlü bir muhalefet istememektedir ve tüm darbelerini bu yönde vurmaktadır. Onlar faşizme ve gericiliğe teslim olmuş, muhalefet yapacaksa da “majestelerinin muhalefeti” olarak hareket eden bir muhalefet istemektedir. Oysa bugün iş yerlerini, fabrikaları, emekçi semtlerini mücadele odakları olarak harekete geçirmek, demokrasiden, özgürlüklerden ve barıştan yana güçleri seferber etmek, saldırıları püskürtmenin en etkili yolu olarak görünmektedir. İktidarla ve onun destekçisi büyük sermaye ile hesaplaşmanın ana alanı burası olacaktır.
Diğer yandan daha epeyce zaman bulunmasına rağmen şimdiden gündem yapılmak istenen yerel seçimler konusu bulunmaktadır. Üste işaret edilen çizgi etkin bir biçimde yaşama geçirilemezse, o çok önemsenen, “Şimdiden hazırlanalım” denilen yerel seçimlerde de başarılı bir sonuç alınamayacağı bilinmelidir. Açlık sınırı 11 bin liraya, yoksulluk sınırı 34 bin liraya dayanmış durumdadır. Halkın ezici çoğunluğu temel gıda maddeleri, kira ve ulaşım masraflarını karşılamak için ölesiye çalışmakta, yaşanılan her gün zorlukların üzerine yeni zorluklar bindirmektedir. Halkın yarısı buna rağmen iktidara oy vermişse bu onların bu zorlukları yaşamadıklarından değil, bunun nedenlerini başka sebeplere -dış güçlerin oyunu, milli çıkarların bunu gerektirdiği, zorlukların geçici olduğu, işlerin yakında düzeleceği vb.- bağlamaya iktidar tarafından ikna edilmeleridir. Bu dönem, ileri sürülen bu “gerekçelerin” temelsiz ve boş olduğunun görüleceği, açığa çıkacağı bir dönem olacaktır.
İşçi sınıfının ve emekçi halkın en örgütlü ve bilinçli kesimleri ajitasyon ve propagandalarında bu gerçekleri ikna edici bir biçimde işleyebilir ve işçi ve emekçi halka taşıyabilirse iktidarın ayağının altındaki toplumsal destek kayıp gidecektir. İktidar seçimlerde kazandığı başarıyı faşizmin ve gericiliğin koyu karanlığını sağlamlaştırmak için kullanmak istemektedir. Ancak işçi ve emekçi hareketinin iktidarın bu başarısını, onun stratejik yenilgisine çevirebileceği koşullar da her geçen gün daha fazla olgunlaşmaktadır. Koşullar ve zaman iktidardan yana değil -elinde sadece zorbalık ve yalan var- işçi ve emekçi halktan yana çalışmaktadır. Durmak yok, mücadeleye devam! Yeter ki bu bilinç ve kararlılıkla mücadele edilsin.
- Gelişmelerin kısa özeti 17 Ocak 2025 05:12
- 13 Ocak güçlendirilmeli 10 Ocak 2025 04:24
- Değişimin zorunluluğu 03 Ocak 2025 07:15
- 'Zaferden' işçiye düşen 27 Aralık 2024 05:25
- Seyredecek misiniz? 20 Aralık 2024 05:42
- Ücret asgari, yaşam sefalet 13 Aralık 2024 05:40
- Genel grev ve direnişi gerçeğe dönüştürmek için 06 Aralık 2024 06:15
- Birleşik ve genel mücadele için 29 Kasım 2024 06:55
- Siz ne diyorsunuz? 22 Kasım 2024 05:31
- Gelişmelerin anlamı üzerine 15 Kasım 2024 05:25
- Direnerek kazanmak 08 Kasım 2024 11:13
- Elde ne var? 01 Kasım 2024 05:05