Hayat bayram olmalı
Fotoğraf: Pixabay
Çocukluğunda başucunda yeni bayram kıyafetleri ile uyuyan bir neslin, kendi öyküsünü yeni kuşaklara anlatmakta pek hevesinin kalmadığı bir zamandayız: ‘Nerede eski bayramlar?’
Yeni bir ayakkabı ya da gömlek sonrası, sevinçten sabaha kadar gözüne uyku girmeyen bir çocukluk hali aslında hiç yok olmadı. Giyilebilir teknolojiler alın bakalım bir çocuğa, uyuyabiliyor mu sevinçten görün derim. Akıllı saat, akıllı gözlük, vücut sensörleri, elektronik giyim eşyaları hangi çocuğu heyecanlandırmaz ki?
Bir dönem popülerleşen “zamanın ruhu” deyişinin en güzel Türkçe kavram karşılığı Tanıl Bora’dan gelmişti: ‘devran’.
“O artık eskisi gibi değil / devran değişti” deriz kimi zaman. Bayramlar için de devran değişti. Artık bayramlaşmalar paylaşımdan çok göstermelik bir göreve dönüştü. Hem bireyler hem devletler, hükümetler için. Öyle olmasaydı deprem öncesi boş konut oranı yedi milyona yakın bir nüfusu barındırabilecek bir ülkede, insanlar aç açıkta kalır mıydı, çadırkent diye bir durum yaşanır mıydı?
Yediğimiz, içtiğimiz ve sağlığımıza dair “Ne yersek oyuz” sözü kadar sağlam bir tespit yaşadığımız kent, ülke, toplum için de her anlamda geçerli. Cömertlikten barışa, hukukun üstünlüğü ve adalet duygusundan pozitif duygulara; güven endeksinden bireysel silahlanmaya hangi ülkeyi soluyorsak oyuz aslında. Unutmayalım, eni sonu soluduğumuz coğrafyaya dönüşür, onun gibi yaşarız hayatı. Yani mesele son derece basit ve bir o kadar da politik. Bayramı biz gibi, ülke gibi yaşayacağız bugün de.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2023 için “kentte yaklaşık 450-750 bin arası boş konut bulunduğunu söylemekte”. Dört kişilik aile modeli ile 1.8-3 milyon nüfusa karşılık gelen bir oran bu. Tesadüf değil, bir tercih: Yatırım amacıyla alınmış ikinci ve üçüncü evler…
Kentler yıkıldı, yüz binler öldü, yaralandı, dondu. Onlar aç ve açıktaydı, beri yanda sadece bir kentte milyonları barındırmaya yetecek boş evler hepimizin gözlerinden kaçırılıyordu. Bir yanda bir gecede rant için kamulaştırılan, el konulan tarım arazileri, evler, köyler öte yanda aç açıkta deprem mağdurları ve bomboş evler…
O bomboş rantsal binalar hiç olmazsa iki-üç yıllığına kamulaştırılsaydı bir gecede, bugün bayram gibi bir bayram yaşamış olmayacak mıydık? Bayramlarda yaralarımızı saralım denirdi eskiden. Devran değişti.
Deprem öncesinde, 2021'de tüm ülkede “1,5 milyonu aşkın boş konut." Her boş konut başına dört kişi olarak hesaplanınca 6,5 milyon nüfusu barındırabilecek bir stoktan bahsediyoruz esasında.
Hayatı nerede o eski bayramlar sözünü duyarak geçenlerin sayısı hiç de az değildir. Hayatımızı kaybettiğimiz, kaçırdığımız şeylere üzülerek geçiriyoruz. Oysa hayat bayram olmalı, günler değil…
Sağlıcakla kalın.
- Barış kokusu: Ege denizi 09 Aralık 2024 04:53
- İnsandan inşaata demir eksikliği 02 Aralık 2024 04:48
- Bir davayı seyretmek: Başka bir sağlık sistemi mümkün 25 Kasım 2024 04:43
- Kırmızı kurdele: AIDS ve çocuk 18 Kasım 2024 04:04
- Hekim grevleri tüm dünyada tarihsel bir eşikte 11 Kasım 2024 04:50
- Özelleştirme yolunda aile hekimliği ya da sağlık hakkımız 04 Kasım 2024 04:11
- 2025 ya da sağlık: Yeni sağlık bütçesinin ipuçları 28 Ekim 2024 04:35
- Sağlıkta kayıp kuşak: 0-23 yaş arası ve AKP'li yıllar 21 Ekim 2024 04:53
- Hangi antidepresan bize eşitlik, özgürlük, adalet getirebilir ki! 14 Ekim 2024 04:00
- Koruyucu sağlık hizmetleri: Önlenebilir her ölüm cinayettir 07 Ekim 2024 04:55
- Koku ve hafıza 30 Eylül 2024 04:26
- Yapay zeka insan haklarından neden korkar? (1) 23 Eylül 2024 04:29