22 Temmuz 2023 04:30

Yapay zeka, sermaye ve politika

Görsel: Mohamed Hassan/Pxhere

Paylaş

Geniş dil modellerinin kullanım alanları giderek artarken özelde bu modellere ve genelde yapay zekaya dair tartışmalar da artarak sürüyor. Yapay zekaya dair ulusal ve uluslararası denetim politikalarının nasıl olacağından güvenlik kaygılarına, gözetim ve sansür olasılıklarından fikri mülkiyete uzanan geniş bir çerçevede çeşitli gelişmeler yaşandı bu hafta.

Bu gelişmelerden ilki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) yapay zekanın risklerine dair ilk toplantısını yapmasıydı. Toplantıda temsilciler tam bir ortaklaşmaya varamamış olsa da hemen hepsinin askeri amaçlı kullanımlar başta olmak üzere “rakip” ülkelerin yapay zeka alanında avantaj kazanmasını tercih etmeyeceği de açık olarak görüldü. Yapay zekaya dair ilerlemenin denetim altında tutulabilmesi açısından Uluslararası Atom Enerjisi Ajansına benzer bir yapının kurulması görüşünün hissedilir bir baskınlık kazandığı toplantıda en ciddi muhalif çıkış yapay zekanın denetimine dair tartışmaların Konseyin bünyesinde değil de konuda uzmanlaşmış bilimsel platformlarda yapılması gerektiğini savunan Rusya oldu.

BMGK’de bunlar yaşanırken Biden yönetimi kullanıcıları korumak üzere yapay zeka alanında çalışma yürüten Amazon, Anthrophic, Google, Inflection, Meta, Microsoft ve OpenAI şirketlerinden siber güvenlik yatırımları, ayrımcılık araştırmaları ve yapay zeka ile üretilen içeriklerin açıkça işaretlenmesi gibi bazı konularda taahhüt aldığını ve yapay zekanın riskleri üzerine bir başkanlık kararnamesi üzerinde çalışıldığını duyurdu.

Ülkelerin yapay zeka alanının denetim altında tutulmasına ilgisi boşa değil. Yapay zeka alanındaki gelişmeler askeri kullanım alanları ve üretilebileceği ekonomik değer potansiyeli başta olmak üzere dün var olmayan pek çok yeni olasılığın önünü açıyor. Ve her ülke kendi şirketlerinin bu pastadan kapabileceği en büyük payı kapmasını sağlayabilmek için birbiri ile mücadele halinde. Tam da bu mücadele nedeni ile Çin’deki bazı yapay zeka, yarı iletken ve kuantum hesaplama şirketlerine yatırım yapan ABD şirketlerine soruşturma açılıyor. Soruşturmanın resmi gerekçesi yatırım yapılan şirketlerin “ABD ulusal güvenliğine tehdit oluşturmaları” ve “İnsan hakları ihlallerine bulaşmış olmaları” olarak ifade ediliyor. Ancak kapitalizmde “ulusal güvenliğin” sermayenin güvenliği ile eş anlamlı olduğunu ve ham maddelerin tedarikindeki insan hakları ihlallerinin mecbur bırakılmadıkça dert edilmediğini göz önünde bulundurduğumuzda esas meselenin kendi sermayesinin çıkarlarını koruma olduğunu rahatça söyleyebiliriz.

Yapay zeka alanındaki gelişmeler kontrolden çıkmış bir yapay zekadan tutun da yapay zeka silahlanma yarışına dek irili ufaklı çeşitli riskler barındırıyor. Bu teknolojinin insanlığın sonunu getirmek yerine insanlığa hizmet edecek şekilde nasıl geliştirileceğinin tartışılması tam da bu risklerden dolayı hayati bir zorunluluk. Ancak şu an ülkeler arası yürütülen yapay zekanın denetim altına alınması tartışmaların insanlığın çıkarlarını ve varlığını korumaya değil de kendi sermaye gruplarının çıkarını korumaya endeksli olduğunu görmek gerek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa