Geciken sabah
SES SESE KARŞI
Eski “sahibinin sesi” plaklarında gramofonun helozon borusu önünde duran bir köpek vardır. Sahibinin sesini dinlemek için kulaklarını dikmiş, sessizce bekliyor gibidir. Öyle resmedilmiştir. Sese karşı ses vermek için ayaklarını gerip beklediğini düşünmeyelim diye.
NAR TANESİ
Nar ağaçları kızıl boru çiçeklerini açtı. Bir çiçekten bir top içinde binbir taneyi devşirecek olan. Yarıldığında her biri yeni doğmuş güneşler gibi parıldayan.
CADDE
Birbirine yol verdikçe sokaklar caddeye ulaşır. Omuz omuza verirse insanlar, el ele tutuşur. Caddeyi bulur…
İŞ KULELERİ
Karınca ordusu gibi doluyor içine. Kat kat on binlerce insan. Gün ışığından yoksun. Çalışan. Dev bir mezar taşı gibi dikili. Betondan yüzüyle gökyüzünü karartan.
DEV MEZAR TAŞLARI
Zincirlikuyu’nun lüks mezarlarının taşları görkemini yitirdi. Çevresinde dev mezar taşları olarak yükselen gökdelenler arasında. Upuzun gölgeleriyle ak mermerleri karartıp duruyorlar.
GECİKEN SABAH
Tepelerin arkasından doğan güneş, üstünde yükselen gökdelenlerin camlarını parlatırken taş duvarlarının gölgeleri çukurdaki evlerin üstüne çöker. Geç gelen her sabahla…
AYDINLIK ÇARPMASI
Gecenin katı karanlığından sonra gün birden aydınlandığında aydınlık çarpar. Gecenin karanlığında alışkanlıkla görüp seçebildiklerini gündüzün gözlerini kamaştıran aydınlığında hiç göremezsin. Alışmak gerek. Aydınlığa da…
AĞAÇ ÖRNEĞİ
Şu ağacı örnek al. Nice kesilip biçilse ölmez. Bir çalgıya katınca sesini. Türkü söyler. Sürdürür yaşamı. Kendininkini değil yalnız. Seninkini de. Hepimizinkiyle birlikte.
TAZELE
Hep bir kalem olsun yanında. Yazılmamış sözcükler vardır her zaman. Yaşamdan koparabileceğin. Sararıp düşmeden yere. Karışmadan toprağa. Tazelensin diye dünya.
Evrensel'i Takip Et