Yapay zeka, sermaye ve politika
Görsel: Mohamed Hassan/Pxhere
Geniş dil modellerinin kullanım alanları giderek artarken özelde bu modellere ve genelde yapay zekaya dair tartışmalar da artarak sürüyor. Yapay zekaya dair ulusal ve uluslararası denetim politikalarının nasıl olacağından güvenlik kaygılarına, gözetim ve sansür olasılıklarından fikri mülkiyete uzanan geniş bir çerçevede çeşitli gelişmeler yaşandı bu hafta.
Bu gelişmelerden ilki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) yapay zekanın risklerine dair ilk toplantısını yapmasıydı. Toplantıda temsilciler tam bir ortaklaşmaya varamamış olsa da hemen hepsinin askeri amaçlı kullanımlar başta olmak üzere “rakip” ülkelerin yapay zeka alanında avantaj kazanmasını tercih etmeyeceği de açık olarak görüldü. Yapay zekaya dair ilerlemenin denetim altında tutulabilmesi açısından Uluslararası Atom Enerjisi Ajansına benzer bir yapının kurulması görüşünün hissedilir bir baskınlık kazandığı toplantıda en ciddi muhalif çıkış yapay zekanın denetimine dair tartışmaların Konseyin bünyesinde değil de konuda uzmanlaşmış bilimsel platformlarda yapılması gerektiğini savunan Rusya oldu.
BMGK’de bunlar yaşanırken Biden yönetimi kullanıcıları korumak üzere yapay zeka alanında çalışma yürüten Amazon, Anthrophic, Google, Inflection, Meta, Microsoft ve OpenAI şirketlerinden siber güvenlik yatırımları, ayrımcılık araştırmaları ve yapay zeka ile üretilen içeriklerin açıkça işaretlenmesi gibi bazı konularda taahhüt aldığını ve yapay zekanın riskleri üzerine bir başkanlık kararnamesi üzerinde çalışıldığını duyurdu.
Ülkelerin yapay zeka alanının denetim altında tutulmasına ilgisi boşa değil. Yapay zeka alanındaki gelişmeler askeri kullanım alanları ve üretilebileceği ekonomik değer potansiyeli başta olmak üzere dün var olmayan pek çok yeni olasılığın önünü açıyor. Ve her ülke kendi şirketlerinin bu pastadan kapabileceği en büyük payı kapmasını sağlayabilmek için birbiri ile mücadele halinde. Tam da bu mücadele nedeni ile Çin’deki bazı yapay zeka, yarı iletken ve kuantum hesaplama şirketlerine yatırım yapan ABD şirketlerine soruşturma açılıyor. Soruşturmanın resmi gerekçesi yatırım yapılan şirketlerin “ABD ulusal güvenliğine tehdit oluşturmaları” ve “İnsan hakları ihlallerine bulaşmış olmaları” olarak ifade ediliyor. Ancak kapitalizmde “ulusal güvenliğin” sermayenin güvenliği ile eş anlamlı olduğunu ve ham maddelerin tedarikindeki insan hakları ihlallerinin mecbur bırakılmadıkça dert edilmediğini göz önünde bulundurduğumuzda esas meselenin kendi sermayesinin çıkarlarını koruma olduğunu rahatça söyleyebiliriz.
Yapay zeka alanındaki gelişmeler kontrolden çıkmış bir yapay zekadan tutun da yapay zeka silahlanma yarışına dek irili ufaklı çeşitli riskler barındırıyor. Bu teknolojinin insanlığın sonunu getirmek yerine insanlığa hizmet edecek şekilde nasıl geliştirileceğinin tartışılması tam da bu risklerden dolayı hayati bir zorunluluk. Ancak şu an ülkeler arası yürütülen yapay zekanın denetim altına alınması tartışmaların insanlığın çıkarlarını ve varlığını korumaya değil de kendi sermaye gruplarının çıkarını korumaya endeksli olduğunu görmek gerek.
- Sosyal medyaya yaş sınırlaması çocukları koruyabilir mi? 30 Kasım 2024 04:50
- Medyanın arama tekeli ile imtihanı 23 Kasım 2024 05:01
- Teknoloji patronları ABD seçiminin galiplerinden 09 Kasım 2024 04:32
- Platformlar ve yayıncılar çevrim içi radikalleşmenin neresinde? 19 Ekim 2024 06:56
- Hamam böceği yuvası mutfakta değil 10 Ekim 2024 04:55
- ‘Yerli ve milli’lik siber güvenliğin neresinde? 21 Eylül 2024 06:01
- Sızan/sızmayan veri ve sonrası 14 Eylül 2024 04:54
- Modern İskenderiye Kütüphanesi yanarken 07 Eylül 2024 04:43
- Genç oyun geliştiricilere vadedilen kabus 24 Ağustos 2024 05:58
- Oyunları kim, neden hedefe koyar? 17 Ağustos 2024 05:04
- Sansür, ebeveynler ve oyunlar 10 Ağustos 2024 06:30
- Roblox sansürü çocukları koruyabilir mi? 09 Ağustos 2024 04:15