04 Temmuz 2023 04:50

Rusya'nın "Roma'ya Yürüyüş"ü

Wagner grubu Rostov'daki Rus Güney Askeri Bölgesine girerken

Fotoğraf: AA

Paylaş

Geçen hafta Rusya’da yaşanan iktidar içi güç mücadelesi Çin’de de yankı buldu. İktidar içi güç mücadeleleri ve toplumsal hareketler ÇKP’nin korkulu rüyası ve topluma da ‘kargaşa’nın bir ülkenin başına gelebilecek en kötü durum olduğu dayatılıyor. Gerçekten de, sokaktaki insanla konuştuğunuz zaman, memleketlerini övmek için söyledikleri ilk özelliklerden biri ‘Kargaşa olmaması, sükunetin hakim olması’. Yurt dışında bir halk ayaklanması ya da darbe gibi bir siyasi olay gerçekleştiğinde de resmi söylem ‘kargaşayı’ bastırmaya çalışan devlet güçlerini desteklemek oluyor. Hele konu, Rusya gibi bir komşu ülke olunca, bu tutum daha da aciliyet kazanıyor.

Ama bu sefer, Çin kamuoyu teksesli değildi. İlk etapta Putin’i destekleyen görüşler ağırlık kazandıysa da, bir süre sonra Putin’in parti içinde bir hizip gibi ‘devletin içinden’ bir grubun değil paralı askerlerin komutanına karşı güç kaybetmiş olması bir zayıflık olarak görüldü ve alay konusu oldu. Rusya’nın Çince isminin ilk karakteri kaz sözcüğüyle sesteş olduğu için Rusya’ya Büyük Kaz dendiği de olur. Wagner krizi sırasında Putin’i kayıtsız şartsız destekleyenlere dalga geçmek amaçlı Sarı Kazlar dendi.

Genel olarak Çin’in Twitter’i Weibo’da, nasıl olup da Putin’in enformaliteye bu denli izin verebildiği, ya da engel olamayacak kadar güçsüz olduğu, bunun küresel dengeleri ve Çin’le ilişkileri nasıl etkileyeceği, Rusya’daki Çin vatandaşlarının güvenliği gibi konular tartışılıyor. Çin kamuoyunun Rusya’ya tarihsel aşinalığı örneğin şu anda cereyan etmekte olan Paris ayaklanmasına kıyasla durumu daha iyi anlamasına, çok boyutlu değerlendirebilmesine olanak tanıyor.

Çin’in Rusya’ya tarihsel aşinalığı akademisyenlerin de Wagner olayına tarihsel bir perspektiften bakmasını sağladı. İktidara yakınlığıyla bilinen yarı-akademik haber portalı Guangcha’da yayımlanan bir değerlendirme, Putin ve Prigozhin arasında yaşanan siyasi çatışmayı Rusya’nın çarlıktan modern devlete geçiş sürecinden beri çözemediği, siyasi-askeri seçkinler sınıfı içinde bir çatışma olarak açıkladı. Bu anlayışa göre, tarihsel olarak merkezi bir devlet olan Çin’in aksine Rusya askeri güce sahip siyasi odakların yaptığı geçici koalisyonlarla ayakta kalan bir devlet oldu. Bu bakış açısına göre, Ukrayna savaşı da aslında Rusya’nın iç savaşının bir yansıması ve kaçınılmaz olarak içe döndü.

Bu analize göre, ilk önce Çar, daha sonra SSCB Komünist Partisi, siyasi seçkinler arasındaki güç savaşlarını  dengede tutacak bir müzakere sistemi geliştirdiler. İki devletin de yıkılışı özünde kurdukları denge mekanizmasının çalışmaz hale gelmesiyle oldu. İlkinde devrimle, ikincisinde rejim değişikliğiyle siyasi güç odaklarının resmi bir dengeleme mekanizması olmadan aralarındaki kozu paylaşmalarına olanak tanındı. Örneğin, 1990’lardaki Çeçenya krizi de bu müzakere edilemeyen güç mücadelesinin tezahürleriydi.

Bir yandan, Çin’in SSCB’nin dağılışını ABD’den daha iyi analiz ettiğini ABD dahi kabul ediyor. O yüzden, böyle bir tarihsel analizin Çin’de düşünsel bir temeli var. Öte yandan, Çinli araştırmacının bu analizinde Çin’in merkeziyetçi iddiasını destekleme ve benzer bir ‘kargaşa’nın Çin’de yaşanmayacağına dair dolaylı bir teminat dileği de var.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa