Binlerce mil yürüyen Chepito

Javier Zamora'nın Solito isimli kitabının kapağı

El Salvador, halkın yoksulluğun, adaletsizliğin ve şiddetin ağırlığı altında sürekli ezildiği, acılı Orta Amerika ülkelerinden biri. ABD yönetimi tarafından desteklenen ordunun kurtarıcı rolüne soyunduğu ülkelerden. Ordunun, halkın ezilmesine karşı çıkan gerilla güçlerini yaklaşık 20 yıl süren iç savaş döneminde yok edemediği için “Denizi kurutma” stratejisini yürürlüğe koyması, faşistlerden oluşan ölüm mangalarının kol gezmesi, Türkiye’den bakınca gayet tanıdık.

İç savaş, 1992’de Chapultepec Barış Anlaşması ile sona erdi. Ama on binlerce insan kuzeye, aslında ülkelerinin yaşanmaz duruma gelmesine neden olan ABD’ye göçtü. 21. yüzyıla girildiğinde El Salvador kökenliler ABD’deki en büyük göçmen gruplarından birini oluşturuyorlardı.

Javier Zamora işte bu acılı toprakların en acılı günlerinde, iç savaş sırasında doğdu. Babası ölüm mangalarının eline geçmemek için Javier daha bir yaşındayken kuzeye, yani ABD’ye kaçtı. Annesi birkaç yıl daha dayansa da, Javier henüz beş yaşındayken aynı yola düştü; El Salvador’dan ve diğer Orta Amerika ülkelerinden ABD’ye giden göç kervanlarından birine katıldı.

Javier, 9 yaşına dek küçük bir köyde büyükanne ve büyükbabasıyla yaşadı. Sonra kuzeye gitme sırası ona geldi. Bir çocuğun, daha 9 yaşında tek başına binlerce millik bir yola çıkması akıl alacak bir iş değildi ama El Salvador’un akıl almaz acıları içerisinde Javier’in yola çıkmasına kimse karşı koyamadı.

Hep “çakal” diye anılan kaçakçılar, tek başına yolculuk edecek bir çocuğu almayı istemediler. Javier yola düşmek üzere olan bir öbek yetişkin ve çocuğun yanına verildi. Hazırlıksız değildi. Büyükbabası ona göç sanatını anlatmıştı. Ayı ve yıldızları nasıl okuyacağını öğrenmişti. Hangi yalanları söylemesi gerektiğini de. Meksika’ya vardığında yabancı olduğu anlaşılmamalıydı. Hangi futbol takımını sevdiğini soran olursa, ne söyleyeceğini biliyordu. Meksika başkanının kim olduğunu da. Meksika’nın en sevilen başkanlarının adlarını da bellemişti: Benito Juárez ve Lázaro Cárdenas. En popüler partiyi de biliyordu.

Yol boyunca farklı göçmen gruplarının yanında yürüdü. Tehlikenin her an pusuda olduğunu bilen göçmenler onu korudular kolladılar. Javier iç çamaşırlarını yıkamayı yolda öğrendi. Daha önce bilmediği türden tuvaletlere kaka yapmayı da. Ama daha 9 yaşındaydı. Bir sürü zor işin üstesinden gelebiliyordu ama ayakkabılarını bağlamayı beceremiyordu. Her seferinde birilerinin ayakkabılarını bağlaması gerekiyordu.

Javier, makineli tüfekler, üniformalı askerler, polisler, “çakallar”, hiç bilinmeyen yabancı mı yabancı topraklarla karşı karşıya; daha ayakkabısını bağlayamayan ama çok kararlı bir çocuktu. Ona “Chepito” diye sesleniyorlardı. Hem tatlı, hem de güç verecek bir adla.

Bütün bunlar gerçek. Daha 9 yaşındaki Chepito nasıl mücadele verdi, tüm zorluklara nasıl direndi, büyüyünce yazdığı ve yeni basılan “Solito” (Yalnız) başlıklı kitabından biliyoruz. Javier artık 30 yaşında bir şair. Diline, ülkesine ve ülkesinin acılarına sahip çıkan, başını dik tutmayı önemseyen bir sanatçı. Anlatması gereken çok önemli bir mücadelesi olduğunu bildiği için yazdığı “Solito”, yolculuğu 9 yaşındaki bir çocuğun bakış açısından anlatıyor. Kitapta ara ara kullanılan İspanyolca, seçkinlerin değil acılı halkın konuştuğu İspanyolca. Anlatı yalın ve abartısız çünkü yaşadıkları zaten dehşet verecek denli korkunç.

Kitabın belki de en ağır bölümleri, Chepito ABD sınırını geçemediğinde çölde yaşadıkları. Sınırı geçtiğinde de onu başka zorluklar bekliyor. Hiç tanımadığı babasına neden ısınamadığını, annesinin neden gözlerinin içine bakmadığını anlayamıyor. Kendini zaman aşımına uğramış gibi hissediyor.

Chepito 1990 doğumlu. Artık Arizona’da yaşıyor. Çok büyük olasılıkla El Salvador ve Orta Amerika’da yaşananlarla Türkiye’de 1980 öncesi yaşananlar ne kadar benzer bilmiyor. Ama direnmeyi biliyor. El Salvador’da, Guatemala’da, Nikaragua’da yaşamak demek acılara direnmek demek.

Javier Zamora kitapta kullandığı dili şöyle anlatıyor: “Biz Salvadorlular için ilk dil Caliche, ikincisi İspanyolcadır. Üçüncü dilimiz ise alaycılıktır. El Salvador’da alt orta sınıftan alt sınıfa herkes Caliche ile gurur duyar. Göç yolunda bir halk olduğumuzu bu sayede fark ettim. Yol boyunca bu dili duymak, kimi Honduraslılar ile bazı Guatemalalıların da bunu kullandığını öğrenmek, sanki evimi bulmak gibiydi.”

Solito”, Kürtçe neden çok değerli ve neden okullarda mutlaka yer almalı anlamak istemeyen, Türkçe dışındaki ana dillerin yok olması için büyük çaba sarf eden faşist anlayışın karşısında direnenlerin çok seveceği bir kitap.

Chepito, İkbal Masih’in direnişini de bilmiyor olabilir. Pakistanlı bir çocuğun direniş öyküsü ABD gibi ülkelerde pek ilgi çekmiyor. Ama Chepito, İkbal, Kolombiyalı dört kardeşin direnişleri günümüzde Türkiye’de barış ve adalet isteyenler için bakınca çok önemli, çok öğretici…

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan-Şimşek programıyla Türkiye, yüksek faiz cennetinin yanı sıra uluslararası tekellere eğitimli ve ucuz işçi pazarı haline getirilecek.

Evrensel'i Takip Et