26 Temmuz 2023

Hep birlikte batırıyoruz: SGK

Dünyada, Avrupa’da hasta başına en sık, en fazla kan tahlili, röntgen, ultrason, bilgisayarlı tomografi, MRG, koroner anjiyo yapılan ülkelerin başında geliyoruz. Peki bu bizi daha mı sağlıklı kılıyor? Elbette hayır…

Tıbben gerektiği için mi bu kadar çok tetkik isteniyor yoksa hastalar mı çok talepkar ya da hekimler mi yasal sorumluluk/risk almak istememekte? Hasılı sağlık ve sosyal güvenlik yönetilemiyor.

Günümüzde Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamı hem hoyrat kullanılmakta hem de keyfiyet arz etmekte. SGK giderek açık veren bir kurum, bunun nedenlerinden bir tanesi de e-Nabız verileri yeterince incelenmeden istenmiş mükerrer tetkikler.

Kovid-19 pandemisinin ilk aylarında, çalıştığım kurumda hastaneye yatmasını öngördüğüm hastaları sevk etmeden akciğer bilgisayarlı tomografilerinin (BT) rapor ve CD’sini vermekle kalmaz BT görüntülerinin videosunu da hasta cep telefonuna yüklerdim. Bu hastaların tamamına yakınında aynı gün tekrar BT çekildiğine tanıklık etmiş oldum. Dünyanın başka hangi ülkesinde rastlanır böyle bir müsrifliğe kararını okura bırakıyorum. Mesele salt ekonomi olmayıp aynı zamanda gereksiz radyasyon almaktaydı hastalar.

e-Nabız verilerine baktıkça, hayata geçirilmemiş/tedaviye dönüşmemiş o kadar çok kişisel sağlık verisi ile karşılaşıyoruz ki! Geçen haftaki yazımda da belirttiğim üzere e-Nabız sistemi giderek bilgi çöplüğüne dönüşmek üzere. Kuralsız bir piyasa ve tüketim toplumuna dönüştürülürken bizler, e-Nabız sağlık verileri de giderek ayrıştırılması zor, zaman alıcı bir hale evirildi.

Sevk zincirinin fiilen kaldırıldığı, misal kanser hastalarının randevu almakta zorlandığı ama kabızlık için üniversite hastaneleri gibi üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin kötüye kullanıldığı bir sağlık ortamını hep birlikte soluyoruz. SGK kapsamının ve sunduğu sağlık şemsiyesinin istismarına müdahil olmayarak, önlem almayarak kendi çöküşünü hızlandırmakta, özünde suç işlemektedir.

Hasta randevu sürelerinin kamu sağlık kurumlarında üç-beş dakikaya düşürülmesi meselenin bam telidir. SGK bu fiili duruma da müdahil olmamakta ne yazık ki.

2022 yılında da “Bütçeden yapılan rekor transferlere rağmen SGK 39.7 milyar TL açık vermişti. Geçmiş yazılarımda da bahsettiğim üzere, tüm bu veriler üzerine iki milyonu aşkın EYT’li (emeklilikte yaşa takılanlar) emekli maaşı almaya başladı. Üstelik son büyük depremin SGK’ye maliyeti henüz hesaplanmış değil. Depremin yarattığı yıkıma bağlı olarak yeni dul-yetim aylıkları, yeni malulen emeklilik sayıları, organ kayıplarına bağlı ortez, protez dahil sağlık harcamaları henüz bilinmiyor.

Hep birlikte geleceğimizi, sağlığımızı, sosyal güvencemizi yok ediyoruz. Hekiminden hastasına, hükümetinden muhalefetine, bürokrasiden sendikalara bu suça ortak oluyoruz ama kişisel pratiğimizle ama yeterince ses çıkarmayarak.

Onca yoksulluk varken çökertilmiş bir SGK tahayyülü zor bir geleceksizlik...

Sağlıcakla kalın.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et