13 Temmuz 2023 04:09

Bir terslik var

Tayyip Erdoğan (solda), Jens Stoltenberg (ortada), Ulf Kristersson (sağda)

Fotoğraf: TCCB/Murat Çetinmühürdar/AA

Paylaş

Huzur içerisinde yaşarlarken, gelişmiş makine sanayileri ve tarımsal güçleriyle görece iyi durumda olan saygın ve eğitimli(?) Ukrayna halkı bir gün uyandı ve yeni bir devlet başkanı seçti.

Sonra?

Sonrası hüsran. Yeni devlet başkanı, “Ben ülkemi huzur içerisinde yönetmeye devam edeceğim. Yurtta barış, dünyada barış” diyeceğine halkların düşmanı NATO’ya “Üye olacağım” deyiverince ülkesi yerle bir oldu. Halkı dünyanın dört bir yanına dağıldı, ülkesi işgal edildi.

Sorumlusu kim?

Yeni devlet başkanını umutla ve büyük çoğunlukla seçen halk.

Türkiye’de seçim oldu. Halk bir sabah uyandı ve kentin işçileri, emekçileri, köylüleri, yoksulları, emeklileri, kendilerini layık göremedikleri için, kentlerindeki patronları, zaten zenginleri, önce Meclise oradan da iktidara gönderdi. Sonra, yoksul emekçilerin, evinde tencere kaynatamayan kadının, torununa harçlık veremeyen dedenin oylarıyla iktidara giden patronun ilk işi yoksulun son kalan kırıntılarını da cebe indirmek oldu. Sonra sınıf atlama heyecanı ile sahtekar sendika ağaları, parkta gelen geçeni gözleyen emekli, bir yandan parmakları ile Rabia işareti yaparken, diğer yandan “Yaşasın, Sisi geliyor” diye zıplayan şaşkın, seçim öncesi afiş gibi kullanılan “Uçak gemimizle(?), hiç binemeyeceği “elektrikli arabamızla” övünen pişkin, “Geçinemiyoruz. Zam, zam, zam” diye bağırmaya başladı. Siz hiç “Geçinemiyoruz. Mahalle kahvesinde simit 9, çay 10 lira oldu. İş, emek, özgürlük” diye bağıran patron, patron örgütü filan gördünüz mü?

Sorumlusu kim?

Yeni iktidarı yeniden iş başına getiren halk.

Dünyanın en zengin, en eğitimli halklarından olan İsveç halkı huzur içerisinde, barış içerisinde yaşarken kendi seçtikleri adamlar bir sabah uyandı ve huzurlarının kaybolacağını, sınırlarının hemen ötesindeki nükleer silahların namlularının Stockholm’a(?), Göteborg’a yöneleceğini bile bile, “Yurtta barış, dünyada barış” diyeceklerine, “NATO’ya girelim” deyiverdi.

Sorumlusu kim?

“NATO’ya girelim” diyen adamları iktidara getiren halk.

Bu kirli oyunda dünya kana bulanırken, emekçiler birbirini boğazlarken savaşta ölen bir patron duydunuz mu hiç? Kaza ile uçağı düşen birkaç talihsiz(?) dışında ben duymadım. Bu kirli savaş sürerken servetine servet katan, dolar milyarderi hatta trilyoneri olan patron duydunuz mu?

Sorumlusu kim?

Tarihsel tanımı ile sosyal eşitsizliği, yoksulluğu doğanın hukuku olarak kabullenmiş ve bu kabullenme ile servetini koruma altına almış kral yanlılarının, büyük toprak sahibi aristokratların, derebeylerinin, ulvi hukukun (kilise ruhbanının) bedava nimetlerinden ta Sümerlerden beri faydalanmış,  ölü gömmek, onları yer altı karanlığından korumak için 40 teneke buğday, 30 testi içki talep eden din soytarılarının kralın sağında oturarak “sağcı” unvanı aldıklarını bilmeden, “Sağ-sol yok, emek ve sermaye var” olduğunu bilemediği için kendisine “sağcı” diyen halk.

Sağcı dünya halkları. İktidarı kendisine layık göremeyen sağcı emekçi, sağcı köylü, sağcı emekli, sağcı yoksul.    

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa